Anlık gaye güncellemesi gerçekleştirecek ASELSAN imzalı ‘minyatür bombası’ ASELSAN, seri üretim çalışmaları devam eden minyatür bombaya yeni yetenekler kazandırıyor. Minyatür bomba, hava platformundan fazlacalu taşıma salanıyla atılabilen, sert ve yumuşak kara gayelerine karşı kullanılabilen INS/GPS güdümlü bir mühimmat olarak geliştirildi. 100 kilometre menzile sahip minyatür bomba, maliyet faal bir seçenek oluştururken düşük ikincil hasara sahip bulunuyor.
Delici aktifliğiyle 1 metre kalınlığındaki duvarı delebilen minyatür bomba için Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile seri üretim mukavelesi imzalandı. ASELSAN, minyatür bomba projesiyle birlikte akıllı oldukcalu taşıma salanı da geliştirdi. Bu sayede F-16 uçaklarının kanat altlarına dörder adet minyatür bomba taşıyan birer fazlacalu salan yerleştirilebiliyor. Toplam 8 mühimmat 8 farklı maksada angaje edilebiliyor.
Bu salanla birlikte Türkiye’de birinci kere yerli pnömatik salan sitemi de geliştirilmiş oldu. Kelam konusu gelişimin akabinde silahlı ve taarruzi insansız hava araçlarına yönelik yeni pnömatik akıllı salan varyant çalışmalarına da başlandı.
HAREKETLİ GAYELERE KARŞI TESİRLİ
ASELSAN minyatür bombanın seri üretim çalışmalarını sürdürürken bu sefer mühimmatın varyantları üzerinde çalışmalara başlandı. Kızılötesi arayıcı başlıklı “Man-in-the-Loop” özellikli minyatür bomba (IIR Minyatür Bomba) varyantı 15’inci Milletlerarası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2021) sergilendi.
Kızılötesi arayıcı başlık yardımıyla minyatür bomba evvelki varyantta olduğu üzere yalnızca hareketsiz maksatlara değil, hareketli maksatlara karşı da tesirli bir mühimmat olacak. IIR Minyatür Bomba ile ayrıyeten INS/GPS’in yerlileştirilmesi hedefleniyor. Man-in-the-Loop özelliğiyle pilotla mühimmatın etkileşimi sağlanırken anlık olarak gaye güncellenmesi mümkün olacak. Birinci varyantta bırakıldıktan daha sonra nokta gayeye giden bir minyatür bomba varken, yeni varyantta pilotla etkileşime giren bırakıldıktan daha sonra denetim edilebilen bir mühimmat ortaya çıkacak.
Emniyet Genel Müdürlüğünün muhtaçlık ve talepleri doğrultusunda afet ve acil durumlarda kesintisiz telsiz bağlantısının sağlanabilmesi hedefiyle Taşınabilir Haberleşme Aracı geliştirildi. Araç, 15’inci Memleketler arası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2021) tanıtıldı.
YERLİLİK ORANI YÜZDE 70 ORANINDA
Yerlilik oranı yüzde 70 düzeyinde bulunan araç, uydu üzerinden PolNet altyapısına ve 24 vilayetteki Kriptolu Ulusal DMR Sayısal Telsiz Sistemleri’ne entegre olarak telsiz görüşmesi ve data iletimi sağlayabiliyor. İstanbul’dan Ankara sistemine entegre olarak başkentteki haberleşmeye dahil olabiliyor.
Araç, üstündeki analog ve kriptolu sayısal telsiz yinelayıcıları ile araç etrafında 15-30 kilometre çapındaki alanda telsiz haberleşmesi imkanı sağlayabiliyor. Taşınabilir Muhabere Aracı, uydu üzerinden Emniyet Genel Müdürlüğü merkez santral sistemlerine entegre olarak her tarafa telefon haberleşmesi imkanı sunabiliyor. GSM çizgileri üzerinden PolNet entegrasyonu yapılarak bilgi bağlantısı gerçekleştirilebiliyor.
MÜMKÜN ZELZELELERDE KESİNTİSİZ İRTİBAT
Araç ortasında bulunan sistemler yardımıyla uydu telefonu haberleşmesi, kapsama alanı dahilindeki telsiz aygıtlarının idaresi, Coğrafik Tahlil Sistemi üzerinden telsizlerin pozisyonlarının izlenmesi mümkün oluyor. Taşınabilir Muharebe Aracı’nda yer alan 11 metre yükseltilebilir elektrikli kumanda sistemi ile açılabilir 2 anten kulesi yardımıyla kapsama alanı artırılabiliyor.
Araç, üstündeki jeneratör yardımıyla dışarıdan güç almadan 24 saat nazaranv yapabiliyor.İstanbul’da yaşanan bir zelzele senaryosunda Taşınabilir Muharebe Aracı, rastgele bir sistemin devre dışı kalması halinde o sistemin yerini alabilecek, mevcut sistemlere entegrasyonun yanı sıra yalnızca kendisi bir sistem olarak haberleşmeyi devam ettirebilecek.
SÜRATLİ MÜDAHALE KURTARMIŞTI
Öte yandan ASELSAN’ın, ani kalp durmalarında hastanın elektroşokla hayata döndürülmesini sağlayan otomatik eksternal defibrilatörü (OED), yurt ortasında birinci yardım vazifelilerinin eğitimlerinde ve yurt haricinde sıhhat kuruluşlarında kullanılmaya başlandı.
2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda (EURO 2020) Finlandiya ile oynanan maçta kötüleşen ve kalp krizi geçirdiği tespit edilen Danimarkalı futbolcu Christian Eriksen’in alandaki süratli müdahale ve kalp masajıyla kurtarılması, bu tıp acil durumlar için geliştirilen tıbbi aygıtların kıymetini ortaya koydu.
ASELSAN İş Geliştirme Yöneticisi Nil Ateş, ASELSAN Sıhhat Programları Yöneticiliğinin bünyesinde “Yaşam Takviye ve Teşhis Sistemleri” ile “Görüntüleme Sistemleri” müdürlükleri bulunduğunu söylemiş oldu. Türk savunma endüstrisinin önder şirketlerinden ASELSAN, 40 yılı aşan birikimini son devirde sıhhat alanında muhtaçlık duyulan mamüllerin geliştirilmesine yönelik kullanıyor.
ASELSAN SIHHAT TEKNOLOJİLERİ DE GELİŞTİRİYOR
Şirketin sıhhat alanında geliştirdiği birinci eserlerden biri OED oldu. OED aygıtları ASELSAN HEARTLINE markası altında sıhhat dalının kullanmasına sunulmaya başlandı.
Görüntüleme sistemlerinde MR aygıtı geliştirildiğini ve bu yıl sonunda taşınabilir x-ray aygıtının tamamlanmasının amaçlandığını lisana getiren Ateş, ömür dayanak alanında OED, ventilatör (solunum cihazı) ve teşhis sistemleri üzerinde çalıştıklarını söz etti.
TALEPLER YAĞIYOR
OED’nin yazılım ve dizaynıyla Aralık 2018’den bu yana ASELSAN tarafınca geliştirildiğini anlatan Ateş, sıhhat bölümündeki muhtaçlıkları karşılamak için birinci vakit içinderda eğitim aygıtlarını sunduklarını belirtti. Ateş, “OED, birinci yardım yönetmeliklerinde mecburî hale getirildi. Bu yüzden eğitim epey kıymetli. daha sonrasında beklentimiz bilhassa birinci yardımcıların ve eğitim almış bireylerin defibrilatörü muhtaçlık duyulan yerlerde kullanabilmeleri. Bu niçinle standart aygıtlarımızın üretimine başlandı.. Fransa ve İtalya’ya ihracatımız yapıldı. Öteki ülkelerden de hoş talepler alıyoruz. Yurt ortasında de taleplere yanıt vermeye çalışıyoruz.” dedi.
BİRİNCİ 2 VE 6 DAKİKA ÇOK KIYMETLİ
Ani kalp durmalarının hayli farklı noktalarda her an karşılaşılabilecek elektriksel bir durum olduğunu vurgulayan Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kalbin birdenbire durması kelam konusu. Birinci 2-6 dakika içinde müdahale edilmesi gerekiyor. Bu müdahalede de elektroşok ve kalp masajı üzere bir uygulama hastanın hayata süratli geri dönebilmesi için hayati bir kıymet taşıyor.”
OED’lerin bilhassa kalp krizi geçirme riskinin yüksek olduğu noktalarda, ağır spor, personellik yapılan yerlerde, kalabalık alanlarda, havaalanları, uçaklar, okullar üzere yer ve araçlarda bulunması gerekiyor. Aslında bir yangın söndürme aygıtı üzere düşünülebilir. ”
Vakit içerisinde gerekli regülasyonlarla bu uygulamanın dünyada olduğu üzere Türkiye’de geliştirilebileceğini düşünüyoruz. Mevzuat üzerinde bildiğimiz kadarıyla Sıhhat Bakanlığı çalışıyor. Türkiye’de en evvel eğitim aygıtlarına, birinci yardımcıların eğitim almasına yönelik bir mevzuat yayımlandı. daha sonraki mevzuatların daha geniş kapsamlı ve yaygın alanlarda kullanıma yönelik olacağını düşünüyoruz.”
AYGITLAR ÖZEL TAKİP SİSTEMİYLE İZLENİYOR
Aygıtların özel takip sistemleriyle takip edildiğini belirten Ateş, “Ülkede nüfus başına oranlayanlar, iş yerlerindeki yoğunluğa ya da kalabalıkların geçiş noktalarına oranlayanlar var. Çok çeşitli çalışmalar mevcut. Her 100 ila 200 metre içinde konumlandırılan yerler var. Potansiyeli hayli büyük. Türkiye’de yapılmış net bir çalışma yok lakin yıllık 100-150 bin olaydan bahsediliyor. Umarız hiç olmaz lakin olduğu noktada bir defibrilatör ulaştırabilirsek, bunlar uygun noktalara konumlandırılabilirse en memnunu biz oluruz.” diye konuştu.
her insanın kullanabildiği, bu mevzunun regülasyonlarla desteklendiği ülkeler bulunduğunu lisana getiren Ateş, Türkiye’de ise uygulamanın birinci yardım eğitimi alan bireylerce gerçekleştirilmesinin beklendiğini tabir etti.
Ateş, “Dünyada ise gönüllülük temeline göre uygulamalar mevcut. OED’ler ani kalp durması yaşamayan şahıslara ziyan vermediği, rastgele bir risk teşkil etmeyeceği için bilhassa gönüllülük teşvik ediliyor. Aygıt olağan bir insan düşüp bayıldıysa, kalbiyle ilgili bir sorunu yoksa fakat elektroşok aygıtı yerleştirilmişse şahsa ziyan vermez. Değerli bir modu var. Ventrikuler fibrilasyon ölçüyor, bu ölçüm ani kalp durması verisidir. Bu datayı almazsa aygıt katiyetle şok vermez, bu niçinle de inançlıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Delici aktifliğiyle 1 metre kalınlığındaki duvarı delebilen minyatür bomba için Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile seri üretim mukavelesi imzalandı. ASELSAN, minyatür bomba projesiyle birlikte akıllı oldukcalu taşıma salanı da geliştirdi. Bu sayede F-16 uçaklarının kanat altlarına dörder adet minyatür bomba taşıyan birer fazlacalu salan yerleştirilebiliyor. Toplam 8 mühimmat 8 farklı maksada angaje edilebiliyor.
Bu salanla birlikte Türkiye’de birinci kere yerli pnömatik salan sitemi de geliştirilmiş oldu. Kelam konusu gelişimin akabinde silahlı ve taarruzi insansız hava araçlarına yönelik yeni pnömatik akıllı salan varyant çalışmalarına da başlandı.
HAREKETLİ GAYELERE KARŞI TESİRLİ
ASELSAN minyatür bombanın seri üretim çalışmalarını sürdürürken bu sefer mühimmatın varyantları üzerinde çalışmalara başlandı. Kızılötesi arayıcı başlıklı “Man-in-the-Loop” özellikli minyatür bomba (IIR Minyatür Bomba) varyantı 15’inci Milletlerarası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2021) sergilendi.
Kızılötesi arayıcı başlık yardımıyla minyatür bomba evvelki varyantta olduğu üzere yalnızca hareketsiz maksatlara değil, hareketli maksatlara karşı da tesirli bir mühimmat olacak. IIR Minyatür Bomba ile ayrıyeten INS/GPS’in yerlileştirilmesi hedefleniyor. Man-in-the-Loop özelliğiyle pilotla mühimmatın etkileşimi sağlanırken anlık olarak gaye güncellenmesi mümkün olacak. Birinci varyantta bırakıldıktan daha sonra nokta gayeye giden bir minyatür bomba varken, yeni varyantta pilotla etkileşime giren bırakıldıktan daha sonra denetim edilebilen bir mühimmat ortaya çıkacak.
Emniyet Genel Müdürlüğünün muhtaçlık ve talepleri doğrultusunda afet ve acil durumlarda kesintisiz telsiz bağlantısının sağlanabilmesi hedefiyle Taşınabilir Haberleşme Aracı geliştirildi. Araç, 15’inci Memleketler arası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2021) tanıtıldı.
YERLİLİK ORANI YÜZDE 70 ORANINDA
Yerlilik oranı yüzde 70 düzeyinde bulunan araç, uydu üzerinden PolNet altyapısına ve 24 vilayetteki Kriptolu Ulusal DMR Sayısal Telsiz Sistemleri’ne entegre olarak telsiz görüşmesi ve data iletimi sağlayabiliyor. İstanbul’dan Ankara sistemine entegre olarak başkentteki haberleşmeye dahil olabiliyor.
Araç, üstündeki analog ve kriptolu sayısal telsiz yinelayıcıları ile araç etrafında 15-30 kilometre çapındaki alanda telsiz haberleşmesi imkanı sağlayabiliyor. Taşınabilir Muhabere Aracı, uydu üzerinden Emniyet Genel Müdürlüğü merkez santral sistemlerine entegre olarak her tarafa telefon haberleşmesi imkanı sunabiliyor. GSM çizgileri üzerinden PolNet entegrasyonu yapılarak bilgi bağlantısı gerçekleştirilebiliyor.
MÜMKÜN ZELZELELERDE KESİNTİSİZ İRTİBAT
Araç ortasında bulunan sistemler yardımıyla uydu telefonu haberleşmesi, kapsama alanı dahilindeki telsiz aygıtlarının idaresi, Coğrafik Tahlil Sistemi üzerinden telsizlerin pozisyonlarının izlenmesi mümkün oluyor. Taşınabilir Muharebe Aracı’nda yer alan 11 metre yükseltilebilir elektrikli kumanda sistemi ile açılabilir 2 anten kulesi yardımıyla kapsama alanı artırılabiliyor.
Araç, üstündeki jeneratör yardımıyla dışarıdan güç almadan 24 saat nazaranv yapabiliyor.İstanbul’da yaşanan bir zelzele senaryosunda Taşınabilir Muharebe Aracı, rastgele bir sistemin devre dışı kalması halinde o sistemin yerini alabilecek, mevcut sistemlere entegrasyonun yanı sıra yalnızca kendisi bir sistem olarak haberleşmeyi devam ettirebilecek.
SÜRATLİ MÜDAHALE KURTARMIŞTI
Öte yandan ASELSAN’ın, ani kalp durmalarında hastanın elektroşokla hayata döndürülmesini sağlayan otomatik eksternal defibrilatörü (OED), yurt ortasında birinci yardım vazifelilerinin eğitimlerinde ve yurt haricinde sıhhat kuruluşlarında kullanılmaya başlandı.
2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda (EURO 2020) Finlandiya ile oynanan maçta kötüleşen ve kalp krizi geçirdiği tespit edilen Danimarkalı futbolcu Christian Eriksen’in alandaki süratli müdahale ve kalp masajıyla kurtarılması, bu tıp acil durumlar için geliştirilen tıbbi aygıtların kıymetini ortaya koydu.
ASELSAN İş Geliştirme Yöneticisi Nil Ateş, ASELSAN Sıhhat Programları Yöneticiliğinin bünyesinde “Yaşam Takviye ve Teşhis Sistemleri” ile “Görüntüleme Sistemleri” müdürlükleri bulunduğunu söylemiş oldu. Türk savunma endüstrisinin önder şirketlerinden ASELSAN, 40 yılı aşan birikimini son devirde sıhhat alanında muhtaçlık duyulan mamüllerin geliştirilmesine yönelik kullanıyor.
ASELSAN SIHHAT TEKNOLOJİLERİ DE GELİŞTİRİYOR
Şirketin sıhhat alanında geliştirdiği birinci eserlerden biri OED oldu. OED aygıtları ASELSAN HEARTLINE markası altında sıhhat dalının kullanmasına sunulmaya başlandı.
Görüntüleme sistemlerinde MR aygıtı geliştirildiğini ve bu yıl sonunda taşınabilir x-ray aygıtının tamamlanmasının amaçlandığını lisana getiren Ateş, ömür dayanak alanında OED, ventilatör (solunum cihazı) ve teşhis sistemleri üzerinde çalıştıklarını söz etti.
TALEPLER YAĞIYOR
OED’nin yazılım ve dizaynıyla Aralık 2018’den bu yana ASELSAN tarafınca geliştirildiğini anlatan Ateş, sıhhat bölümündeki muhtaçlıkları karşılamak için birinci vakit içinderda eğitim aygıtlarını sunduklarını belirtti. Ateş, “OED, birinci yardım yönetmeliklerinde mecburî hale getirildi. Bu yüzden eğitim epey kıymetli. daha sonrasında beklentimiz bilhassa birinci yardımcıların ve eğitim almış bireylerin defibrilatörü muhtaçlık duyulan yerlerde kullanabilmeleri. Bu niçinle standart aygıtlarımızın üretimine başlandı.. Fransa ve İtalya’ya ihracatımız yapıldı. Öteki ülkelerden de hoş talepler alıyoruz. Yurt ortasında de taleplere yanıt vermeye çalışıyoruz.” dedi.
BİRİNCİ 2 VE 6 DAKİKA ÇOK KIYMETLİ
Ani kalp durmalarının hayli farklı noktalarda her an karşılaşılabilecek elektriksel bir durum olduğunu vurgulayan Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kalbin birdenbire durması kelam konusu. Birinci 2-6 dakika içinde müdahale edilmesi gerekiyor. Bu müdahalede de elektroşok ve kalp masajı üzere bir uygulama hastanın hayata süratli geri dönebilmesi için hayati bir kıymet taşıyor.”
OED’lerin bilhassa kalp krizi geçirme riskinin yüksek olduğu noktalarda, ağır spor, personellik yapılan yerlerde, kalabalık alanlarda, havaalanları, uçaklar, okullar üzere yer ve araçlarda bulunması gerekiyor. Aslında bir yangın söndürme aygıtı üzere düşünülebilir. ”
Vakit içerisinde gerekli regülasyonlarla bu uygulamanın dünyada olduğu üzere Türkiye’de geliştirilebileceğini düşünüyoruz. Mevzuat üzerinde bildiğimiz kadarıyla Sıhhat Bakanlığı çalışıyor. Türkiye’de en evvel eğitim aygıtlarına, birinci yardımcıların eğitim almasına yönelik bir mevzuat yayımlandı. daha sonraki mevzuatların daha geniş kapsamlı ve yaygın alanlarda kullanıma yönelik olacağını düşünüyoruz.”
AYGITLAR ÖZEL TAKİP SİSTEMİYLE İZLENİYOR
Aygıtların özel takip sistemleriyle takip edildiğini belirten Ateş, “Ülkede nüfus başına oranlayanlar, iş yerlerindeki yoğunluğa ya da kalabalıkların geçiş noktalarına oranlayanlar var. Çok çeşitli çalışmalar mevcut. Her 100 ila 200 metre içinde konumlandırılan yerler var. Potansiyeli hayli büyük. Türkiye’de yapılmış net bir çalışma yok lakin yıllık 100-150 bin olaydan bahsediliyor. Umarız hiç olmaz lakin olduğu noktada bir defibrilatör ulaştırabilirsek, bunlar uygun noktalara konumlandırılabilirse en memnunu biz oluruz.” diye konuştu.
her insanın kullanabildiği, bu mevzunun regülasyonlarla desteklendiği ülkeler bulunduğunu lisana getiren Ateş, Türkiye’de ise uygulamanın birinci yardım eğitimi alan bireylerce gerçekleştirilmesinin beklendiğini tabir etti.
Ateş, “Dünyada ise gönüllülük temeline göre uygulamalar mevcut. OED’ler ani kalp durması yaşamayan şahıslara ziyan vermediği, rastgele bir risk teşkil etmeyeceği için bilhassa gönüllülük teşvik ediliyor. Aygıt olağan bir insan düşüp bayıldıysa, kalbiyle ilgili bir sorunu yoksa fakat elektroşok aygıtı yerleştirilmişse şahsa ziyan vermez. Değerli bir modu var. Ventrikuler fibrilasyon ölçüyor, bu ölçüm ani kalp durması verisidir. Bu datayı almazsa aygıt katiyetle şok vermez, bu niçinle de inançlıdır.” değerlendirmesinde bulundu.