Can Candan için imza kampanyası başlatıldı Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafınca Melih Bulu’nun yerine rektör olarak atanan Naci İnci’nin, rektör vekiliyken 16 Temmuz’da vazifeden aldığı öğretim bakılırsavlisi Can Candan için imza kampanyası başlatıldı.
Change.org üzerinden başlatılan kampanyaya şu ana kadar 1100’ün üzerinde kişi imza attı. Kampanya metninde şu tabirler kullanıldı:
“2 Ocak 2021’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Boğaziçi Üniversitesi’nin akademisyenlerine danışılmadan atanan kayyım rektör Melih Bulu ve idaresinin, demokratik ve özerk idareye ve akademik özgürlüğe sekte vuran aksiyonlarına karşı tüm bileşenler sekiz aydır dirayetli biçimde direniyor. Bu uzun soluklu hak gayretinin karşısında durulamadığındandır ki kararname ile bir gecede getirilen kayyım rektör, 15 Temmuz 2021’de, bir daha bir gece kararnamesi ile vazifesinden alındı. Bu, direnişin gücüdür!
tıpkı vakitte, gönderilen kayyım rektörün yerine “vekaleten” atanan Naci İnci, misyona “atanmasının” çabucak sonraki günü sekiz yıldır Batı Lisanları ve Edebiyatları Kısmında yarı vakitli öğretim bakılırsavliliği yapan Feyzi Erçin hocanın, evvel yaz okulunda daha sonra da Boğaziçi’nde ders vermesini engelledi. Çabucak akabinde da 14 yıldır tıpkı kısımda tam vakitli öğretim vazifelisi olan hocamız Can Candan’ın “işine son verildiğini,” akademik münasebetlerden uzak, iftiralara dayanan ve Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenlerinin de altını çizdiği üzere “hukuki açıdan sorunlu” bir yazı ile kendisine iletti.
Başından itibaren direnişin ve akademisyen nöbetlerinin görsel-işitsel kaydını ve arşivini yapan, ve bu sürece dair kayyımlığın, kamuoyunun görmesini istemediği bir epeyce anı bizlerle paylaşan hocamız, epey bedelli akademisyen ve belgesel sinemacı Can Candan vaktinde öğrencisi olmuş bizlerin gurur deposudur. Kendisini tanıyan, açtığı dersleri alan ve ondan hayata ve bilime dair epeyce fazla şey öğrenmiş ve öğrenmeye devam eden (hayat boyu) öğrencileri ve meslektaşları olarak, her vakit olduğu üzere yanında olmaktan onur duyuyoruz. Kayyım rektör vekili tarafınca kendisine iletilen kelamda kararda zikredilen “kişileri aşağılama ve küçük düşürme emeli güden ve kişilik haklarına akın niteliğinde paylaşımlarla amirlerine ve Üniversitemiz yöneticilerine hakarette bulunma” tezi, onu tanıyanlar için aleni bir iftiradan öteye geçemez. Kayyım yandaşlarının gözünde karalamak için Can Candan hocamızın amaç gösterilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Kendisinin de belirttiği üzere, kayyım vekili imzasıyla iletilen sonucu kabul etmiyoruz; tüm üniversite bileşenlerinin direnişine takviyemizi sürdürüyoruz.
Boğaziçi direnişi ile bir defa daha gördük ki, kayyımlar ve kayyımlıklar geçicidir; kalıcı olan ise demokratik seçimlerin yapıldığı, liyakate ve akademik özgürlüğe dayalı idare anlayışıdır. Mevcut kayyımlıklara zirveden atananlar (Can Hocamızın da belirttiği üzere), kendisinin “işine son vermek” şöyleki dursun; hayli sevilen derslerini açmaya ve bizim üzere bir epeyce kişiyi yetiştirmeye devam edeceğini bilmeliler. Kendisi nezaketiyle, insanlığıyla, hakkaniyetiyle, bilgeliğiyle ve her daim umut ve güç veren varlığıyla, bu ülkenin düzlüğe çıkması için hiç yılmadan üreten, çalışan ve emek veren epey kıymetli bilim insanlarından ve sanatkarlardan biridir. Onun yetiştirdiği ve bu ülkenin karanlıktan kurtulması için onun üzere hak uğraşı veren bizler de, meslektaşları ve her daim öğrencileri olmakla övünüyoruz. Bir an evvelce bu haksızlığa son verilmesini ve hocamızın işine iadesini talep ediyoruz.” (HABER MERKEZİ)
İMZA KAMPANYASI
Change.org üzerinden başlatılan kampanyaya şu ana kadar 1100’ün üzerinde kişi imza attı. Kampanya metninde şu tabirler kullanıldı:
“2 Ocak 2021’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Boğaziçi Üniversitesi’nin akademisyenlerine danışılmadan atanan kayyım rektör Melih Bulu ve idaresinin, demokratik ve özerk idareye ve akademik özgürlüğe sekte vuran aksiyonlarına karşı tüm bileşenler sekiz aydır dirayetli biçimde direniyor. Bu uzun soluklu hak gayretinin karşısında durulamadığındandır ki kararname ile bir gecede getirilen kayyım rektör, 15 Temmuz 2021’de, bir daha bir gece kararnamesi ile vazifesinden alındı. Bu, direnişin gücüdür!
tıpkı vakitte, gönderilen kayyım rektörün yerine “vekaleten” atanan Naci İnci, misyona “atanmasının” çabucak sonraki günü sekiz yıldır Batı Lisanları ve Edebiyatları Kısmında yarı vakitli öğretim bakılırsavliliği yapan Feyzi Erçin hocanın, evvel yaz okulunda daha sonra da Boğaziçi’nde ders vermesini engelledi. Çabucak akabinde da 14 yıldır tıpkı kısımda tam vakitli öğretim vazifelisi olan hocamız Can Candan’ın “işine son verildiğini,” akademik münasebetlerden uzak, iftiralara dayanan ve Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenlerinin de altını çizdiği üzere “hukuki açıdan sorunlu” bir yazı ile kendisine iletti.
Başından itibaren direnişin ve akademisyen nöbetlerinin görsel-işitsel kaydını ve arşivini yapan, ve bu sürece dair kayyımlığın, kamuoyunun görmesini istemediği bir epeyce anı bizlerle paylaşan hocamız, epey bedelli akademisyen ve belgesel sinemacı Can Candan vaktinde öğrencisi olmuş bizlerin gurur deposudur. Kendisini tanıyan, açtığı dersleri alan ve ondan hayata ve bilime dair epeyce fazla şey öğrenmiş ve öğrenmeye devam eden (hayat boyu) öğrencileri ve meslektaşları olarak, her vakit olduğu üzere yanında olmaktan onur duyuyoruz. Kayyım rektör vekili tarafınca kendisine iletilen kelamda kararda zikredilen “kişileri aşağılama ve küçük düşürme emeli güden ve kişilik haklarına akın niteliğinde paylaşımlarla amirlerine ve Üniversitemiz yöneticilerine hakarette bulunma” tezi, onu tanıyanlar için aleni bir iftiradan öteye geçemez. Kayyım yandaşlarının gözünde karalamak için Can Candan hocamızın amaç gösterilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Kendisinin de belirttiği üzere, kayyım vekili imzasıyla iletilen sonucu kabul etmiyoruz; tüm üniversite bileşenlerinin direnişine takviyemizi sürdürüyoruz.
Boğaziçi direnişi ile bir defa daha gördük ki, kayyımlar ve kayyımlıklar geçicidir; kalıcı olan ise demokratik seçimlerin yapıldığı, liyakate ve akademik özgürlüğe dayalı idare anlayışıdır. Mevcut kayyımlıklara zirveden atananlar (Can Hocamızın da belirttiği üzere), kendisinin “işine son vermek” şöyleki dursun; hayli sevilen derslerini açmaya ve bizim üzere bir epeyce kişiyi yetiştirmeye devam edeceğini bilmeliler. Kendisi nezaketiyle, insanlığıyla, hakkaniyetiyle, bilgeliğiyle ve her daim umut ve güç veren varlığıyla, bu ülkenin düzlüğe çıkması için hiç yılmadan üreten, çalışan ve emek veren epey kıymetli bilim insanlarından ve sanatkarlardan biridir. Onun yetiştirdiği ve bu ülkenin karanlıktan kurtulması için onun üzere hak uğraşı veren bizler de, meslektaşları ve her daim öğrencileri olmakla övünüyoruz. Bir an evvelce bu haksızlığa son verilmesini ve hocamızın işine iadesini talep ediyoruz.” (HABER MERKEZİ)
İMZA KAMPANYASI