Hiç tartışılmayan formül: Seçim tarihi ileri de alınabilir Partilerin ve ittifakların seçim çalışmalarını netleştirme yolunda adımlar attıkları bugünlerde seçim tarihi bir daha tartışmaya açıldı. İktidarın seçimleri öne alabileceği öngörüsü sık sık lisana getirilirken, siyasi kulislerden diğer bir izlenim paylaşıldı. Haber Türk muharriri Muharrem Sarıkaya, Cumhur İttifakı bileşenlerinin “Hac periyoduna ve bayrama denk geliyor” sebebi öne sürülerek seçimleri ertelemeyi gündemlerine aldığını yazdı.
Sarıkaya, Cumhur İttifakı bileşenleri ile yaptığı görüşmelerden izlenimlerini şöyleki aktardı:
“TBMM’de dün parti kümelerinin çabucak hepsinin en aktif isimleriyle sohbet ettim…
Hemen belirteyim muhalefetin de bu hususta başı karışık…
Çünkü bir taraftan, ‘Erdoğan çabucak gitsin…’ propagandası yaparken, başka yandan ‘Bir ay daha kalsın, daha sonra yaparız!..’” demenin kuvvetliğünü çekiyor…
Her ne kadar seçimin TBMM’de öne alınmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir daha seçilme hakkı verdiği için istek etmediklerini belirtiyor olsa da tartışmanın içine girmekten de kaçınıyor.
Nitekim dün MHP önderi Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı’nın üç devir seçilmesine ait davetini da ‘Erdoğan’ın üçüncü periyodu tartışmasının içine kendilerini çekme uğraşı olarak’ görüyor.
Son analizde seçimin öne alınmasına yönelik bir tavır sergilemeyip, ‘Eğer öne almak istiyorsa Erdoğan’ın yetkisi var, kendisi bu sonucu alsın’ yaklaşımı gösteriyorlar.
14 MAYIS ÖNE ÇIKIYOR
Bu durumda Cumhur İttifakı’nın yaklaşımının ne olacağını da sorguladım.
İki görüş var…
En epeyce güzellerine gidecek olan seçimin öne alınmasına yönelik sonucun TBMM’den alınması.
Bunun için öngörülen iki tarih var:
Ağırlıklı olanı 14 Mayıs…
eğer olmazsa da 18 Haziran’ın bir yahut iki hafta öncesi; Ramazan Bayramı’nın daha sonrasındası…
bu biçimde hem Hacca gidenler tıpkı vakitte ikinci çeşide kalırsa Kurban Bayramı’na da denk gelme problemleri çözülmüş oluyor.
Diğeri de Cumhurbaşkanı’nın tartışmaları bir kenara bırakıp elindeki yetkiyi kullanarak 14 Mayıs için sonucunı açıklaması.
Anlaşılan o ki MHP etraflarında de bu ikinci görüş gitgide yük kazanıyor.
İLERİ DE ALINABİLİR…
Üzerinde hiç tartışılmayan bir öteki formül de var…
Bu formül 22 Temmuz tarihinde erken seçim sonucu alınması ötürüsıyla unutulsa da 2007 seçimi öncesi uygulandı.
bundan evvelki seçim 3 Kasım 2002 tarihinde yapıldığı için, 2007 seçimi Kanun gereği Ekim’in son haftasına denk geldi.
Ekim 2007’nin son Pazar günü de Bayram’a denk geldiği için ileri bir tarihe alınması üzerinde uzlaşıldı ve periyodun Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuna muhatap olan Anayasa değişikliğine süreksiz bir unsur eklendi ve seçimin ileri alınması mümkün hale getirildi.
Ancak yaşanan 367 krizi ötürüsıyla 22 Temmuz 2007’de erken genel seçime gidildiği için uygulanamadı.
Nitekim AK Parti’nin faal bir ismi ile dün sohbet ederken husus açıldığında, ’18 Haziran daha sonrasına, ileri bir tarihe alınması TBMM’de muhalefetin 400 oyu garanti etmesiyle mümkün’ dedi.
Bunun sağlanması da aslında öne alınması kadar güç bir durum; ayrıyeten referandum üzere bir de risk içeriyor.
Buna da kimsenin yanaşma imkanı görülmüyor.” (HABER MERKEZİ)
Sarıkaya, Cumhur İttifakı bileşenleri ile yaptığı görüşmelerden izlenimlerini şöyleki aktardı:
“TBMM’de dün parti kümelerinin çabucak hepsinin en aktif isimleriyle sohbet ettim…
Hemen belirteyim muhalefetin de bu hususta başı karışık…
Çünkü bir taraftan, ‘Erdoğan çabucak gitsin…’ propagandası yaparken, başka yandan ‘Bir ay daha kalsın, daha sonra yaparız!..’” demenin kuvvetliğünü çekiyor…
Her ne kadar seçimin TBMM’de öne alınmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir daha seçilme hakkı verdiği için istek etmediklerini belirtiyor olsa da tartışmanın içine girmekten de kaçınıyor.
Nitekim dün MHP önderi Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı’nın üç devir seçilmesine ait davetini da ‘Erdoğan’ın üçüncü periyodu tartışmasının içine kendilerini çekme uğraşı olarak’ görüyor.
Son analizde seçimin öne alınmasına yönelik bir tavır sergilemeyip, ‘Eğer öne almak istiyorsa Erdoğan’ın yetkisi var, kendisi bu sonucu alsın’ yaklaşımı gösteriyorlar.
14 MAYIS ÖNE ÇIKIYOR
Bu durumda Cumhur İttifakı’nın yaklaşımının ne olacağını da sorguladım.
İki görüş var…
En epeyce güzellerine gidecek olan seçimin öne alınmasına yönelik sonucun TBMM’den alınması.
Bunun için öngörülen iki tarih var:
Ağırlıklı olanı 14 Mayıs…
eğer olmazsa da 18 Haziran’ın bir yahut iki hafta öncesi; Ramazan Bayramı’nın daha sonrasındası…
bu biçimde hem Hacca gidenler tıpkı vakitte ikinci çeşide kalırsa Kurban Bayramı’na da denk gelme problemleri çözülmüş oluyor.
Diğeri de Cumhurbaşkanı’nın tartışmaları bir kenara bırakıp elindeki yetkiyi kullanarak 14 Mayıs için sonucunı açıklaması.
Anlaşılan o ki MHP etraflarında de bu ikinci görüş gitgide yük kazanıyor.
İLERİ DE ALINABİLİR…
Üzerinde hiç tartışılmayan bir öteki formül de var…
Bu formül 22 Temmuz tarihinde erken seçim sonucu alınması ötürüsıyla unutulsa da 2007 seçimi öncesi uygulandı.
bundan evvelki seçim 3 Kasım 2002 tarihinde yapıldığı için, 2007 seçimi Kanun gereği Ekim’in son haftasına denk geldi.
Ekim 2007’nin son Pazar günü de Bayram’a denk geldiği için ileri bir tarihe alınması üzerinde uzlaşıldı ve periyodun Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuna muhatap olan Anayasa değişikliğine süreksiz bir unsur eklendi ve seçimin ileri alınması mümkün hale getirildi.
Ancak yaşanan 367 krizi ötürüsıyla 22 Temmuz 2007’de erken genel seçime gidildiği için uygulanamadı.
Nitekim AK Parti’nin faal bir ismi ile dün sohbet ederken husus açıldığında, ’18 Haziran daha sonrasına, ileri bir tarihe alınması TBMM’de muhalefetin 400 oyu garanti etmesiyle mümkün’ dedi.
Bunun sağlanması da aslında öne alınması kadar güç bir durum; ayrıyeten referandum üzere bir de risk içeriyor.
Buna da kimsenin yanaşma imkanı görülmüyor.” (HABER MERKEZİ)