CHP’li Altay: Sanayicilerin tek IBAN’a zorlanması bağış fişlemesidir CHP Küme Başkanvekili Engin Altay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Mustafa Varank’ın, 16 Ağustos 2021 tarihinde bir genelge yayınlayarak, yangın ve sel afetleri için sanayicilerin yapacağı bağışların OSB’ler aracılığıyla toplanması ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu’nun (OSBÜK) açacağı hesapta toplanmasının istediğine dikkat çekti. Altay şu değerlendirmelerde bulundu:
“Son 20 günde yaşadığımız yangın ve sel afetlerinde ülkemiz, vatandaşlarımız büyük kayıplar yaşadı. Yaraların sarılması evvela devletin bakılırsavidir. Lakin AK Parti’nin idare anlayışında evvela iban atılıyor. Cumhurbaşkanı yetmedi, bakanları da iban atmaya başladı. Bakan Varank, genelgede ‘Cumhurbaşkanlığı sonucunın gereğinin ifası için yangın ve sel felaketi yaşanan vilayetlerde kullanılmak üzere AFAD Başkanlığının ilan ettiği banka hesaplarına her bir OSB tarafınca başka ayrı bağış yapılması yerine, OSB’lerimizin güç beraberliğini göstermek gayesiyle koşullu bağışların OSBÜK’ün aşağıda belirtilen Yangın Sel Bağış banka hesabında toplanması ve daha sonrasında bağışta bulunan OSB’lerin tam listesiyle birlikte toplu olarak AFAD’a aktarılmasının daha faal bir formül olacağı düşünülmektedir’ diyor. Bakan düşünmüş taşınmış, bir tane de Mustafa Varank ibanı oluşturmuş ‘sanayicilerin bağışlarını tek hesapta toplayayım, kim ne gönderiyor bakayım’ demiş. bu biçimde başka bakanlar da mı iban atacak?”
“Milli Eğitim Bakanı eğitimcilerin ve velilerin bağışlarını toplasın, Sıhhat Bakanı, hekimlerin ve hastanelerin bağışlarını toplasın, İçişleri Bakanı güvenlikle ilgili kurumların bağışlarını toplasın. bu biçimde bir mantık olabilir mi?” diyen Altay kelamlarını şöyle sonlandırdı:
“AFAD hesaplarını açmış, herkese duyurmuş. İsteyen herkes, istediği kadar bağışını bu hesaplara yapabilir. Yapıyor da… Bir küme için özel bağış hesabı oluşturmak, bağış zorlamasıdır, bağış fişlemesidir. Bakan Varank, bu yolla her OSB özelinde bağışları takip edecek. Az yardım çıkaran, yardım yollamayan OSB iktidarın radarına girecek. Sorun selden yangından ziyan bakılırsan bölgelere yardım toplanması değil, bunun için Bakanlıklar eliyle bağış zorlaması yapılmasıdır. Bu senaryoyu daha evvel gerek COVİD’de “Biz bize yeteriz” kampanyasında, 15 Temmuz ile ilgili bağış kampanyasında da gördük. Gönüllülük aslına tabi olan bağışlar sarayın talimatı ile mecburî hale getiriliyor. Bizim milletimizin feraseti yüksektir, elinden geleni yapar fakat başındaki yöneticilerin har vurup harman savurduğunu görüp, yapılan bağışların hak sahiplerine yıllardır ulaşmadığını görür görmez iki defa düşünür. Vatandaşlardan toplanan vergilerin hesabını veremeyenler, israftan vazgeçmeyenler, vatandaşların istekli bağışlarına bile müdahale etmeye çalışıyor. 15 Temmuz şehit yakınları ve gaziler için, Beşiktaş hücumundaki hak sahipleri için yapılan bağışların hesabını veremeyen, ortadan geçen 5 yılda bağışları hak sahiplerine ulaştıramayanların, yangın ve sel afeti için bir daha bağış zorlaması ibretlik bir durumdur. Varank bu fişleme genelgesini derhal geri çekmelidir, emsal dayatmalardan da vazgeçilmeli, milletin aklıyla alay edilmemelidir.” (HABER MERKEZİ)
“Son 20 günde yaşadığımız yangın ve sel afetlerinde ülkemiz, vatandaşlarımız büyük kayıplar yaşadı. Yaraların sarılması evvela devletin bakılırsavidir. Lakin AK Parti’nin idare anlayışında evvela iban atılıyor. Cumhurbaşkanı yetmedi, bakanları da iban atmaya başladı. Bakan Varank, genelgede ‘Cumhurbaşkanlığı sonucunın gereğinin ifası için yangın ve sel felaketi yaşanan vilayetlerde kullanılmak üzere AFAD Başkanlığının ilan ettiği banka hesaplarına her bir OSB tarafınca başka ayrı bağış yapılması yerine, OSB’lerimizin güç beraberliğini göstermek gayesiyle koşullu bağışların OSBÜK’ün aşağıda belirtilen Yangın Sel Bağış banka hesabında toplanması ve daha sonrasında bağışta bulunan OSB’lerin tam listesiyle birlikte toplu olarak AFAD’a aktarılmasının daha faal bir formül olacağı düşünülmektedir’ diyor. Bakan düşünmüş taşınmış, bir tane de Mustafa Varank ibanı oluşturmuş ‘sanayicilerin bağışlarını tek hesapta toplayayım, kim ne gönderiyor bakayım’ demiş. bu biçimde başka bakanlar da mı iban atacak?”
“Milli Eğitim Bakanı eğitimcilerin ve velilerin bağışlarını toplasın, Sıhhat Bakanı, hekimlerin ve hastanelerin bağışlarını toplasın, İçişleri Bakanı güvenlikle ilgili kurumların bağışlarını toplasın. bu biçimde bir mantık olabilir mi?” diyen Altay kelamlarını şöyle sonlandırdı:
“AFAD hesaplarını açmış, herkese duyurmuş. İsteyen herkes, istediği kadar bağışını bu hesaplara yapabilir. Yapıyor da… Bir küme için özel bağış hesabı oluşturmak, bağış zorlamasıdır, bağış fişlemesidir. Bakan Varank, bu yolla her OSB özelinde bağışları takip edecek. Az yardım çıkaran, yardım yollamayan OSB iktidarın radarına girecek. Sorun selden yangından ziyan bakılırsan bölgelere yardım toplanması değil, bunun için Bakanlıklar eliyle bağış zorlaması yapılmasıdır. Bu senaryoyu daha evvel gerek COVİD’de “Biz bize yeteriz” kampanyasında, 15 Temmuz ile ilgili bağış kampanyasında da gördük. Gönüllülük aslına tabi olan bağışlar sarayın talimatı ile mecburî hale getiriliyor. Bizim milletimizin feraseti yüksektir, elinden geleni yapar fakat başındaki yöneticilerin har vurup harman savurduğunu görüp, yapılan bağışların hak sahiplerine yıllardır ulaşmadığını görür görmez iki defa düşünür. Vatandaşlardan toplanan vergilerin hesabını veremeyenler, israftan vazgeçmeyenler, vatandaşların istekli bağışlarına bile müdahale etmeye çalışıyor. 15 Temmuz şehit yakınları ve gaziler için, Beşiktaş hücumundaki hak sahipleri için yapılan bağışların hesabını veremeyen, ortadan geçen 5 yılda bağışları hak sahiplerine ulaştıramayanların, yangın ve sel afeti için bir daha bağış zorlaması ibretlik bir durumdur. Varank bu fişleme genelgesini derhal geri çekmelidir, emsal dayatmalardan da vazgeçilmeli, milletin aklıyla alay edilmemelidir.” (HABER MERKEZİ)