Osmanlıda oğlancılık doğru mu ?

Canan

Global Mod
Global Mod
25 Mar 2021
2,606
0
0
Osmanlı’da Oğlancılık: Tarihsel Bir Değerlendirme ve Modern Yansımalar

Forumda bu konuya dair birkaç yazı okuduktan sonra kafamda bazı sorular oluştu ve biraz derinlemesine araştırmak istedim. Osmanlı İmparatorluğu’nun sosyal yapısı, çok katmanlı bir yapıya sahipti; hem batıdan hem de doğudan gelen etkilerle şekillenmiş bir toplumdu. Bu yüzden, Osmanlı’daki "oğlancılık" meselesi, yalnızca cinsel yönelimlerle ilgili değil, aynı zamanda sosyal normlar, sınıf ilişkileri ve tarihsel bir sürecin parçası olarak ele alınmalı. Oğlancılık, dönemin erkekler arasında ortaya çıkan belirli bir davranış biçimi olarak kabul edilse de, bu durumun tarihsel kökenleri, toplumda nasıl algılandığı ve günümüze etkileri oldukça farklı boyutlara sahip.

Tarihsel Kökenler: Oğlancılığın Osmanlı'daki Yeri

Osmanlı İmparatorluğu, uzun süreli bir egemenlik süreci boyunca, çeşitli kültürel etkileşimlere açık bir yapıdaydı. Toplumda erkekler arasındaki yakın ilişkiler, özellikle sarayda, askeri sınıfta ve elit sınıfta yaygındı. Oğlancılık, genellikle genç erkeklerin ve çocukların, daha yaşlı erkekler tarafından "eğitildiği" ve bazen cinsel ilişkilerin de söz konusu olduğu bir olgu olarak tanımlanabilir. Ancak, bu fenomeni sadece cinsel bir davranış biçimi olarak görmek yanıltıcı olur. Oğlancılık, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki sosyal hiyerarşi ve güç ilişkileriyle yakından ilişkilidir.

Osmanlı'da erkekler arasındaki bu tür yakın ilişkiler, bir tür "öğreticilik" ya da "usta-çırak" ilişkisi gibi düşünülebilir. Burada önemli olan, bu ilişkilerin çoğu zaman sınıf farkı ve güç dinamikleriyle iç içe geçmiş olmasıdır. Sarayda ve yüksek düzeydeki topluluklarda, haremde veya ordu bünyesinde bu tür ilişkiler daha yaygındı. Genellikle "oğlan" denilen genç erkekler, bazen sultanların veya paşaların cinsel partneri olmuşlardır, fakat bu ilişkiler sadece cinsel bir içerikten çok, aynı zamanda bir güç simgesi olarak da işlev görmüştür. Bu bağlamda, oğlancılık, dönemin egemen sınıfındaki erkekler için bir tür toplumsal statü kazanma, güç elde etme ve sosyal bağlar kurma aracıydı.

Osmanlı'da Oğlancılığın Sosyal ve Kültürel Yansımaları

Oğlancılık meselesine toplumsal açıdan bakıldığında, Osmanlı toplumunun daha geniş normlarına ve değerlerine karşı oldukça önemli bir eleştiri mevcuttur. Osmanlı’da erkekler arasında cinsel ilişkilerin sosyal bir norm haline gelmesi, toplumun diğer kesimleriyle ilgili değer yargılarından çok farklıydı. Özellikle, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, Batı'dan gelen modernleşme hareketleri, toplumsal cinsiyet ve ahlak anlayışına da etkilerde bulundu. 19. yüzyılın sonlarına doğru, Tanzimat reformları ve sonrasındaki dönemde, Batı’daki normların yerleşmesiyle birlikte, bu tür uygulamalara dair eleştiriler de arttı. Toplumda artık bireysel haklar ve özgürlükler ön plana çıkmaya başlamıştı. Bu durum, aynı zamanda Osmanlı’daki geleneksel sosyal yapı ile Batı’daki modern değerler arasındaki çatışmayı da yansıtmaktadır.

Ancak, Osmanlı toplumunda oğlancılığın "normal" bir davranış olarak kabul edilmesi, o dönemin toplumsal yapısının ne kadar farklı olduğunu da gösteriyor. Örneğin, Osmanlı'da erkeklerin haremdeki kadınlarla değil, daha çok genç erkeklerle ilişki kurmaları, cinsel kimliklerin ve cinsel özgürlüğün farklı biçimlerde yorumlandığını düşündürmektedir. Bu noktada, Osmanlı’daki oğlancılık olgusunu sadece cinsellikle açıklamak yetersiz olacaktır. Oğlancılık, aynı zamanda bir çeşit sosyal hiyerarşi oluşturma biçimi olarak da değerlendirilebilir.

Günümüzdeki Etkileri ve Oğlancılığa Bakış

Bugün, Osmanlı’daki oğlancılık, genellikle tarihsel bir olgu olarak inceleniyor olsa da, toplumda hala derin izler bırakmış bir konu. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde, geçmişteki bu tür sosyal normlara dair bilinçaltı kalıntılar hâlâ mevcuttur. Osmanlı’daki oğlancılık meselesi, bir yandan modern zamanlarda cinsel kimlik ve ilişkilerle ilgili tabu ve yasakların oluşmasına zemin hazırlarken, diğer yandan cinsel yönelimlerin hala toplumun bir kesimi tarafından anlaşılmakta zorlandığı bir kültürel yapı oluşturmuştur. Bu durum, erkeklerin erkeklerle ilişkilerini toplumun nasıl şekillendirdiğine dair derin soruları gündeme getiriyor.

Osmanlı’daki oğlancılık uygulamalarının günümüzde hala tam anlamıyla yargılandığı söylenemez. Pek çok kişi, bu konuyu, tarihsel bir olgu olarak görüp geçiyor; ancak bazı kesimler için, bu olaylar hala kültürel tabuların ötesinde bir anlam taşımaktadır. Toplumun genelinde cinsel kimliklere yönelik daha hoşgörülü bir yaklaşım geliştikçe, tarihsel bağlamda oğlancılıkla ilgili tartışmalar da daha fazla dikkat çekiyor. Bununla birlikte, bu tür pratiklerin insan hakları ve bireysel özgürlükler çerçevesinde nasıl değerlendirileceği hâlâ tartışmalıdır.

Sonuç: Gelecekte Oğlancılık ve Toplumsal Yansımalar

Günümüzde, Osmanlı’daki oğlancılık, hem tarihsel hem de kültürel açıdan önemli bir tartışma alanı yaratmaya devam ediyor. Bu uygulamanın tarihi, sadece geçmişin bir yansıması değil, aynı zamanda toplumların cinsellik, güç ve sosyal yapı üzerine nasıl düşündüğüne dair ipuçları sunuyor. Gelecekte, bu tür tarihsel olayların toplumların cinsellik ve toplumsal cinsiyet anlayışlarına nasıl etki edeceğini görmek oldukça ilginç olacak. Bugün, cinsiyet kimliklerinin daha geniş bir spektrumda kabul gördüğü bir dönemde yaşıyoruz ve bu da tarihteki bu tür "gizli" sosyal normların daha görünür hale gelmesine neden olabilir.

Sonuç olarak, Osmanlı’daki oğlancılığa dair sorulara yanıt verirken, sadece dönemin cinsel anlayışını değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bağlamı da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Peki, tarihten aldığımız derslerle, bugünün toplumunda cinsellik ve güç ilişkilerinin nasıl şekillendiğini daha iyi anlayabilir miyiz? Oğlancılık gibi konular, toplumsal normlar, cinsel özgürlükler ve eşitlik gibi daha geniş kavramlarla nasıl ilişkilendirilebilir? Bu sorular, forumda tartışmaya devam edilmesi gereken önemli meseleler.