Tabiplerden ‘Beyaz Yürüyüş’ sonucu Türk Tabipler Birliği (TTB) öncülüğünde doktorlar, 23 Kasım’da İstanbul’dan Ankara’ya “Beyaz Yürüyüş” gerçekleştirecek. Doktorların gündeminde pandemi periyodundaki ağır çalışma şartları, mobbing, 5 dakikada randevu, uzun nöbet saatleri, verilmeyen özlük ve ekonomik hakları olacak. Tabipler, 27 Kasım’da Ankara’ya ulaştıktan daha sonra büyük bir forum düzenleyecek, taleplerini ve tahlil tekliflerini açıklayacak.
Evrensel’in habberine göre, Ankara Tabip Odası (ATO) Lideri Dr. Ali Karakoç, yürüyüşe kadar çeşitli aksiyon ve aktiflik planladıklarını belirtti. Karakoç, “Yürüyüş boyunca geçtiğimiz her vilayette kamuoyu oluşturacağız, seslerimizi duyuracağız. Her ilin de kendi meseleleri var. Doktor arkadaşlarımız bu sürecin içerisinde olacak” dedi. Karakoç, hareket ve aktiflerinin temel iki başlığının “5 dakikada randevunun son bulması” ve “Covid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi” olduğunu söylemiş oldu. Doktorların emekliliklerine 7 bin 200 ek göstergenin yansıtılmasını istediklerini belirten Karakoç, “Bunları lisana getireceğiz. Bulunduğumuz her vilayette, bölgede tabip arkadaşlarımızla buluş, bu durumları kamuoyuna duyuracağız” diye konuştu.
ŞİDDETE KARŞI ETKİNLİKLER
Karakoç, Samsun’da misyonu başındayken öldürülen tabip Aynur Dağdemir’in mevt yıl dönümü olan 19 Kasım’da, “Sağlık alanında şiddete hayır” aktifliği yapacaklarını söylemiş oldu. Karakoç, Sıhhat Bakanlığı’ndan randevu istediklerini lakin olumlu yanıt alamadıklarını belirterek, taleplerinin görmezden gelinmemesi daveti yaptı. Karakoç, “Türkiye’nin dört bir yanından yöneticilerimiz, doktor arkadaşlarımızın katılacağı ‘Beyaz Yürüyüş’ ile Kocaeli’ne geleceğiz. Bir gün Kocaeli’nde kalacağız, orda da çeşitli etkinliklerle taleplerimizi lisana getireceğiz. 25 Kasım Bursa’da, 26 Kasım’da Eskişehir’de olacağız. Yürüyeceğiz, araçlarımız olacak, beyaz otobüslerimiz olacak. Bursa’da birebir biçimde meslektaşlarımız etkinlikler yapacağız. 27 Kasım’da sabahı Ankara’ya büyük bir kitle ile giriş yapmış olacağız” dedi.
‘YAŞAM HAKKINI SAVUNUYORUZ’
Doktorların hayat hakkını savunduklarını lisana getiren Karakoç, “Kendimizi hiç bir vakit birer kahraman olarak görmedik. Mesleklerin bu türlü nitelendirilmemesi gerekiyor. Hekimlik andı var, etik kıymetlerimiz çerçevesinde sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. Kimsenin rengine cinsine ırkına, cinsel yönelimine ya da siyasi görüşüne göre yaklaşmıyoruz. her insanın kendi lisanında anlayacağı sıhhat hizmetini üretmek istiyoruz. Dünden beri bu şiarla yol alıyorduk, bugün de birebir biçimde yol alıyoruz” formunda konuştu.
SAĞLIKÇILAR AĞIR YÜK ALTINDA
Sıhhat çalışanlarının büyük yük altında olduğunu bunun lakin pandemiyle görünür olabildiğini söz eden Karakoç, şunları söylemiş oldu: “Dünyadaki değişim sıhhat kesimini de değiştirdi. Sıhhat yalnızca sıhhat hizmetlerine sığdırılmış, sıhhat yalnızca ilaç almaya sıkıştırılmış. Üretimde ve dağıtımda yaşanan eşitsizlikler, sıhhatte temel sorundur. Siyaseten özgür olmadığınız, tabir özgürlüğünüzün, basın özgürlüğünüzün, örgütlenme alanının olmadığı bir ortamda sağlıklı olamazsınız. Sıhhat sorunlarının bu kadar görünür olması aslında pandemi periyoduyla oldu. Sıhhat çalışanları büyük yük altında kaldı. Biroldukça sıhhat çalışanı hayatını yitirdi. Daha düzgün tedbir alan ülkelerde bu sayı epeyce daha azdı. Siyasetler daha vahşice uygulandı. Birinci sıhhat hizmeti çökertildiği için bütün yük ikinci ve üçüncü basamaklara yüklendi. Siyasi iktidar vaziyeti yurttaşlara anlatmamızı engelliyorlar. İdarecilerin sıhhat çalışanları üzerinde baskısı var. Biz sıhhat çalışanları olarak halkla yan yanayız.”
Evrensel’in habberine göre, Ankara Tabip Odası (ATO) Lideri Dr. Ali Karakoç, yürüyüşe kadar çeşitli aksiyon ve aktiflik planladıklarını belirtti. Karakoç, “Yürüyüş boyunca geçtiğimiz her vilayette kamuoyu oluşturacağız, seslerimizi duyuracağız. Her ilin de kendi meseleleri var. Doktor arkadaşlarımız bu sürecin içerisinde olacak” dedi. Karakoç, hareket ve aktiflerinin temel iki başlığının “5 dakikada randevunun son bulması” ve “Covid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi” olduğunu söylemiş oldu. Doktorların emekliliklerine 7 bin 200 ek göstergenin yansıtılmasını istediklerini belirten Karakoç, “Bunları lisana getireceğiz. Bulunduğumuz her vilayette, bölgede tabip arkadaşlarımızla buluş, bu durumları kamuoyuna duyuracağız” diye konuştu.
ŞİDDETE KARŞI ETKİNLİKLER
Karakoç, Samsun’da misyonu başındayken öldürülen tabip Aynur Dağdemir’in mevt yıl dönümü olan 19 Kasım’da, “Sağlık alanında şiddete hayır” aktifliği yapacaklarını söylemiş oldu. Karakoç, Sıhhat Bakanlığı’ndan randevu istediklerini lakin olumlu yanıt alamadıklarını belirterek, taleplerinin görmezden gelinmemesi daveti yaptı. Karakoç, “Türkiye’nin dört bir yanından yöneticilerimiz, doktor arkadaşlarımızın katılacağı ‘Beyaz Yürüyüş’ ile Kocaeli’ne geleceğiz. Bir gün Kocaeli’nde kalacağız, orda da çeşitli etkinliklerle taleplerimizi lisana getireceğiz. 25 Kasım Bursa’da, 26 Kasım’da Eskişehir’de olacağız. Yürüyeceğiz, araçlarımız olacak, beyaz otobüslerimiz olacak. Bursa’da birebir biçimde meslektaşlarımız etkinlikler yapacağız. 27 Kasım’da sabahı Ankara’ya büyük bir kitle ile giriş yapmış olacağız” dedi.
‘YAŞAM HAKKINI SAVUNUYORUZ’
Doktorların hayat hakkını savunduklarını lisana getiren Karakoç, “Kendimizi hiç bir vakit birer kahraman olarak görmedik. Mesleklerin bu türlü nitelendirilmemesi gerekiyor. Hekimlik andı var, etik kıymetlerimiz çerçevesinde sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. Kimsenin rengine cinsine ırkına, cinsel yönelimine ya da siyasi görüşüne göre yaklaşmıyoruz. her insanın kendi lisanında anlayacağı sıhhat hizmetini üretmek istiyoruz. Dünden beri bu şiarla yol alıyorduk, bugün de birebir biçimde yol alıyoruz” formunda konuştu.
SAĞLIKÇILAR AĞIR YÜK ALTINDA
Sıhhat çalışanlarının büyük yük altında olduğunu bunun lakin pandemiyle görünür olabildiğini söz eden Karakoç, şunları söylemiş oldu: “Dünyadaki değişim sıhhat kesimini de değiştirdi. Sıhhat yalnızca sıhhat hizmetlerine sığdırılmış, sıhhat yalnızca ilaç almaya sıkıştırılmış. Üretimde ve dağıtımda yaşanan eşitsizlikler, sıhhatte temel sorundur. Siyaseten özgür olmadığınız, tabir özgürlüğünüzün, basın özgürlüğünüzün, örgütlenme alanının olmadığı bir ortamda sağlıklı olamazsınız. Sıhhat sorunlarının bu kadar görünür olması aslında pandemi periyoduyla oldu. Sıhhat çalışanları büyük yük altında kaldı. Biroldukça sıhhat çalışanı hayatını yitirdi. Daha düzgün tedbir alan ülkelerde bu sayı epeyce daha azdı. Siyasetler daha vahşice uygulandı. Birinci sıhhat hizmeti çökertildiği için bütün yük ikinci ve üçüncü basamaklara yüklendi. Siyasi iktidar vaziyeti yurttaşlara anlatmamızı engelliyorlar. İdarecilerin sıhhat çalışanları üzerinde baskısı var. Biz sıhhat çalışanları olarak halkla yan yanayız.”