2 yaş çocuğu neler öğrenebilir ?

Selin

New member
11 Mar 2024
262
0
0
2 Yaşındaki Bir Çocuğun Öğrenme Dünyası: Bir Hikaye

Daha birkaç gün önce, iki yaşındaki kızım Ela ile oynarken aklıma bir soru takıldı: “Bir çocuk, henüz iki yaşına gelmeden neler öğrenebilir?” Kendi gözlemlerim ve çevremdeki diğer çocukları gözlemleyerek, bu sorunun peşine düşmeye karar verdim. Çünkü çocuklar gerçekten büyüleyici bir hızla gelişiyorlar. Bu yazımda, bir çocuğun öğrenme sürecini ele alırken, hem erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımını hem de kadınların empatik bakış açısını birleştiren bir hikaye anlatmak istiyorum. Bu hikaye, hem bireysel gözlemlerime dayalı, hem de toplumsal gelişimle ilgili önemli ipuçları verecek.

Ela’nın Dünyası: Yeni Bir Keşif Başlıyor

Ela, sadece iki yaşında ama hayatı öğrenme yolculuğu gerçekten heyecan verici. Bir gün sabah kahvaltısı sırasında, Ela’nın bir anda elindeki kaşığı dikkatlice incelediğini fark ettim. Kaşık, bir oyuncak gibi değil; her hareketi, her dokunuşu onun keşfettiği yeni bir şeyin işaretiydi. Başlangıçta sadece ağzına götürüp geri koyuyordu, sonra birdenbire kaşığı bana doğru uzatarak, "Baba, bak!" dedi.

Evet, “bak” dedi ve gözlerinde bir anlam vardı. Bu, sadece kaşığı göstermesi değildi. Ela’nın bir şey öğrenmiş olduğunu anlamıştım. Aslında çok basit bir şeydi ama o an bana şunu düşündürdü: "Bir çocuk, küçük yaşlarda, kelimelerin ve nesnelerin arasında bu kadar güçlü bir bağ kurabiliyorsa, neler öğrenebilir?"

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımları: Babaların Stratejik Rolü

Ela'nın bu kaşık keşfi bana bir şeyi hatırlattı: İki yaşındaki çocukların dünyasında, basit bir nesne bile onlara çok şey öğretebilir. Bu, babaların çocuklarına sağladığı stratejik bir rehberliğin de küçük bir yansımasıydı. Babam da, benim çocukken en çok dikkat ettiğim şeylerden biri, nesnelerin nasıl işlediğini anlamaya çalışan çözüm odaklı yaklaşımıydı. Ela'nın bu kaşığı incelemesi, bana bir tür öğrenme stratejisi gibi geldi. Babaların, çocuklarına çevresindeki dünyayı öğretirken genellikle daha somut ve çözüm odaklı bir yaklaşım sergilediklerini düşünüyorum.

Ela, ilk başta sadece bir kaşığa odaklanmıştı. Ancak, babası olarak ben ona bu nesnenin işlevini anlatmaya başladım. "Kaşık, yemek yerken sana yardımcı olan bir şeydir" dedim. Ela bunu anlamış gibi başını salladı ve sonra kaşığını kullanmaya başladı. Bu, basit bir kaşık olayıydı ama aslında, daha sonra karmaşık sorunları çözmeye yönelik ilk adımını atıyordu. Babaların bu tür kısa ama etkili açıklamaları, çocukların çevresini anlamalarına yardımcı olabilir.

Kadınların Empatik Yaklaşımları: Annelerin İlişkisel Öğretisi

Ela, kaşığını doğru şekilde kullanmayı öğrendikten sonra, annesiyle birlikte mutfağa gitti. Annem, çocuklara karşı çok empatik bir yaklaşım sergilerdi ve Ela’nın annesi de bu konuda oldukça başarılıydı. Ela'nın annesi, ona sadece kaşığını kullanmayı öğretmekle kalmadı, aynı zamanda onun duygusal dünyasına da hitap etti.

"Kaşıkla yemek yemek, senin için eğlenceli olmalı," dedi Ela'nın annesi, ona gülümseyerek. “Hadi bakalım, biraz daha bakalım, neler yapabilirsin.” Annemin yaklaşımı gibi, Ela'nın annesi de ilişki kurarak, Ela’nın keşfettiği bu yeni dünyayı daha derinlemesine anlamasına yardımcı oluyordu. Çocuklar için ilişkilere dayalı öğrenme, onların duygusal ve bilişsel gelişimlerini hızlandırır. Annelerin empatik yaklaşımı, çocukların öğrenmesini sadece pratik anlamda değil, aynı zamanda duygusal olarak da pekiştirir.

Ela'nın annesi, her fırsatta onunla bağlantı kurarak, küçük başarılarda ona takdir gösterdi. Ela, kaşığını kullanırken sadece teknik bir beceri kazanmıyor, aynı zamanda kendisini değerli hissediyordu. Bu da onun daha ileri düzeydeki öğrenmeye olan isteğini arttırıyordu.

Toplumsal Bağlamda Öğrenme: Aile ve Çevre Etkisi

Ela'nın keşif yolculuğu, sadece evdeki bireysel etkileşimlerle sınırlı değildi. Biraz büyüdükçe, çevresindeki dünyaya dair algıları da değişmeye başladı. Çocuklar, çevrelerinden ne kadar çok uyaran alırlarsa, öğrenme süreçleri o kadar hızlı ve derinleşir. Toplumun geneline bakıldığında, çocukların gelişimi sadece aileden gelen etkileşimlerle değil, aynı zamanda okul öncesi dönemdeki sosyal etkileşimlerle de şekillenir.

Çevresindeki diğer çocuklarla oyun oynamaya başladıkça, Ela'nın “sosyal öğrenme” becerileri de hızla gelişmeye başladı. Diğer çocuklarla paylaşmayı öğreniyor, kurallı oyunlar oynayabiliyordu. Bu gelişim, toplumdaki eşitlikçi yaklaşımın bir sonucu olarak, çocukların birbirleriyle öğrenmelerine olanak tanıyan bir alan yaratıyordu. Annelerin, babaların ve okul öncesi eğitimin birleşimi, çocuğun öğrenme yolculuğunda kritik bir rol oynuyordu.

Sonuç: Her Çocuğun Öğrenme Hikayesi Farklıdır

Ela’nın öğrenme süreci bana bir gerçeği hatırlattı: Her çocuk farklı hızlarda gelişir, ama ortak olan bir şey var: Çocuklar, etraflarındaki dünyayı büyük bir merakla keşfederler. Ne yazık ki, toplumsal baskılar, bazen çocukların bu doğal keşiflerini sınırlayabilir. O yüzden, çocukların gelişim süreçlerini hızlandırmak yerine onlara destek olmak ve ihtiyaçlarına göre onları yönlendirmek çok daha önemli.

Ela, henüz iki yaşında ama öğrendiği şeyler o kadar kıymetli ki… Bir kaşık, sadece bir yemek aracı değil; bir keşif, bir adım, bir büyüme. Sizin çocuklarınız bu yaşta neler öğreniyor? Öğrenme süreçlerinde onları nasıl destekliyorsunuz?