İmamoğlu reaksiyon gösterdi, Soylu geri adım attı İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, İstanbul Vakfı’nın kurban bağışı toplamak için devletten müsaade talep ettiğini, lakin hiç bir münasebet sunulmadan talebin reddedildiğini toplumsal medya hesabından bir görüntü yayımlayarak duyurdu. Bu görüntünün akabinde bağış toplama müsaadesi verildi. Ekrem imamoğlu’nun reaksiyon gösterdiği İçişleri Bakanı Soylu gazetecilerin sorusu üzerine “Ben dünyanın en makûs adamıyım” dedi.
Paylaştığı görüntüye “132 bin aileye bu berbatlığı niye yapıyorsunuz? Aklını, vicdanını, insanlığını yitirmemiş devlet bakılırsavlilerine sesleniyorum; bu yanlıştan bir an evvel dönmelisiniz” notunu düşen İmamoğlu, “İhtiyaç sahibi 132 bin ailenin konutuna bir kilo kıyma girmesine gönlü razı olmayan, onların bayramda yüzünün gülmesini istemeyen bir kişi var; o da İçişleri Bakanı” tabirlerini kullanarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi.
İmamoğlu, paylaştığı görüntüde şu sözleri kullandı:
ŞAHSÎ İHTİRASLAR: Değerli vatandaşlarımız, bugün size üzülerek vicdanımı sızlatan bir mevzudan bahsedeceğim. Son derece hassas ve ulvi bu mevzuda bile şahsi ihtirasların devlet aklının nasıl önüne geçtiğini inanın anlayamıyorum. Birkaç gündür epeyce düşündüm ancak sizlerle paylaşmayı bedelli buldum. Anlatayım ve lütfen beni dikkatle dinleyiniz. 90 yılında kurulan İstanbul Vakfı’nın gayesi şudur; İstanbul’un ve İstanbulluların ortak muhtaçlıklarını karşılamaya çalışmak. İşte bu gayeyle vakfımız geçen yıl kurban bağışı toplamak için devletimizden müsaade istemiş ve bu müsaade verilmiştir. Yüzlerce hayırsever kurban ibadetini belediyemizin garantisi ile bu türlü yapmış ve bağışlar sonucunda İstanbul’da 132 bin 50 muhtaçlık sahibi ailemizin meskenine bir kilogramlık kavurma ve kıyma girmiştir.
ANLAMAKTA ZAHMET ÇEKİYORUZ: Tüm dağıtım ve bağış hesabını da eksiksiz devletimize sunduk. Bu Kurban Bayramı’nda da bu ulvi maksatla yola çıktık. İstanbul Vakfı’mız bir daha devletimizden bağış toplamak için müsaade istedi. 27 Nisan gününden beri tam 2 ayı aşkın müddettir bekletildi ve sonunda bu güzel yola çıkmamız için vakfımıza müsaade verilmedi. ‘Hayır, sen kurban bağışı toplayamazsın’ dendi. hiç bir münasebet yok. Bu sonucu anlamakta kuvvetlik çekiyoruz. İnanın devletimizin bir epeyce değerli devleti yöneticisinin de bizim üzere düşündüğünü biliyorum.
BİR KİŞİ HARİÇ: Bir kişi hariç o da İçişleri Bakanı. Gereksinim sahibi 132 bin ailenin meskenine bir kilo kıyma girmesine gönlü razı olmayan, onların bayramda yüzünün gülmesini istemeyen bir kişi var; o da İçişleri Bakanı. Artık bu hali anlamak mümkün mü? Geçen yıl müsaade verilen vakfın kusuru yok. Geçen yıl her neyse bu yıl da birebiri uygulanacak. niye? Allah aşkına niye? Bir cümle bile münasebet yok. Ne var? Yalnızca bir kişinin şahsi ihtirası var. Ne yazık ki kini mi var, öfkesi mi var ya da diğer bir hesabı mı var çözemiyorum.
132 BİN AİLEYE KÖTÜLÜK YAPIYORSUNUZ: Onun için birkaç gündür bu haberi alır almaz ne yapayım diye düşünüyorum. Bu kişinin kötülük ettiği ne benim ne de Büyükşehir Belediyesi. Ne benim siyasi geçmişim ne de partim ne de öteki bir şey. 132 bin aileye bu berbatlığı yapıyorsunuz. Çok fakat epeyce düşündürücü. Bu engellemeye karşın ben yola çıkmayı istedim lakin telaş duydum. Bu tasa ya da dehşet kimseden değil. Bağış almaya başlayınca daha evvel olduğu üzere hesapların bloke edilebilecek olması. Onunla da gayret ederiz lakin bu sefer durum farklı. Bağışçı vatandaşlarımızın kurban ibadetlerini yerine getirememiş olması beni hayli derinden düşündürdü.
BU BİR KİŞİNİN KARARINI GÖZDEN GEÇİRMESİNİ İSTİYORUZ: Biz inançlı insanlarız. Tam da bu biçimde bir pürüze vesile olmaktan olağan olarak epeyce korkarız. kimselerle arbede etme, dirsek savaşı yapmak bir kederimiz yok. Hala umutlu olmak istiyorum. Bu bir kişinin sonucunın gözden geçirilmesini ve devletimizin doğruyu bulmasını dilek ediyorum. Gelin, İçişleri Bakanı’nın 132 bin 50 ailemizi üzecek sonucunı ortadan kaldırtın. Devletimizin tüm ünitelerine, kurumlarına, vicdan sahibi yöneticilerine sesleniyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, gelin inancımızın ve insanlığın yanında durun. Her şeyi siyasete bir biçimde karıştırmaktan vazgeçin.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN MÜSAADE HABERİ GELDİ
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Toplumla Bağlantılar Genel Müdürlüğü bu görüntünün yayınlanmasının akabinde toplumsal medya hesabından açıklama yaparak müsaadenin verildiğini şöyleki duyurdu:
“Merkezi İstanbul’da faaliyet gösteren İstanbul Vakfı’nın Kurban Bayramı Yardım Toplama Kampanyası kapsamındaki müsaade talebi İstanbul Valiliğince tarafımıza iletilmiş olup, yapılan değerlendirmeler sonucunda uygunluk derecesinde kelam konusu vakfın talebine müsaade verilmiştir.”
İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU: DÜNYANIN EN BERBAT ADAMIYIM
Gazeteciler, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya katıldığı bir programdan daha sonra Ekrem İmamoğlu’nun kelamlarını nasıl değerlendirdiğini sordu. “Dünyadaki tüm kötülüklerin sahibi benim” diyen Soylu sonrasındasında gazetecilerden siyasete alet olmamalarını istedi. Gazeteciler, İmamoğlu’nun ithamları karşısında yanıt hakkının doğduğunu ve birinci ağızdan karşılık almak istediklerini söylemiş oldu. Soylu “Ben dünyanın en berbat adamıyım” diyerek soruları cevapsız bıraktı. (HABER MERKEZİ)
Paylaştığı görüntüye “132 bin aileye bu berbatlığı niye yapıyorsunuz? Aklını, vicdanını, insanlığını yitirmemiş devlet bakılırsavlilerine sesleniyorum; bu yanlıştan bir an evvel dönmelisiniz” notunu düşen İmamoğlu, “İhtiyaç sahibi 132 bin ailenin konutuna bir kilo kıyma girmesine gönlü razı olmayan, onların bayramda yüzünün gülmesini istemeyen bir kişi var; o da İçişleri Bakanı” tabirlerini kullanarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi.
İmamoğlu, paylaştığı görüntüde şu sözleri kullandı:
ŞAHSÎ İHTİRASLAR: Değerli vatandaşlarımız, bugün size üzülerek vicdanımı sızlatan bir mevzudan bahsedeceğim. Son derece hassas ve ulvi bu mevzuda bile şahsi ihtirasların devlet aklının nasıl önüne geçtiğini inanın anlayamıyorum. Birkaç gündür epeyce düşündüm ancak sizlerle paylaşmayı bedelli buldum. Anlatayım ve lütfen beni dikkatle dinleyiniz. 90 yılında kurulan İstanbul Vakfı’nın gayesi şudur; İstanbul’un ve İstanbulluların ortak muhtaçlıklarını karşılamaya çalışmak. İşte bu gayeyle vakfımız geçen yıl kurban bağışı toplamak için devletimizden müsaade istemiş ve bu müsaade verilmiştir. Yüzlerce hayırsever kurban ibadetini belediyemizin garantisi ile bu türlü yapmış ve bağışlar sonucunda İstanbul’da 132 bin 50 muhtaçlık sahibi ailemizin meskenine bir kilogramlık kavurma ve kıyma girmiştir.
ANLAMAKTA ZAHMET ÇEKİYORUZ: Tüm dağıtım ve bağış hesabını da eksiksiz devletimize sunduk. Bu Kurban Bayramı’nda da bu ulvi maksatla yola çıktık. İstanbul Vakfı’mız bir daha devletimizden bağış toplamak için müsaade istedi. 27 Nisan gününden beri tam 2 ayı aşkın müddettir bekletildi ve sonunda bu güzel yola çıkmamız için vakfımıza müsaade verilmedi. ‘Hayır, sen kurban bağışı toplayamazsın’ dendi. hiç bir münasebet yok. Bu sonucu anlamakta kuvvetlik çekiyoruz. İnanın devletimizin bir epeyce değerli devleti yöneticisinin de bizim üzere düşündüğünü biliyorum.
BİR KİŞİ HARİÇ: Bir kişi hariç o da İçişleri Bakanı. Gereksinim sahibi 132 bin ailenin meskenine bir kilo kıyma girmesine gönlü razı olmayan, onların bayramda yüzünün gülmesini istemeyen bir kişi var; o da İçişleri Bakanı. Artık bu hali anlamak mümkün mü? Geçen yıl müsaade verilen vakfın kusuru yok. Geçen yıl her neyse bu yıl da birebiri uygulanacak. niye? Allah aşkına niye? Bir cümle bile münasebet yok. Ne var? Yalnızca bir kişinin şahsi ihtirası var. Ne yazık ki kini mi var, öfkesi mi var ya da diğer bir hesabı mı var çözemiyorum.
132 BİN AİLEYE KÖTÜLÜK YAPIYORSUNUZ: Onun için birkaç gündür bu haberi alır almaz ne yapayım diye düşünüyorum. Bu kişinin kötülük ettiği ne benim ne de Büyükşehir Belediyesi. Ne benim siyasi geçmişim ne de partim ne de öteki bir şey. 132 bin aileye bu berbatlığı yapıyorsunuz. Çok fakat epeyce düşündürücü. Bu engellemeye karşın ben yola çıkmayı istedim lakin telaş duydum. Bu tasa ya da dehşet kimseden değil. Bağış almaya başlayınca daha evvel olduğu üzere hesapların bloke edilebilecek olması. Onunla da gayret ederiz lakin bu sefer durum farklı. Bağışçı vatandaşlarımızın kurban ibadetlerini yerine getirememiş olması beni hayli derinden düşündürdü.
BU BİR KİŞİNİN KARARINI GÖZDEN GEÇİRMESİNİ İSTİYORUZ: Biz inançlı insanlarız. Tam da bu biçimde bir pürüze vesile olmaktan olağan olarak epeyce korkarız. kimselerle arbede etme, dirsek savaşı yapmak bir kederimiz yok. Hala umutlu olmak istiyorum. Bu bir kişinin sonucunın gözden geçirilmesini ve devletimizin doğruyu bulmasını dilek ediyorum. Gelin, İçişleri Bakanı’nın 132 bin 50 ailemizi üzecek sonucunı ortadan kaldırtın. Devletimizin tüm ünitelerine, kurumlarına, vicdan sahibi yöneticilerine sesleniyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, gelin inancımızın ve insanlığın yanında durun. Her şeyi siyasete bir biçimde karıştırmaktan vazgeçin.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN MÜSAADE HABERİ GELDİ
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Toplumla Bağlantılar Genel Müdürlüğü bu görüntünün yayınlanmasının akabinde toplumsal medya hesabından açıklama yaparak müsaadenin verildiğini şöyleki duyurdu:
“Merkezi İstanbul’da faaliyet gösteren İstanbul Vakfı’nın Kurban Bayramı Yardım Toplama Kampanyası kapsamındaki müsaade talebi İstanbul Valiliğince tarafımıza iletilmiş olup, yapılan değerlendirmeler sonucunda uygunluk derecesinde kelam konusu vakfın talebine müsaade verilmiştir.”
İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU: DÜNYANIN EN BERBAT ADAMIYIM
Gazeteciler, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya katıldığı bir programdan daha sonra Ekrem İmamoğlu’nun kelamlarını nasıl değerlendirdiğini sordu. “Dünyadaki tüm kötülüklerin sahibi benim” diyen Soylu sonrasındasında gazetecilerden siyasete alet olmamalarını istedi. Gazeteciler, İmamoğlu’nun ithamları karşısında yanıt hakkının doğduğunu ve birinci ağızdan karşılık almak istediklerini söylemiş oldu. Soylu “Ben dünyanın en berbat adamıyım” diyerek soruları cevapsız bıraktı. (HABER MERKEZİ)