Sendika temsilcileri: Minimum fiyatta sayı değil alım gücü değerli Minimum fiyata yapılacak artırımla ilgili sayılar konuşulmaya başlandı. Türk-İş Genel Lideri Atalay, Minimum Fiyat Tespit Komisyonu’nun birinci toplantısının 7 Aralık, ikinci toplantısının 14 Aralık’ta yapılacağını bildirdi. Atalay, evvelki gün katıldığı televizyon programında ise minimum fiyat için kabul edecekleri alt sonun evvelki gün ‘açlık sınırı’ olarak deklare ettikları 7 bin 785 TL olduğunu söylemiş oldu. Atalay, “Bu fiyatın altında bir sayısı kabul etme talihimiz sıfır” dedi.
Konuyla ilgili kıymetlendirme yapan sendika temsilcileri, alım gücünün yükseltilmesi gerektiğine dikkat çekti.
‘AÇIKLANAN ENFLASYON GERÇEK DEĞİL’
Birgün’den Aycan Karadağ’ın haberine nazaran, Türkiye Devrimci Personel Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 5 Aralık Pazartesi günü minimum fiyata dair görüşlerini, taleplerini ve çaba programını açıklayacağını duyurdu. DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, “Asgari fiyatın sayısından daha fazlaca personellerin bu parayı ne kadar sürdürebileceği kıymetli. Türkiye’de hiç bir vakit minimum fiyatın belirtildiğı sayının refah düzeyi devam ettirilmedi. Geçen sen buna en uygun örnek. Minimum fiyatın yükselmesi refahı arttırmıyor. Alım gücünün o yüzden sabitlenmesi gerekiyor” dedi.
Serdaroğlu, şu biçimde devam etti: “Asgari fiyat belirlenirken evvela enflasyon ve dolar kuru karşısındaki kaybın giderilmesi; ulusal gelir artışından hissesini alabilmesi ve bir konutta iki kişi çalıştığı vakit bu meskene yoksulluk hududu kadar gelir girebilmesinin sağlaması lazım. Yani ortalama fiyat haline gelmiş bir minimum fiyat, çalışan yoksulluğunu önleyebilmelidir. Minimum fiyatın yalnızca enflasyon üzerinden belirlenmesi de yanlışsız değil. Açıklanan enflasyonun gerçek olmadığı artık biliniyor. Bunların daha gerçekçi olması gerekiyor.”
‘ALIM GÜCÜ DEĞERLENDİRİLMELİ’
Kamu İşçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Lideri Mehmet Bozgeyik ise, “Ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşmeye devam ediyor. Açıklanan enflasyon sayılarının gerçek olmadığını pazarda, markette görüyoruz. Yalnızca besinde değil, güç de ulaşım da açıklanan enflasyonun üstünde olduğunu hissediyoruz. Türk-İş’in deklare ettiğı sayıya bakıldığında, minimum fiyatın açlık sonunun altında olduğunu görüyoruz. Bunu kabul etmiyoruz. Şu an açlık sonu 10 bin TL’yi aşmış, Yoksulluk sonu da 26 bin TL’ye dayanmış durumda. Taban fiyat belirlenecekse ailesiyle birlikte kıymetlendirilmesi gerekiyor. Alım gücü değerlendirilmeli. Minimum Fiyat Teslim Kurulu bunları değerlendirmiyor” diye konuştu.
‘BUGÜN MİNİMUM FİYAT BELİRLENİYOR SONRAKİ GÜN ARTIRIM YAPILIYOR’
Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak da, “Süreci takip ediyoruz. Taban fiyata artırım yaparak ülkeyi kalkındıramayız. Bugün minimum fiyat belirleniyor sonraki gün artırım yapılıyor. Alım gücü fazlaca düştü. Bu yüzden minimum fiyatın belirlenmesi bir şeyi değiştirmeyecek. Taban fiyatı konuşuyoruz fakat taban ücretlinin örgütlenmesini konuşmuyoruz. Asıl bunu konuşmamız gerekiyor” tabirlerini kullandı. (HABER MERKEZİ)
Konuyla ilgili kıymetlendirme yapan sendika temsilcileri, alım gücünün yükseltilmesi gerektiğine dikkat çekti.
‘AÇIKLANAN ENFLASYON GERÇEK DEĞİL’
Birgün’den Aycan Karadağ’ın haberine nazaran, Türkiye Devrimci Personel Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 5 Aralık Pazartesi günü minimum fiyata dair görüşlerini, taleplerini ve çaba programını açıklayacağını duyurdu. DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, “Asgari fiyatın sayısından daha fazlaca personellerin bu parayı ne kadar sürdürebileceği kıymetli. Türkiye’de hiç bir vakit minimum fiyatın belirtildiğı sayının refah düzeyi devam ettirilmedi. Geçen sen buna en uygun örnek. Minimum fiyatın yükselmesi refahı arttırmıyor. Alım gücünün o yüzden sabitlenmesi gerekiyor” dedi.
Serdaroğlu, şu biçimde devam etti: “Asgari fiyat belirlenirken evvela enflasyon ve dolar kuru karşısındaki kaybın giderilmesi; ulusal gelir artışından hissesini alabilmesi ve bir konutta iki kişi çalıştığı vakit bu meskene yoksulluk hududu kadar gelir girebilmesinin sağlaması lazım. Yani ortalama fiyat haline gelmiş bir minimum fiyat, çalışan yoksulluğunu önleyebilmelidir. Minimum fiyatın yalnızca enflasyon üzerinden belirlenmesi de yanlışsız değil. Açıklanan enflasyonun gerçek olmadığı artık biliniyor. Bunların daha gerçekçi olması gerekiyor.”
‘ALIM GÜCÜ DEĞERLENDİRİLMELİ’
Kamu İşçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Lideri Mehmet Bozgeyik ise, “Ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşmeye devam ediyor. Açıklanan enflasyon sayılarının gerçek olmadığını pazarda, markette görüyoruz. Yalnızca besinde değil, güç de ulaşım da açıklanan enflasyonun üstünde olduğunu hissediyoruz. Türk-İş’in deklare ettiğı sayıya bakıldığında, minimum fiyatın açlık sonunun altında olduğunu görüyoruz. Bunu kabul etmiyoruz. Şu an açlık sonu 10 bin TL’yi aşmış, Yoksulluk sonu da 26 bin TL’ye dayanmış durumda. Taban fiyat belirlenecekse ailesiyle birlikte kıymetlendirilmesi gerekiyor. Alım gücü değerlendirilmeli. Minimum Fiyat Teslim Kurulu bunları değerlendirmiyor” diye konuştu.
‘BUGÜN MİNİMUM FİYAT BELİRLENİYOR SONRAKİ GÜN ARTIRIM YAPILIYOR’
Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak da, “Süreci takip ediyoruz. Taban fiyata artırım yaparak ülkeyi kalkındıramayız. Bugün minimum fiyat belirleniyor sonraki gün artırım yapılıyor. Alım gücü fazlaca düştü. Bu yüzden minimum fiyatın belirlenmesi bir şeyi değiştirmeyecek. Taban fiyatı konuşuyoruz fakat taban ücretlinin örgütlenmesini konuşmuyoruz. Asıl bunu konuşmamız gerekiyor” tabirlerini kullandı. (HABER MERKEZİ)