Yeni çıkan kitaplar O kadar hoş kitaplar çıktı ki hepsini okumak isteyeceksiniz. İşte 2022’de çıkan ve ömrümüze giren, okumanız için birtakım kitapları derledik, keyifli okumalar!
Christopher Felder – Patisserie: pastacının el kitabı
İnce pastacılığın verdiği haz her daim kalır. Christophe Felder daha 23 yaşındayken Paris’teki seçkin Hôtel de Crillon’da pasta şefi olarak bakılırsavlendirildiğinde bir pasta sihirbazı olarak kabul ediliyordu. Bugün bir epeyce kitabın belirttiği üzere bilhassa incelikli Japon damak zevkine uygun yeni tatlılar üretiyor, kurumsal danışmanlık yapıyor, profesyonelleri eğitiyor ve kendi aşçılık okullarında ders veriyor. Titiz bir teknik, sağduyu ve oyunbazlık Felder’ın pastacılığını tanımlayan elementlerdir. Onun yol gösterici prensipleri şaşırtmak ve tatmin etmek üzerine konseyidir. Christophe Felder, kendi kitabını şöyleki anlatıyor: 2005 yılında yemek kitabı koleksiyonum Leçons de Pâtisserie (Pastacılık Dersleri) isimli serimi, bir cilt tatil tanımı kitabı Les Gâteaux de l’Avent (Tatil Tarifleri) ile birlikte, akabinde da sekiz farklı başlıkta kitap çıkarttım. Patisserie bu seriden yapılmış bir derleme. Fazla sıradane indirgemeden profesyonel pastacılığın inceliklerini konuttaki insanlara anlatma fikrinden yola çıktım. Geliştirdiğim format, aşçılık okullarında verdiğim derslere olabildiğince yakın tarifler üzerine konseyi. Binlerce fotoğrafta, örneğin, yavaşça bir bezeyi, yumurta aklarını söndürmeden nasıl ağır bir karışım olarak katlayabileceğinizi ve şu hamurunun (ya da ekler/profiterol hamuru) dokusunun çırpılmış yumurta eklendiğinde nasıl olması gerektiğini nazaranbilirsiniz.
Zülfü Livaneli – Kardeşimin kıssası
“Geçmişi unut
Koy bir kenara
Yeni bir sayfa aç
Kurtar benliğini dünden
Bugünün çocuğu ol” Mevlânâ
hayatın en acı yüzüyle fazlaca küçük yaşta tanışan ve ailesiz kalan Ahmet Bey’in münzevi hayatının ortasına bir cinayet haberi düşüyor. Usta edebiyatçı Zülfü Livaneli, bir cinayetin gölgesinde kardeşlik bağı, aşk, arkadaşlık, ihanet üzere beşere dair tüm hislerin ve duygusuzlukların anatomisini çıkarıyor. Geçmişle hesaplaşmanın farklı bir boyut kazandığı Kardeşimin Kıssası, önyargıların kırılması ve öbür düşünüş biçimleri sunması bakımından da edebiyatımıza değerli bir katkı. Livaneli bu romanıyla “insan soyunun en soylu duygusu” aşkın, manasını ve biçimlerini merak ögesiyle başarılı bir biçimde harmanlarken okuyanlara muazzam bir tecrübe yaşatıyor. Edebiyatımızın kuvvetli kalemi Livaneli, yalnızca bir cinayetin şahitlerini değil, geçmişin gölgesi yüzünden bugününü yaşayamayanların öyküsünü de anlatıyor. Elinizdeki roman, unuttuklarımıza ve hatırladıklarımıza çıplak gözle bakmamızı sağlayan, hafızalardan silinmeyecek bir insanlık anlatısı… Kardeşimin Öyküsü akıcı üslubu ve sürükleyici kurgusunun yanı sıra tüm olası sonları geride bırakan sürpriz finaliyle başucumuza yerleşiyor. Türkçede fazlaca sayıda baskısı ve dünya lisanlarına çevirisi yapılan; yayımlandığı günden itibaren epeyce satan ve hayli okunan kitaplar listesinde tepeyi koruyan Kardeşimin Öyküsü, Rusça çevirisiyle de okurların beğenisini kazandı.
Ahmet Şafak – Çanakkale cephesinde aşk ve suikast
Yıl 1915!
Düşman, askeriyle, devasa gemileriyle, torpidoları, topları, zehirli gazlarıyla Çanakkale’dedir. Türk Ordusu, doktoru, hemşiresi, topyekûn milletiyle vatanını kahramanca savunmaktadır.
Mustafa Kemal de oradadır. Ömer Seyfettin, Mehmet Emin, Ali Canip, Hamdullah Suphi üzere zamanın tanınmış aydınları da… Cepheye istekli gelen genç Alman Hekim Franz, öldürülür. Sıhhiye Müfettişi Ahmet Kemal’in aklında meczup sorular… Spartakist doktorun katili kim? Yoksa bu cinayetin ardında büyük bir suikastin hazırlığı mı var? Büyük suikast kime yapılacak?
Enver Paşa’ya mı? Liman Von Sanders’e mi? Yoksa? Çanakkale Savaşı hiç bu biçimde yazılmadı.. Savaşın alevleri ortasında aşka büyüyen gelinciğin ve İstanbul-Çanakkale cephesi içindeki tansiyonlu olayların nefes kesen öyküsünü okumaya hazır mısınız?
Ergün Öztürk – Veda demeleri
Fırtınalarla boğuşan bir geminin güvertesinde biriken sulardan silkelenmesidir şiir; maksat değil araçtır, geminin varacağı limana kadarki fazlalıklarından kurtulmasıdır… Demem o ki Allah’ın demesinin yanında senin demenin lafı bile olmaz. Kâinat, senin benim dememiz ile değil O’nun demesi iledir. Onun işi Kâf ile Nûn’dan ibaret iki harfin içindedır. Yaratmak istediği rastgele bir şey için “Kün=Ol” derse oluverir. Son dememle birinci demem bir olsun…
Elveda şiir…
Musa Demir – Umudun ömür savaşı
Bu kitap, Samet’in aslında umutlarından vazgeçmemesi ve çocukluk aşkı olan Simay’ı son bir sefer de olsa görme ümidiyle yaşamasıdır. Onca acıya, kedere, derde, ihanete, özgürlüğünün elinden alınmasına boyun eğmemesi ; her seferinde şükretmesi ve en değerlisi de hayata karşı pes etmeme gayretidir.
Christopher Felder – Patisserie: pastacının el kitabı
İnce pastacılığın verdiği haz her daim kalır. Christophe Felder daha 23 yaşındayken Paris’teki seçkin Hôtel de Crillon’da pasta şefi olarak bakılırsavlendirildiğinde bir pasta sihirbazı olarak kabul ediliyordu. Bugün bir epeyce kitabın belirttiği üzere bilhassa incelikli Japon damak zevkine uygun yeni tatlılar üretiyor, kurumsal danışmanlık yapıyor, profesyonelleri eğitiyor ve kendi aşçılık okullarında ders veriyor. Titiz bir teknik, sağduyu ve oyunbazlık Felder’ın pastacılığını tanımlayan elementlerdir. Onun yol gösterici prensipleri şaşırtmak ve tatmin etmek üzerine konseyidir. Christophe Felder, kendi kitabını şöyleki anlatıyor: 2005 yılında yemek kitabı koleksiyonum Leçons de Pâtisserie (Pastacılık Dersleri) isimli serimi, bir cilt tatil tanımı kitabı Les Gâteaux de l’Avent (Tatil Tarifleri) ile birlikte, akabinde da sekiz farklı başlıkta kitap çıkarttım. Patisserie bu seriden yapılmış bir derleme. Fazla sıradane indirgemeden profesyonel pastacılığın inceliklerini konuttaki insanlara anlatma fikrinden yola çıktım. Geliştirdiğim format, aşçılık okullarında verdiğim derslere olabildiğince yakın tarifler üzerine konseyi. Binlerce fotoğrafta, örneğin, yavaşça bir bezeyi, yumurta aklarını söndürmeden nasıl ağır bir karışım olarak katlayabileceğinizi ve şu hamurunun (ya da ekler/profiterol hamuru) dokusunun çırpılmış yumurta eklendiğinde nasıl olması gerektiğini nazaranbilirsiniz.
Zülfü Livaneli – Kardeşimin kıssası
“Geçmişi unut
Koy bir kenara
Yeni bir sayfa aç
Kurtar benliğini dünden
Bugünün çocuğu ol” Mevlânâ
hayatın en acı yüzüyle fazlaca küçük yaşta tanışan ve ailesiz kalan Ahmet Bey’in münzevi hayatının ortasına bir cinayet haberi düşüyor. Usta edebiyatçı Zülfü Livaneli, bir cinayetin gölgesinde kardeşlik bağı, aşk, arkadaşlık, ihanet üzere beşere dair tüm hislerin ve duygusuzlukların anatomisini çıkarıyor. Geçmişle hesaplaşmanın farklı bir boyut kazandığı Kardeşimin Kıssası, önyargıların kırılması ve öbür düşünüş biçimleri sunması bakımından da edebiyatımıza değerli bir katkı. Livaneli bu romanıyla “insan soyunun en soylu duygusu” aşkın, manasını ve biçimlerini merak ögesiyle başarılı bir biçimde harmanlarken okuyanlara muazzam bir tecrübe yaşatıyor. Edebiyatımızın kuvvetli kalemi Livaneli, yalnızca bir cinayetin şahitlerini değil, geçmişin gölgesi yüzünden bugününü yaşayamayanların öyküsünü de anlatıyor. Elinizdeki roman, unuttuklarımıza ve hatırladıklarımıza çıplak gözle bakmamızı sağlayan, hafızalardan silinmeyecek bir insanlık anlatısı… Kardeşimin Öyküsü akıcı üslubu ve sürükleyici kurgusunun yanı sıra tüm olası sonları geride bırakan sürpriz finaliyle başucumuza yerleşiyor. Türkçede fazlaca sayıda baskısı ve dünya lisanlarına çevirisi yapılan; yayımlandığı günden itibaren epeyce satan ve hayli okunan kitaplar listesinde tepeyi koruyan Kardeşimin Öyküsü, Rusça çevirisiyle de okurların beğenisini kazandı.
Ahmet Şafak – Çanakkale cephesinde aşk ve suikast
Yıl 1915!
Düşman, askeriyle, devasa gemileriyle, torpidoları, topları, zehirli gazlarıyla Çanakkale’dedir. Türk Ordusu, doktoru, hemşiresi, topyekûn milletiyle vatanını kahramanca savunmaktadır.
Mustafa Kemal de oradadır. Ömer Seyfettin, Mehmet Emin, Ali Canip, Hamdullah Suphi üzere zamanın tanınmış aydınları da… Cepheye istekli gelen genç Alman Hekim Franz, öldürülür. Sıhhiye Müfettişi Ahmet Kemal’in aklında meczup sorular… Spartakist doktorun katili kim? Yoksa bu cinayetin ardında büyük bir suikastin hazırlığı mı var? Büyük suikast kime yapılacak?
Enver Paşa’ya mı? Liman Von Sanders’e mi? Yoksa? Çanakkale Savaşı hiç bu biçimde yazılmadı.. Savaşın alevleri ortasında aşka büyüyen gelinciğin ve İstanbul-Çanakkale cephesi içindeki tansiyonlu olayların nefes kesen öyküsünü okumaya hazır mısınız?
Ergün Öztürk – Veda demeleri
Fırtınalarla boğuşan bir geminin güvertesinde biriken sulardan silkelenmesidir şiir; maksat değil araçtır, geminin varacağı limana kadarki fazlalıklarından kurtulmasıdır… Demem o ki Allah’ın demesinin yanında senin demenin lafı bile olmaz. Kâinat, senin benim dememiz ile değil O’nun demesi iledir. Onun işi Kâf ile Nûn’dan ibaret iki harfin içindedır. Yaratmak istediği rastgele bir şey için “Kün=Ol” derse oluverir. Son dememle birinci demem bir olsun…
Elveda şiir…
Musa Demir – Umudun ömür savaşı
Bu kitap, Samet’in aslında umutlarından vazgeçmemesi ve çocukluk aşkı olan Simay’ı son bir sefer de olsa görme ümidiyle yaşamasıdır. Onca acıya, kedere, derde, ihanete, özgürlüğünün elinden alınmasına boyun eğmemesi ; her seferinde şükretmesi ve en değerlisi de hayata karşı pes etmeme gayretidir.