Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitim başlıyor… Delta varyantı tesirinde dördüncü dalga ihtarlarının yapıldığı bir devirde artan olay sayıları ise milyonlarca aileyi endişelendiriyor. Pekala, vaka sayılarının bir daha tırmanması ile online ya da hibrit eğitim seçeneklerine dönülmesi ihtimali kelam konusu olabilir mi? Toplum Sıhhati ve Genombilim Uzmanı Dr. Tomris Cesuroğlu’na göre okullar, toplumda salgının yayılmasında risk oluşturmuyorlar. Dahası okulların açık olmasının toplumda hastalığın yayılmasına tesir ettiğini gösteren hiç bir ispat yok… Nesibe Aydın Okulları Lider Vekili ve Ankara Eğitim Platformu Lideri Mirkan Aydın’a bakılırsa ise okulların açık kalmasının anahtarı toplumda. Aşılama suratı artmadığı surece yüz yüze eğitim her vakit risk altında olacak.
CESUROĞLU: YÜZ YÜZE EĞİTİMDEN GERİ ADIM ATILMAMALI
“Çocuklarımıza büyük ziyan verdik. Onları meskene kapatmak onlara verebileceğimiz en büyük ziyandı. Artık dünyaya baktığımız vakit geçtiğimiz yıl yaz aylarında yapılan bütün tahliller şunu gösterdi. Çocuklar ve okullar toplum için risk oluşturmuyorlar.”
Dr. Görkem İldaş’ın hazırlayıp sunduğu Yolun Başındayken programında konuşan VU Amsterdam Üniversitesi’nde toplum sıhhati ve genombilim çalışmalarını sürdüren ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Kümesi ve Okul Sıhhati Çalışma Kümesi üyesi Dr. Tomris Cesuroğlu, ‘vaka sayıları yükselirse okullar açılamaz’ algısının artık değişmesi gerektiğini vurguladı. Dünyanın gelişmiş ülkelerinden örnekler veren Cesuroğlu, “Çocuklarımıza büyük ziyan verdik” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZA BÜYÜK ZİYAN VERDİK”
Türkiye ve dünya içinde bu hususta önemli farklar olduğuna dikkat çeken Cesuroğlu, “Çocuklarımızı koruyalım, onları pamuklara saralım, meskende saklayalım, hiç bir ziyan gelmesin fikri ile hareket ediyoruz ancak aslına onlara hayli büyük ziyan verdik. Onları meskene kapatmak onlara verebileceğimiz en büyük ziyandı. Artık dünyaya baktığımız vakit geçtiğimiz yıl yaz aylarında yapılan bütün tahliller şunu gösterdi. Çocuklar riskte değiller yani bu hastalığı aldıklarında ağır geçirme ihtimali bilhassa 12 yaş altında epey düşük. 5 yaşında ve 65 yaşında iki kişiyi karşılaştırdığımızda ortada ömrünü kaybetme açısından bin kat fark var.” diye konuştu.
OLAY SAYILARI TEKRAR ARTARSA NE OLACAK?
“Çocuklar ve okullar toplum için risk oluşturmuyor” diye konuşan Cesuroğlu kelamlarına şu biçimde devam etti: Okulların açık olmasının toplumda hastalığın yayılmasına tesir ettiğini gösteren hiç bir delil yok. ötürüsıyla ‘Vaka sayıları yükselirse okullar açılamaz’ algısı bilhassa Türkiye üzere kimi ülkelerde var. Okullarını açık tutabilmiş Almanya, İngiltere, Fransa, Uzakdoğu ülkeleri üzere dünyadaki biroldukça örneğe baktığımızda onların sorduğu soru şuydu: Okulları açık tutmamız için ne yapmamız lazım? Türkiye’ye baktığımızda ise soru daima şu oldu: Biz hangi kaidelerde okulları açabiliriz? İkisi içinde fazlaca büyük bir fark var.
“EĞİTİMDE EVVEL HASAR TESPİTİ YAPMAMIZ LAZIM”
Bir buçuk yılı aşkın müddettir okullarından farklı kalan öğrencilerin öğrenme kaybının nasıl giderileceği sorularına cevap veren Cesuroğlu’na bakılırsa eğitimde evvel hasar tespiti yapılması şart… “Salgının başladığı 2020 yılının Mart ayında ilkokul 4. sınıfa giden bir öğrenci 6 Eylül’de yaklaşık 1,5 yıl ortadan daha sonra bugün ortaokulda 6. sınıfta okuluna devam edecek. Anaokulu, 8 ve 12. sınıflar dışında şimdi tüm öğrenciler için süreç uzaktan eğitim ile geçirildi. Bu kadar uzun kapamalardan daha sonra eğitimcilerin bilhassa çocukların toplumsal ve duygusal gereksinimlerine dokunması gerekiyor. Çok sıradançe açıklamak gerekirse okulun keyifli faydalı eğlenceli bir yer olduğunu birinci haftalarda çocuklara tekrar hissettirmemiz gerekiyor.”
“20 YIL GERİYE GİTMİŞ DURUMDAYIZ”
Eğitimden farklı geçen müddette yaşanan okuldan kopuşta hayli önemli meseleler beklendiğinin altını çizen Cesuroğlu’na göre kazanımlarda en az yirmi yıl geriye gidildi. “senelerdır emek verdiğimiz Kardelenler, Baba Beni Okula Gönder kampanyaları üzere bilhassa kız çocuklarının okula ulaşmasında ilmek ilmek yaptığımız bu kazanımları kaybettiğimizi varsayım ediyoruz. Şu anda 20 yıl geriye gitmiş durumdayız. Evvel buradaki hasar tespitinin yapılması lazım.”
CESUROĞLU: OKULSUZLUK ZEKA KAYBINA YOL AÇIYOR
Öğrencilerin toplumsal, ruhsal ve fizikî olarak uygunluk hallerinin de kesinlikle değerlendirmesi gerektiğinin altını çizen Cesuroğlu’na bakılırsa bilişsel kayıplar çok fazla. “Okulsuzluk IQ kaybına yani direkt zeka kaybına yol açıyor. Konutta tüm imkânları sunmuş olsak da Türkiye’de 18 milyon çocukta bilişsel marifetlerde bir kayıp kelam konusu.” diye konuşan Cesuroğlu, öğrencilerin toplumsal ve ruhsal olarak âlâ olma halinde de bir kayıp olduğunun altını çizdi. Erken yaşta görülen depresyon ve anksiyete hadiselerinin arttığına dikkat çeken Cesuroğlu, evvela çocuklarla ilgili bir hasar tespiti yapılması, akabinde bu kayıpların giderilmesi gerektiğini tabir etti.
OKULLARDA HAVALANDIRMA KRİTİK ÖNEMDE!
Yüz yüze eğitimin başlaması ile okullarda kimi tedbirlerin alınmasının kritik kıymette olduğunu vurgulayan Cesuroğlu’na nazaran ihmal edilmemesi gereken birinci adım havalandırma olmalı. “Türkiye’de en ihmal edilen husus havalandırma” diye konuşan Cesuroğlu, pencereleri açarak ortamı havalandırmanın hastalığın bulaşma riskini fazlaca azalttığını söylemiş oldu, derste en az yirmi dakikada bir, beş dakika ve teneffüste daima pencereleri açık tutmak gerektiğinin altını çizdi. Okullarda alınması gereken pandemi tedbirleri hakkında bilgi veren Nesibe Aydın Okulları Lider Vekili ve Ankara Eğitim Platformu Lideri Mirkan Aydın da öğrencilerin, okul içerisinde bulunduğu tüm kapalı alanlarda maske takmasının, bir buçuk metre toplumsal uzaklık kuralına riayet etmesinin ve her dersin başında sınıfın camlarının açılarak pak havayla doldurulmasının epey kıymetli bir faktör olduğunu söz etti. Bu mevzuda ailelere düşen nazaranvler olduğunu hatırlatan Aydın, “Yüz yüze eğitimin sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi için aile içerisinde rastgele bir yetişkinde ya da çocukta bir belirti var ise, ailelerin çocuklarını yüz yüze eğitimden uzak tutmaları gerekiyor” diye konuştu.
MİRKAN AYDIN: OKULUN AÇIK KALMASININ ANAHTARI TOPLUMDA
“Pandemiden çıkışın anahtarı toplumda. En az yüzde seksen tam dozlu aşılanmaya ulaşmadığımız sürece yüz yüze eğitim her vakit risk altında olacak.”
“Okulun açık kalmasının anahtarı toplumda” diye konuşan Aydın, alınması gereken önlemlerin başında aşılamanın geldiğini vurguladı. ”Tam aşılanma en değerli faktör. ötürüsıyla en az yüzde seksen tam dozlu aşılanmaya ulaşmadığımız sürece yüz yüze eğitim her vakit risk altında olacak” diye konuşan Aydın kelamlarına şöyleki devam etti: “Okullar her vakit açık tutulması gereken kuruluşlar olmalı. Örneğin fırınlar, hastaneler çeşitli kamu kuruluşları nasıl ki her kısıtlamada açık kalıyorsa okulların da her çeşit hal ve kuralda açık tutulan kurumlardan olması gerektiğini artık bir anlayış haline getirmemiz gerekiyor.”
Hibya Haber Ajansı
CESUROĞLU: YÜZ YÜZE EĞİTİMDEN GERİ ADIM ATILMAMALI
“Çocuklarımıza büyük ziyan verdik. Onları meskene kapatmak onlara verebileceğimiz en büyük ziyandı. Artık dünyaya baktığımız vakit geçtiğimiz yıl yaz aylarında yapılan bütün tahliller şunu gösterdi. Çocuklar ve okullar toplum için risk oluşturmuyorlar.”
Dr. Görkem İldaş’ın hazırlayıp sunduğu Yolun Başındayken programında konuşan VU Amsterdam Üniversitesi’nde toplum sıhhati ve genombilim çalışmalarını sürdüren ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Kümesi ve Okul Sıhhati Çalışma Kümesi üyesi Dr. Tomris Cesuroğlu, ‘vaka sayıları yükselirse okullar açılamaz’ algısının artık değişmesi gerektiğini vurguladı. Dünyanın gelişmiş ülkelerinden örnekler veren Cesuroğlu, “Çocuklarımıza büyük ziyan verdik” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZA BÜYÜK ZİYAN VERDİK”
Türkiye ve dünya içinde bu hususta önemli farklar olduğuna dikkat çeken Cesuroğlu, “Çocuklarımızı koruyalım, onları pamuklara saralım, meskende saklayalım, hiç bir ziyan gelmesin fikri ile hareket ediyoruz ancak aslına onlara hayli büyük ziyan verdik. Onları meskene kapatmak onlara verebileceğimiz en büyük ziyandı. Artık dünyaya baktığımız vakit geçtiğimiz yıl yaz aylarında yapılan bütün tahliller şunu gösterdi. Çocuklar riskte değiller yani bu hastalığı aldıklarında ağır geçirme ihtimali bilhassa 12 yaş altında epey düşük. 5 yaşında ve 65 yaşında iki kişiyi karşılaştırdığımızda ortada ömrünü kaybetme açısından bin kat fark var.” diye konuştu.
OLAY SAYILARI TEKRAR ARTARSA NE OLACAK?
“Çocuklar ve okullar toplum için risk oluşturmuyor” diye konuşan Cesuroğlu kelamlarına şu biçimde devam etti: Okulların açık olmasının toplumda hastalığın yayılmasına tesir ettiğini gösteren hiç bir delil yok. ötürüsıyla ‘Vaka sayıları yükselirse okullar açılamaz’ algısı bilhassa Türkiye üzere kimi ülkelerde var. Okullarını açık tutabilmiş Almanya, İngiltere, Fransa, Uzakdoğu ülkeleri üzere dünyadaki biroldukça örneğe baktığımızda onların sorduğu soru şuydu: Okulları açık tutmamız için ne yapmamız lazım? Türkiye’ye baktığımızda ise soru daima şu oldu: Biz hangi kaidelerde okulları açabiliriz? İkisi içinde fazlaca büyük bir fark var.
“EĞİTİMDE EVVEL HASAR TESPİTİ YAPMAMIZ LAZIM”
Bir buçuk yılı aşkın müddettir okullarından farklı kalan öğrencilerin öğrenme kaybının nasıl giderileceği sorularına cevap veren Cesuroğlu’na bakılırsa eğitimde evvel hasar tespiti yapılması şart… “Salgının başladığı 2020 yılının Mart ayında ilkokul 4. sınıfa giden bir öğrenci 6 Eylül’de yaklaşık 1,5 yıl ortadan daha sonra bugün ortaokulda 6. sınıfta okuluna devam edecek. Anaokulu, 8 ve 12. sınıflar dışında şimdi tüm öğrenciler için süreç uzaktan eğitim ile geçirildi. Bu kadar uzun kapamalardan daha sonra eğitimcilerin bilhassa çocukların toplumsal ve duygusal gereksinimlerine dokunması gerekiyor. Çok sıradançe açıklamak gerekirse okulun keyifli faydalı eğlenceli bir yer olduğunu birinci haftalarda çocuklara tekrar hissettirmemiz gerekiyor.”
“20 YIL GERİYE GİTMİŞ DURUMDAYIZ”
Eğitimden farklı geçen müddette yaşanan okuldan kopuşta hayli önemli meseleler beklendiğinin altını çizen Cesuroğlu’na göre kazanımlarda en az yirmi yıl geriye gidildi. “senelerdır emek verdiğimiz Kardelenler, Baba Beni Okula Gönder kampanyaları üzere bilhassa kız çocuklarının okula ulaşmasında ilmek ilmek yaptığımız bu kazanımları kaybettiğimizi varsayım ediyoruz. Şu anda 20 yıl geriye gitmiş durumdayız. Evvel buradaki hasar tespitinin yapılması lazım.”
CESUROĞLU: OKULSUZLUK ZEKA KAYBINA YOL AÇIYOR
Öğrencilerin toplumsal, ruhsal ve fizikî olarak uygunluk hallerinin de kesinlikle değerlendirmesi gerektiğinin altını çizen Cesuroğlu’na bakılırsa bilişsel kayıplar çok fazla. “Okulsuzluk IQ kaybına yani direkt zeka kaybına yol açıyor. Konutta tüm imkânları sunmuş olsak da Türkiye’de 18 milyon çocukta bilişsel marifetlerde bir kayıp kelam konusu.” diye konuşan Cesuroğlu, öğrencilerin toplumsal ve ruhsal olarak âlâ olma halinde de bir kayıp olduğunun altını çizdi. Erken yaşta görülen depresyon ve anksiyete hadiselerinin arttığına dikkat çeken Cesuroğlu, evvela çocuklarla ilgili bir hasar tespiti yapılması, akabinde bu kayıpların giderilmesi gerektiğini tabir etti.
OKULLARDA HAVALANDIRMA KRİTİK ÖNEMDE!
Yüz yüze eğitimin başlaması ile okullarda kimi tedbirlerin alınmasının kritik kıymette olduğunu vurgulayan Cesuroğlu’na nazaran ihmal edilmemesi gereken birinci adım havalandırma olmalı. “Türkiye’de en ihmal edilen husus havalandırma” diye konuşan Cesuroğlu, pencereleri açarak ortamı havalandırmanın hastalığın bulaşma riskini fazlaca azalttığını söylemiş oldu, derste en az yirmi dakikada bir, beş dakika ve teneffüste daima pencereleri açık tutmak gerektiğinin altını çizdi. Okullarda alınması gereken pandemi tedbirleri hakkında bilgi veren Nesibe Aydın Okulları Lider Vekili ve Ankara Eğitim Platformu Lideri Mirkan Aydın da öğrencilerin, okul içerisinde bulunduğu tüm kapalı alanlarda maske takmasının, bir buçuk metre toplumsal uzaklık kuralına riayet etmesinin ve her dersin başında sınıfın camlarının açılarak pak havayla doldurulmasının epey kıymetli bir faktör olduğunu söz etti. Bu mevzuda ailelere düşen nazaranvler olduğunu hatırlatan Aydın, “Yüz yüze eğitimin sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi için aile içerisinde rastgele bir yetişkinde ya da çocukta bir belirti var ise, ailelerin çocuklarını yüz yüze eğitimden uzak tutmaları gerekiyor” diye konuştu.
MİRKAN AYDIN: OKULUN AÇIK KALMASININ ANAHTARI TOPLUMDA
“Pandemiden çıkışın anahtarı toplumda. En az yüzde seksen tam dozlu aşılanmaya ulaşmadığımız sürece yüz yüze eğitim her vakit risk altında olacak.”
“Okulun açık kalmasının anahtarı toplumda” diye konuşan Aydın, alınması gereken önlemlerin başında aşılamanın geldiğini vurguladı. ”Tam aşılanma en değerli faktör. ötürüsıyla en az yüzde seksen tam dozlu aşılanmaya ulaşmadığımız sürece yüz yüze eğitim her vakit risk altında olacak” diye konuşan Aydın kelamlarına şöyleki devam etti: “Okullar her vakit açık tutulması gereken kuruluşlar olmalı. Örneğin fırınlar, hastaneler çeşitli kamu kuruluşları nasıl ki her kısıtlamada açık kalıyorsa okulların da her çeşit hal ve kuralda açık tutulan kurumlardan olması gerektiğini artık bir anlayış haline getirmemiz gerekiyor.”
Hibya Haber Ajansı