Eksper uyarmıştı: İşkencedere’de arılar ölmeye başladı İyidere Lojistik Limanı’nın imalinde kullanılacak materyalin elde edilmesi için Cengiz İnşaat tarafınca İkizdere’nin İşkencedere Vadisi’ne açılan taş ocağında çalışmalar devam ederken, ziyanları da ortaya çıkmaya başladı. Reaksiyonlara karşın yaklaşık 1 yıl evvel üretimine başlanan taş ocağı için yüzlerce ağaç kesildi. Dere, taş ve toprak altında kalıp kayboldu. Artık de arılar ölmeye başladı.
300 PETEK ARI ÖLDÜ
Arı ölümlerinin taş ocağında yapılan patlama ve çıkan toza bağlayan Yaşar Albayrak, 60 yıldır bal ürettiğini anlatarak, “60 yıldır bu vadinin ortasında bu işi yapıyorum. Birinci sefer bu biçimde bir arı vefatıyla karşılaşıyorum. Taş ocağı bize bunu yaptı. bu biçimde bir mevt, bu taş ocağından evvel yaşanmadı. Görmedim” dedi. İsmet Coşkun ise, kendisinin 22 kovan arısının öldüğünü fakat bölgede toplamda yaklaşık 300 kovan arının telef olduğunu ileri sürdü.
Sözcü’den İsmail Akduman’un haberine göre, öte yandan, Tarım İlçe Müdürlüğü bakılırsavlileri vatandaşların şikâyeti üzerine bölgede inceleme yaparak tutanak tuttuğu açıklandı. Köylüler, arı vefatlarından sorumlu tuttukları şirket hakkında dava açacaklarını söylemiş oldu.
EKSPER AYLAR EVVEL UYARMIŞTI
Madene karşı vatandaşların açtığı dava hala daha devam ederken, bölgede geçtiğimiz yıl Rize Yönetim Mahkemesi’nin talebi doğrultusunda inceleme yapan eksper heyetinin hazırladığı raporda arıların ziyan goreceği vurgulandığı ortaya çıktı. 20 Kasım 2021 tarihindeki raporda, arıcılığın teknik ve biyolojik bilgiler gerektirdiğini, iklim, flora, Topografya ve hidrografik durum ile sıkı bağı olduğu vurgulandı.
Arıların 4-6 kilometre uzaklıkta verimli çalıştıkları raporda yer alırken, “Mevcut çalışmalar sırasında çıkabilecek toz, bitkilerin yapraklarının üzerinde bir katman oluşturabilecektir. Oluşan bu katman bitkilerin stomalarının kapanmasına, ötürüsıyla gaz alışverişinin engellenmesine niye olmaktadır.
Bu durum belirli bir süre daha sonra bitkinin yapraklarının pörsümesine, kurumasına ve sbulunmasına niye olmaktadır. Bu da randımanın düşmesine sebep olur. Ayrıyeten çiçeklerin döllenmesinde tozlar stamenlerin üzerini kapatarak tozlaşmanın olmasını engellemekte, bir daha dişi organın polenlerin tutunduğu tepecik kısmının yapısını bozan tozlar niçiniyle tozlaşma olamamaktadır.
Döllenemeyen çiçeklerde nektar ölçüsündeki azalma o yıl balın randımanını etkileyebileceği üzere, daha sonraki senelerda çiçek popülasyonlarında azalmaya niye olacaktır. Bu durumda karşılaşılan randıman düşüklüğü arıcılığı olumsuz etkileyecektir.
Çalışmalar sırasında oluşacak gürültü ve sesler, anlarda gerilime sebep olabilmektedir. Arı kovanlarının öbür yerlere nakledilmesi gerekebilecektir. Burada yürütülecek çalışmalar sırasında ortaya çıkacak toz kirliliği arıcılık ve tarım faaliyetlerini olumsuz istikamette etkilemesi mümkündür…” sözlerine yer verildi.
Bölgede her yıl 8-10 ton içinde bal üretimi yapıldığı, lakin yaşanan arı vefatlarından daha sonra üretimin yüzde 50 düşeceği ileri sürüldü. (HABER MERKEZİ)
300 PETEK ARI ÖLDÜ
Arı ölümlerinin taş ocağında yapılan patlama ve çıkan toza bağlayan Yaşar Albayrak, 60 yıldır bal ürettiğini anlatarak, “60 yıldır bu vadinin ortasında bu işi yapıyorum. Birinci sefer bu biçimde bir arı vefatıyla karşılaşıyorum. Taş ocağı bize bunu yaptı. bu biçimde bir mevt, bu taş ocağından evvel yaşanmadı. Görmedim” dedi. İsmet Coşkun ise, kendisinin 22 kovan arısının öldüğünü fakat bölgede toplamda yaklaşık 300 kovan arının telef olduğunu ileri sürdü.
Sözcü’den İsmail Akduman’un haberine göre, öte yandan, Tarım İlçe Müdürlüğü bakılırsavlileri vatandaşların şikâyeti üzerine bölgede inceleme yaparak tutanak tuttuğu açıklandı. Köylüler, arı vefatlarından sorumlu tuttukları şirket hakkında dava açacaklarını söylemiş oldu.
EKSPER AYLAR EVVEL UYARMIŞTI
Madene karşı vatandaşların açtığı dava hala daha devam ederken, bölgede geçtiğimiz yıl Rize Yönetim Mahkemesi’nin talebi doğrultusunda inceleme yapan eksper heyetinin hazırladığı raporda arıların ziyan goreceği vurgulandığı ortaya çıktı. 20 Kasım 2021 tarihindeki raporda, arıcılığın teknik ve biyolojik bilgiler gerektirdiğini, iklim, flora, Topografya ve hidrografik durum ile sıkı bağı olduğu vurgulandı.
Arıların 4-6 kilometre uzaklıkta verimli çalıştıkları raporda yer alırken, “Mevcut çalışmalar sırasında çıkabilecek toz, bitkilerin yapraklarının üzerinde bir katman oluşturabilecektir. Oluşan bu katman bitkilerin stomalarının kapanmasına, ötürüsıyla gaz alışverişinin engellenmesine niye olmaktadır.
Bu durum belirli bir süre daha sonra bitkinin yapraklarının pörsümesine, kurumasına ve sbulunmasına niye olmaktadır. Bu da randımanın düşmesine sebep olur. Ayrıyeten çiçeklerin döllenmesinde tozlar stamenlerin üzerini kapatarak tozlaşmanın olmasını engellemekte, bir daha dişi organın polenlerin tutunduğu tepecik kısmının yapısını bozan tozlar niçiniyle tozlaşma olamamaktadır.
Döllenemeyen çiçeklerde nektar ölçüsündeki azalma o yıl balın randımanını etkileyebileceği üzere, daha sonraki senelerda çiçek popülasyonlarında azalmaya niye olacaktır. Bu durumda karşılaşılan randıman düşüklüğü arıcılığı olumsuz etkileyecektir.
Çalışmalar sırasında oluşacak gürültü ve sesler, anlarda gerilime sebep olabilmektedir. Arı kovanlarının öbür yerlere nakledilmesi gerekebilecektir. Burada yürütülecek çalışmalar sırasında ortaya çıkacak toz kirliliği arıcılık ve tarım faaliyetlerini olumsuz istikamette etkilemesi mümkündür…” sözlerine yer verildi.
Bölgede her yıl 8-10 ton içinde bal üretimi yapıldığı, lakin yaşanan arı vefatlarından daha sonra üretimin yüzde 50 düşeceği ileri sürüldü. (HABER MERKEZİ)