Yetkide paralellik ilkesi ne demek ?

Tolga

New member
12 Mar 2024
227
0
0
Yetkide Paralellik İlkesi Üzerine: Geleceğe Bakan Bir Tartışma

Selam forumdaşlar,

Bugün biraz “hukukun geleceği” diyebileceğimiz bir konuyu tartışalım istedim: Yetkide paralellik ilkesi. Kulağa teknik geliyor olabilir ama aslında yönetim, adalet, hatta yapay zekânın kamu kararlarına etkisi açısından bile inanılmaz önemli bir ilke.

Bu başlıkta sadece tanımı değil, bu ilkenin gelecekte nasıl dönüşeceğini, dijitalleşen devlet yapıları içinde nasıl evrilebileceğini konuşalım. Erkek forumdaşların stratejik, analitik öngörülerine; kadın forumdaşların ise insan odaklı, toplumsal dengeyi merkeze alan vizyonlarına da özellikle yer verelim.

---

1. Kısa Tanım, Büyük Anlam: Yetkide Paralellik Nedir?

Yetkide paralellik ilkesi, en sade haliyle, bir işlemi hangi makam yapabiliyorsa, o işlemi değiştirme ya da geri alma yetkisinin de aynı makama ait olmasıdır.

Yani bir karar valilikçe alındıysa, o kararı ancak valilik değiştirebilir; bakanlık ya da belediye değil.

Bu ilke, idari istikrar kadar, yetki karmaşasının önlenmesi için de gereklidir.

Ama dikkat: Bu sadece geçmişin hukuk düzeninde değil, geleceğin yönetim sistemlerinde de önemli bir güvence. Çünkü yapay zekâ destekli karar sistemleri, dijital bürokrasi, hatta “otonom yönetim” modelleri hızla yükseliyor. Peki, bu sistemlerde “yetkide paralellik” nasıl korunacak?

---

2. Erkeklerin Stratejik ve Analitik Perspektifi: Yetki Mimarisi ve Güç Dengesi

Erkek yorumcular genelde konunun yapısal kısmına odaklanıyor: “Bir sistem nasıl sürdürülebilir olur?” sorusuna cevap arıyorlar. Onlara göre yetkide paralellik ilkesi, kurumsal mimarinin omurgası.

Gelecekte idari sistemler dijitalleştikçe, bu ilkenin önemi artacak çünkü algoritmalar, karar alma sürecine girdiğinde “yetki sorumluluğu zinciri” bulanıklaşabilir.

Örneğin:

Bir yapay zekâ sistemi, kamu kaynaklarının dağıtımına ilişkin bir kararı verirken, kararı kim geri alacak? Yazılım mı, onu kullanan memur mu, yoksa sistemi yöneten kurum mu?

Erkek forumdaşların öngörüsü genelde şu yönde:

- Yetki zinciri dijital ortamda bile net tanımlanmalı.

- Sorumluluk devredilebilir ama denetim devredilemez.

- Yetkide paralellik ilkesi, veri tabanına “yönetimsel iz izi” olarak kodlanmalı.

Bu, gelecekte kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verilebilirlik için devrim niteliğinde bir dönüşüm yaratabilir.

Ama soralım:

> “Bir yapay zekâ sisteminin aldığı kararı geri almak, o sistemi geliştiren mühendisin mi, yoksa kamu yöneticisinin mi yetkisi olacak?”

---

3. Kadınların Empatik ve Toplumsal Perspektifi: İnsan Merkezli Yönetişim

Kadın forumdaşlar genellikle bu ilkeye daha insan odaklı yaklaşıyorlar. Onlara göre mesele sadece “kimin neyi yapabileceği” değil, aynı zamanda “bu yetkinin kimleri nasıl etkilediği.”

Yani, yetkide paralellik ilkesi bir bürokratik kural değil, bir toplumsal adalet aracıdır.

Bir kadın kullanıcının yorumunu hayal edelim:

> “Eğer bir kararı aynı güç geri alabiliyorsa, bu, vatandaşın sesinin duyulabileceği bir sistem demektir. Yetkide paralellik, insanların adalet duygusunu koruyan sessiz bir güvence.”

Bu bakış açısında geleceğe dair güçlü bir vizyon var:

- Dijital yönetimlerde, vatandaşın “itiraz” ve “geri bildirim” mekanizmaları aynı yetki zinciriyle korunmalı.

- Kadın liderlerin yükseldiği sistemlerde bu ilke, “insan merkezli yönetim etiği” olarak yeniden tanımlanabilir.

- Yapay zekâ kararlarında bile “insan dokunuşu” şart olacak.

Kadınların öngörüsü şu yönde birleşiyor:

> “Yetki dijitalleşebilir ama adalet duygusu hâlâ insana ait olmalı.”

---

4. Geleceğin Devleti: Dijitalleşme, Yapay Zekâ ve Yetki Zinciri

Şimdi biraz vizyoner düşünelim.

2035 yılında devletlerin büyük kısmı dijital platformlara taşınmış olacak. “E-devlet” kavramı artık “o-devlet (otonom devlet)” hâline dönüşebilir.

Peki, bu sistemlerde “yetkide paralellik” nasıl korunacak?

Belki de geleceğin devletleri, akıllı sözleşmelerle (smart contract) çalışan bir yapıya kavuşacak. Her karar blokzincir üzerinde kim tarafından alındıysa, sadece o “yetki anahtarına” sahip kişi ya da kurum o kararı değiştirebilecek. Bu, dijital anlamda mükemmel bir paralellik sağlar ama yeni bir sorunu da doğurur:

> “Ya o yetki anahtarı kötüye kullanılırsa?”

İşte burada forumun en sıcak tartışması başlar:

- Erkek bakışı: Güvenlik ve kontrol algoritmalarıyla risk minimize edilir.

- Kadın bakışı: Güvenlik değil, etik sorumluluk daha önemli hale gelir.

Yani gelecekte “yetkide paralellik” sadece bir hukuk ilkesi değil, bir etik protokol hâline gelebilir.

---

5. Zayıf Noktalar: Katılık mı, Güvence mi?

Bu ilkenin eleştirilen yanı, bazen fazla katı olması.

“Bir kararı kim verdiyse ancak o değiştirebilir” demek, özellikle acil durumlarda sistemi yavaşlatabilir.

Yapay zekâ, hızlı kriz yönetiminde “paralellik zincirini” atlayabilir. Ama bu, ilkenin çöküşü anlamına gelmez.

Aksine, gelecekte “yetkide paralellik 2.0” gibi esnek bir versiyonu geliştirilebilir:

- Yetki aynı düzeyde ama farklı aktörlerde paylaşılır.

- Geri alma hakkı kolektif onayla çalışır.

- Sorumluluk ağ tabanlı olarak izlenir.

Peki sizce bu esneklik, adalet duygusunu zedeler mi, yoksa sistemi daha demokratik mi yapar?

---

6. Forumun Beyin Fırtınası Alanı: Gelecek İçin Sorular

1. Yapay zekâ destekli yönetim sistemlerinde “yetkide paralellik” nasıl uygulanmalı?

2. Bir algoritma yanlış karar verdiğinde, “yetkili merci” kim olacak? Kod mu, insan mı, kurum mu?

3. Yetkide paralellik ilkesi, gelecekte “kolektif sorumluluk ilkesi”ne mi evrilir?

4. Kadın liderliğin artmasıyla, bu ilkenin daha insani bir biçimi ortaya çıkar mı?

5. Yetkinin dijitalleşmesi, bireyin adalet arayışını kolaylaştırır mı yoksa daha da karmaşık hale mi getirir?

Bu sorulara vereceğimiz yanıtlar, aslında geleceğin hukuk sistemini de şekillendirebilir.

---

7. Sonuç: Hukukun Geleceği, İnsan Merkezli Teknolojiyle Mümkün

Yetkide paralellik ilkesi, ilk bakışta eski ve bürokratik bir kural gibi görünebilir. Ama aslında bu ilke, otorite, sorumluluk ve adalet arasındaki ince dengeyi temsil ediyor.

Gelecekte dijital yönetişim, yapay zekâ ve otomasyon ne kadar gelişirse gelişsin, bu dengenin korunması gerekecek.

Erkeklerin stratejik, kadınların empatik vizyonu birleştiğinde ortaya şu ortak fikir çıkıyor:

> “Teknoloji ne kadar güçlü olursa olsun, yetkinin kaynağı insanda kalmalı.”

Belki de geleceğin hukuk devletinde “yetkide paralellik” sadece bir ilke değil, adaletin dijital vicdanı olacak.

Peki sizce, 2050’nin dünyasında bu ilke hâlâ geçerli olacak mı, yoksa yeni bir hukuk paradigması mı doğacak?

Söz sizde, forumdaşlar — fikirlerinizi bekliyorum.