Yerli elektrikli hizmet aracı Tragger otonom test sürüşlerinde Türkiye’de üretilen yüzde 100 elektrikli yeni jenerasyon hizmet aracı Tragger, 4. düzey otonom (sürücüsüz) sürüşe hazırlanırken, aracın son test sürüşlerinin gelecek yılın birinci çeyreğinde Bilişim Vadisi’nde yapılması planlanıyor.
Bursa’da Tragger firması tarafınca birebir isimle imal edilen, yakıttan yüzde 85 tasarruf sağladığı belirtilen, içten yanmalı motorlara nazaran daha az modül barındırıp bakım sarfiyatları açısından avantaj sağlayan araçlar, kelam konusu özellikleriyle büyük ilgi görüyor.
Fabrikalar, depolar, havaalanları, yerleşkeler ve limanlar üzere alanlarda yük ve insan taşımaya yönelik olan, seri üretimi devam eden araçlar, Türk start-up’ı Tragger’in Bursa Hasanağa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesisinde üretiliyor. Halihazırda elektrikli versiyonlarıyla biroldukça ülkeye ihraç edilen Tragger Pro serisi araçların, 4. düzey otonom hale getirilmesine ait çalışmalar da Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde devam ediyor.
“TAMAMEN TÜRKİYE’DEKİ MÜHENDİSLER VE DİZAYNCILAR TARAFINDAN GELİŞTİRİLDİ”
Tragger kurucu ortaklarından Saffet Çakmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tragger araçlarının geleceğin sürdürülebilir ulaşım teknolojileri ve yeni kuşak mobilite alanında kurgulandığını, büsbütün Türkiye’deki mühendisler ve dizayncılar tarafınca geliştirildiğini bildirdi.
Araçlardaki yerlilik oranının 65’in üzerinde olduğunu belirten Çakmak, “Tabii yerlilik biraz bakılırsace bir mevzu. Modül sayısına göre, modül fiyatlarına bakılırsa bakılıyor. Aslında fazlaca dikkate alınmayan bir hususta bir bilgi vereceğim; bu biçimde bir araç ortaya çıkarabilmek için 200 bin saatlik tasarım ve mühendislik yapmışız. Bunu da içine koyduğunuz vakit şu anda araçlar yüzde 75-80 yerlidir. Yakında otonom özelliklerini kazandırarak Türkiye’de üretilmeyen birtakım komponentleri de geliştirerek zannediyorum 2-3 yıl içerisinde yüzde 85 üzere bir yerliliği ülkemize kazandırmış olacağız.” dedi.
“İHRACAT KONUSU BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ BİR HEDEF”
Tragger kurucu ortaklarından Ali Serdar Emre de ihracat konusunun kendileri için fazlaca kıymetli bir gaye olduğunu ve ihracat pazarlarını evvela Avrupa, ondan sonrasında Amerika, üçüncü olarak da MENA ülkeleri olarak belirlediklerini söylemiş oldu.
Hizmet araçlarının elektrikli versiyonlarının yurt dışına satışlarının devam ettiğini bildiren Emre, “Bu yıl üretimimizin yaklaşık yüzde 10’unu ihraç etmiş olacağız. Önümüzdeki yıllarde bunun artarak yüzde 50 düzeylerine kadar gelmesini planlıyoruz.” dedi. Emre, kilogram başına 25 avroluk ihracat gerçekleştirdiklerini de aktardı.
?
“SON TEST SÜRÜŞLERİNİ 2022’NİN BİRİNCİ ÇEYREĞİNDE YAPMAYI PLANLIYORUZ”
Projenin ortaklarından FEV Türkiye Genel Müdürü Taner Göçmez ise aracın otonom sürüşe, paylaşımlı ve irtibatlı mobiliteye hazır hale getirilmesi noktasında katma paha sunduklarını söz etti.
Tragger Pro serisi aracın 4’üncü düzeyde otonomi özelliklerine sahip olduğunu belirten Göçmez, şöyleki devam etti:
“Nedir dördüncü düzey? Her şeyin her yerde değil, tanımlanmış coğrafyada uygulandığı bir düzey… Nedir bu tanımlanmış coğrafya? Tragger aracımızın hizmet tarifinin yapıldığı kapalı-açık alanlar, havalimanları fabrika üzere… Biz bu coğrafyayı araca öğretiyoruz ve araç, bu tanıdığı coğrafyanın ortasında A noktasından B noktasına tam otonom bir biçimde, şerit değiştirerek, önüne bir şey çıktığında durarak, bütün bu kararları, gazı, freni ayarlayarak ulaşıyor. Bu 4’üncü düzey otonomi…”
Şoförsüz bir biçimde kapalı alandan açık alana geçen, gaz-fren kararlarını sağlayan, şerit değiştirme yapabilen, tanımlanan A noktasından B noktasına otonom transferi sağlayabilen bir teknoloji geliştirdiklerini aktaran Göçmez, bu süratle gelişen teknolojinin bir donanım ve yazılım paketinden oluştuğunu anlattı.
?
Göçmez, “Bu geliştirmeyi adım adım yapıyoruz. Şu an geldiğimiz noktada aracın son test sürüşlerini 2022’nin birinci çeyreğinde yapmayı planlıyoruz. 2022’de de umuyoruz ki Tragger, ihracatına otonom bir biçimde devam edecek ve ülkemizin bayrağını dalgalandıracak. Şunu da paylaşmak isterim; Tragger’in üzerinde geliştirdiğimiz teknolojiler önümüzdeki ay dünyanın en itibarlı mühendislik yayınında haber olacak. Bilimsel makalesi çıkacak. Bu da geldiğimiz noktanın delilidir.” tabirlerini kullandı.
Verilen bilgiye bakılırsa, 700 kilogram yük taşıma ve 2 ton çekme kapasitesine sahip Tragger hizmet araçları, yüklü biçimde yüzde 17’lik eğimi tırmanabilirken, süratli ve yavaş olmak üzere iki farklı sürat modunda yol alabiliyor. Aracın bataryası, 220 voltluk klâsik şebeke akımıyla 6 saatte yüzde 100 dolmakla birlikte süratli değişim için batarya paketi Quick-Drop (hızlı değişim) özelliği sunuyor.
Araçtaki sensör seti; 7 adet lidar, 1 adet radar ve 1 adet kameradan oluşuyor. Bu sensörlerle araç, etrafındaki ortamı 360 derece algılayabiliyor, 80 metreye kadar hareketli objeleri ayrıştırıp çarpışma ihtimalini hesaplayabiliyor. Yüksek çözünürlüklü kamera ve yapay zeka tabanlı manzara sürece algoritmaları yardımıyla şerit, yaya yahut mani üzere olguları ayrıştırabilmesi aracın, yayaların da olduğu trafik ortamında daha inançlı ilerlemesini sağlıyor.
Otonom sürüş testlerinin Bilişim Vadisi’nde yapılması planlanan aracın, üstündeki yazılım altyapısı ve temas modülü yardımıyla internet şebekesi üzerinden kumanda edilmesi ve bilgilerin bulut ortamında toplanması da sağlanacak.
Bursa’da Tragger firması tarafınca birebir isimle imal edilen, yakıttan yüzde 85 tasarruf sağladığı belirtilen, içten yanmalı motorlara nazaran daha az modül barındırıp bakım sarfiyatları açısından avantaj sağlayan araçlar, kelam konusu özellikleriyle büyük ilgi görüyor.
Fabrikalar, depolar, havaalanları, yerleşkeler ve limanlar üzere alanlarda yük ve insan taşımaya yönelik olan, seri üretimi devam eden araçlar, Türk start-up’ı Tragger’in Bursa Hasanağa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesisinde üretiliyor. Halihazırda elektrikli versiyonlarıyla biroldukça ülkeye ihraç edilen Tragger Pro serisi araçların, 4. düzey otonom hale getirilmesine ait çalışmalar da Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde devam ediyor.
“TAMAMEN TÜRKİYE’DEKİ MÜHENDİSLER VE DİZAYNCILAR TARAFINDAN GELİŞTİRİLDİ”
Tragger kurucu ortaklarından Saffet Çakmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tragger araçlarının geleceğin sürdürülebilir ulaşım teknolojileri ve yeni kuşak mobilite alanında kurgulandığını, büsbütün Türkiye’deki mühendisler ve dizayncılar tarafınca geliştirildiğini bildirdi.
Araçlardaki yerlilik oranının 65’in üzerinde olduğunu belirten Çakmak, “Tabii yerlilik biraz bakılırsace bir mevzu. Modül sayısına göre, modül fiyatlarına bakılırsa bakılıyor. Aslında fazlaca dikkate alınmayan bir hususta bir bilgi vereceğim; bu biçimde bir araç ortaya çıkarabilmek için 200 bin saatlik tasarım ve mühendislik yapmışız. Bunu da içine koyduğunuz vakit şu anda araçlar yüzde 75-80 yerlidir. Yakında otonom özelliklerini kazandırarak Türkiye’de üretilmeyen birtakım komponentleri de geliştirerek zannediyorum 2-3 yıl içerisinde yüzde 85 üzere bir yerliliği ülkemize kazandırmış olacağız.” dedi.
“İHRACAT KONUSU BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ BİR HEDEF”
Tragger kurucu ortaklarından Ali Serdar Emre de ihracat konusunun kendileri için fazlaca kıymetli bir gaye olduğunu ve ihracat pazarlarını evvela Avrupa, ondan sonrasında Amerika, üçüncü olarak da MENA ülkeleri olarak belirlediklerini söylemiş oldu.
Hizmet araçlarının elektrikli versiyonlarının yurt dışına satışlarının devam ettiğini bildiren Emre, “Bu yıl üretimimizin yaklaşık yüzde 10’unu ihraç etmiş olacağız. Önümüzdeki yıllarde bunun artarak yüzde 50 düzeylerine kadar gelmesini planlıyoruz.” dedi. Emre, kilogram başına 25 avroluk ihracat gerçekleştirdiklerini de aktardı.
?
“SON TEST SÜRÜŞLERİNİ 2022’NİN BİRİNCİ ÇEYREĞİNDE YAPMAYI PLANLIYORUZ”
Projenin ortaklarından FEV Türkiye Genel Müdürü Taner Göçmez ise aracın otonom sürüşe, paylaşımlı ve irtibatlı mobiliteye hazır hale getirilmesi noktasında katma paha sunduklarını söz etti.
Tragger Pro serisi aracın 4’üncü düzeyde otonomi özelliklerine sahip olduğunu belirten Göçmez, şöyleki devam etti:
“Nedir dördüncü düzey? Her şeyin her yerde değil, tanımlanmış coğrafyada uygulandığı bir düzey… Nedir bu tanımlanmış coğrafya? Tragger aracımızın hizmet tarifinin yapıldığı kapalı-açık alanlar, havalimanları fabrika üzere… Biz bu coğrafyayı araca öğretiyoruz ve araç, bu tanıdığı coğrafyanın ortasında A noktasından B noktasına tam otonom bir biçimde, şerit değiştirerek, önüne bir şey çıktığında durarak, bütün bu kararları, gazı, freni ayarlayarak ulaşıyor. Bu 4’üncü düzey otonomi…”
Şoförsüz bir biçimde kapalı alandan açık alana geçen, gaz-fren kararlarını sağlayan, şerit değiştirme yapabilen, tanımlanan A noktasından B noktasına otonom transferi sağlayabilen bir teknoloji geliştirdiklerini aktaran Göçmez, bu süratle gelişen teknolojinin bir donanım ve yazılım paketinden oluştuğunu anlattı.
?
Göçmez, “Bu geliştirmeyi adım adım yapıyoruz. Şu an geldiğimiz noktada aracın son test sürüşlerini 2022’nin birinci çeyreğinde yapmayı planlıyoruz. 2022’de de umuyoruz ki Tragger, ihracatına otonom bir biçimde devam edecek ve ülkemizin bayrağını dalgalandıracak. Şunu da paylaşmak isterim; Tragger’in üzerinde geliştirdiğimiz teknolojiler önümüzdeki ay dünyanın en itibarlı mühendislik yayınında haber olacak. Bilimsel makalesi çıkacak. Bu da geldiğimiz noktanın delilidir.” tabirlerini kullandı.
Verilen bilgiye bakılırsa, 700 kilogram yük taşıma ve 2 ton çekme kapasitesine sahip Tragger hizmet araçları, yüklü biçimde yüzde 17’lik eğimi tırmanabilirken, süratli ve yavaş olmak üzere iki farklı sürat modunda yol alabiliyor. Aracın bataryası, 220 voltluk klâsik şebeke akımıyla 6 saatte yüzde 100 dolmakla birlikte süratli değişim için batarya paketi Quick-Drop (hızlı değişim) özelliği sunuyor.
Araçtaki sensör seti; 7 adet lidar, 1 adet radar ve 1 adet kameradan oluşuyor. Bu sensörlerle araç, etrafındaki ortamı 360 derece algılayabiliyor, 80 metreye kadar hareketli objeleri ayrıştırıp çarpışma ihtimalini hesaplayabiliyor. Yüksek çözünürlüklü kamera ve yapay zeka tabanlı manzara sürece algoritmaları yardımıyla şerit, yaya yahut mani üzere olguları ayrıştırabilmesi aracın, yayaların da olduğu trafik ortamında daha inançlı ilerlemesini sağlıyor.
Otonom sürüş testlerinin Bilişim Vadisi’nde yapılması planlanan aracın, üstündeki yazılım altyapısı ve temas modülü yardımıyla internet şebekesi üzerinden kumanda edilmesi ve bilgilerin bulut ortamında toplanması da sağlanacak.