Seni Mahvederim Demek Suç Mu ?

Tolga

New member
12 Mar 2024
229
0
0
Seni Mahvederim Demek Suç Mu? – Geleceğin Toplumunda Sözün Gücü Üzerine Bir Tartışma

Selam forumdaşlar,

Son zamanlarda sosyal medyada, tartışma programlarında hatta özel mesajlarda bile sıkça duyduğumuz bir ifade var: “Seni mahvederim.” Basit bir öfke patlaması mı, yoksa gelecekte yasal sistemlerin ve toplumsal değerlerin şekillenmesinde kilit bir sembol mü olacak bu söz?

Bugün burada bu ifadeyi sadece “bir tehdit” olarak değil, geleceğin iletişim biçimleri, dijital davranış normları ve yapay zekâ destekli hukuk sistemleri açısından tartışmak istiyorum. Çünkü belki de 20 yıl sonra, “sözlü tehdit” kavramı sadece hukuki değil, dijital kimliğimizin bir göstergesi hâline gelecek.

---

1. Geleceğin Hukuku: Tehdidin Dijital İzleri

“Seni mahvederim” gibi cümleler bugün Türk Ceza Kanunu’nun tehdit kapsamına girebilir, ancak gelecekte durum daha karmaşık hale gelecek. Dijital ortamda yazılan her kelime, yapay zekâ destekli analiz sistemleri tarafından algılanabilir, bağlamına göre sınıflandırılabilir.

Bu durumda soru şu: Söz mü suç oluşturur, yoksa niyet mi?

2040’lı yıllarda hukuki sistemler, yalnızca sözcüğün anlamına değil, yazıldığı ton, duygusal analiz, konuşanın geçmiş iletişim profili gibi parametrelere de bakacak. Belki de bir algoritma, “Bu kişi gerçekten tehdit ediyor” ya da “Bu sadece mizah” diyebilecek. Ancak bu noktada insan özgürlüğü ve ifade alanı nerede başlayacak, nerede bitecek?

Erkeklerin analitik tahminleri genellikle şu yönde:

“Yapay zekâ hukuk sistemleri, olasılık analiziyle suç niyetini yüzde oranlarında hesaplayacak. Sözün bağlamı veriyle desteklenecek.”

Kadınların insan odaklı vizyonları ise daha toplumsal:

“Bu tarz sistemler duygusal farklılıkları göz ardı edebilir. Kadınların öfkesinin veya korkusunun ifadesi bile suç sayılabilir. O zaman duygusal özgürlük kısıtlanır.”

---

2. Erkeklerin Stratejik Bakışı: Sözün Gücü, Kontrolün Aracı

Birçok erkek forum üyesi bu konuyu stratejik bir pencereden görüyor: “Söz, gelecekte psikolojik bir silah hâline gelecek.”

Yapay zekâ, kelimelerin yarattığı etkileri ölçebildiğinde, politikacılar, liderler, hatta sıradan bireyler bile konuşmalarını stratejik biçimde optimize edecek.

“Mahvetmek” kelimesi o zaman sadece tehdit değil, “güç göstergesi” olacak.

Erkeklerin tahminlerine göre gelecekte:

- Hukuk, kelime veritabanları üzerinden “tehdit puanı” hesaplayabilir.

- Sosyal medya platformları, kullanıcıyı otomatik olarak uyarabilir: “Bu kelime potansiyel tehdit içeriyor.”

- İş dünyasında “iletişim riski analizi” adlı bir kavram doğabilir.

Bu açıdan bakıldığında, “seni mahvederim” sadece bir cümle değil, kişinin psikolojik profiline dair dijital bir parmak izi olacak.

---

3. Kadınların Toplumsal Perspektifi: Sözün Arkasındaki Duygu

Kadın forumdaşlar genellikle daha empatik bir yaklaşım benimsiyor:

“Bu tür sözleri suç haline getirirken, o sözün hangi duygusal durumda söylendiğine de bakılmalı.”

Toplumda kadına yönelik şiddet, baskı ve tehditler çoğu zaman sözle başlıyor. Ancak bazen de söz, biriken acının dışavurumu olabiliyor.

Kadınların vizyoner yorumları şunu söylüyor:

“Geleceğin hukuk sistemleri sadece cezalandıran değil, iyileştiren olmalı. ‘Seni mahvederim’ diyen birine, neden böyle hissettiğini sorabilen bir sistem gerek.”

Bu perspektif, geleceğin adalet anlayışını kökten değiştirebilir.

Yapay zekâ destekli psikolojik danışmanlık mekanizmaları devreye girerse, tehdit içeren söylemler otomatik olarak terapiye yönlendirilebilir. Belki de ceza değil, rehabilitasyon esas alınır.

---

4. Sosyal Medya Çağında “Sözlü Şiddet”in Evrimi

Bugün Twitter, TikTok ve diğer platformlarda sözün etkisi gerçek dünyayı dönüştürebiliyor.

Bir tehdit, saniyeler içinde binlerce kişiye ulaşabiliyor.

Bu durum, gelecekte sosyal medyanın “etik otorite” haline gelmesine neden olabilir.

Belki 2050’lerde sosyal medya algoritmaları sadece içerik değil, “niyet” denetimi de yapacak.

Bir paylaşım yaparken şu tür bir uyarı görebilirsiniz:

> “Yazınız duygusal analizde yüksek agresyon puanı içeriyor. Göndermek istediğinize emin misiniz?”

O zaman insanlığın özgürlük tanımı da değişecek.

Çünkü artık sadece ne söylediğimiz değil, nasıl hissettiğimiz de kayıt altına alınacak.

---

5. Forumdaşlara Sorular: Geleceği Birlikte Düşünelim

- Bir kelimenin suç sayılabilmesi için duygusal niyet mi, toplumsal etkisi mi belirleyici olmalı?

- Yapay zekâ hukuku geliştikçe, bireysel özgürlükler azalır mı?

- “Seni mahvederim” gibi ifadeler gelecekte sadece yasaklanacak mı, yoksa analiz edilip anlamlandırılacak mı?

- Kadınların duygusal dürüstlüğü ile erkeklerin stratejik zekâsı birleşse, geleceğin etik sistemi nasıl olurdu?

- Söz, bir gün tamamen denetim altına alınırsa, duygularımız da dijital filtrelerden mi geçecek?

---

6. Sonuç: Geleceğin Tehdidi, Belki de Algoritmadır

“Seni mahvederim” ifadesi, bugünün dünyasında sadece bir söz gibi görünebilir.

Ama gelecekte bu cümle, insanın dil ile güç arasındaki kadim mücadelesinin sembolü olacak.

Belki de asıl tehdit, bu kelimeleri suç sayan sistemlerin bizi “düşünmeden konuşmaktan” uzaklaştırmasıdır.

Sözün cezalandırıldığı bir dünyada, içtenlik nereye sığar?

Geleceğin toplumunda, kelimeler hem silah hem de aynadır.

Bir tehdit cümlesinin suç olup olmaması, aslında insanlığın ifade özgürlüğüyle güvenlik arasında kuracağı dengenin hikayesidir.

Peki sizce gelecekte “seni mahvederim” dediğimizde, bizi anlayan bir sistem mi olacak, yoksa yargılayan bir algoritma mı?

Forum sizin — düşüncelerinizle geleceği birlikte kuralım.