Yusuf Kaplan: Beyaz Türkler Türk değil azgın azınlık Gaziantep’te iki köpeğin saldırısına uğrayan Asiye Ateş’i kastederek “Asiye yavrumuzun başına gelen hadiseyi gördünüz. Beyaz Türkler, sahip çıkın hayvanlarınıza” tabirini kullanan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın akabinde Yeni Şafak’taki köşesinde bir yazı kaleme alan Yusuf Kaplan ‘Beyaz Türkler’in soyadı kanunu sırasında kimliklerini gizleyen ‘devşirmeler’ olduğunu belirtti. Beyaz Türkler için ‘Azgın azınlık’ sözünü kullanan Yusuf Kaplan’ın yazısından bir kısım şu biçimde:
Her şey 21 Haziran 1934 yılında çıkarılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile başladı, bir manada.
Nasıl sinsice tezgâhlanmış bir kanundur o öyle!
Her şeyi gizleyerek bitiren; bize, ortasından çıkılması sıkıntı, netameli bir sorun bırakan, bu Soyadı Kanunu işte!
Soyadı Kanunu, insanların gerçek kimliklerini, kök-kimliklerini gizleyerek ülkeyi kimliksizleştirdi. Kimin nereden geldiği bilinemedi, bilinemez hâle getirildi. Memleketin kimliği belirsizleştirildi, adsızlaştırıldı ve yok edildi. Türkiye’nin kimliksizleştirilmesi, adsızlaştırılması kanunla teminat altına alındı. Kanun aslına bakarsan bunun için çıkarılmıştı.
Hâlimizi daima “Latin Amerika”nın adsızlaştırılarak yok edilmesine benzetirim: Adamlar, ne Latin, ne Amerika halbuki! Dikkat ettiniz mi: erkeklerin ismi bile yok. İsmi olmayanın kimliği de olmaz. Kimliği olmayansa özgürlüğünü de, ruhunu da kaybetmekten kurtulamaz.
Soyadı Kanunu, kimin nereden geldiğini gizlemeye yaradı: Birtakım devşirmeler, Soyadı Kanunu’ndan daha sonra kimliklerini çarçabuk gizleme ve sözümona Müslüman kimlikler benimseme imkânına kavuştular!
Beyaz Türkler’den kelam ediyorum.
Ne var bunda, demeyin.
Türkiye’nin demografik yapısıyla ve ruh kökleriyle oynamaktır bu. En sıradaninden bu biçimde bir sorun var karşımızda.
Lakin sıkıntı, hiç de sıradan değil: Kendilerini gizleyerek evvel ülkenin en kilit kurumlarını, daha sonra da ülkenin bizatihî kendisini ele geçirmelerinin yolu açılmış oldu.
Türkiye bu biçimde vahim bir sorun yaşıyor.
Anadolu insanı, gönlü bol olduğu için herkesi bağrına basan bir özelliğe sahip.
İşte bunu fazlaca güzel bilen bu azgın azınlıklar, bu biçimde bu biçimde kendilerini, isimlerini, kökenlerini gizleyerek bu ülkenin kilit kurumlarını ele geçirdiler.
Ülke, Anadolu çocuklarının elinden alındı iki asır süren gayretin sonunda.
Soyadı Kanunu, ülkenin bütün kilit kurumlarının ve şahsen ülkenin muhakkak (ama gayrimüslim ve gayritürk) azınlıklar tarafınca ele geçirilmesi teşebbüslerinin esirgeyici kalkanı fonksiyonu gördü.
…
Özetle… Beyaz Türkler, köken itibariyle Türk değildir.
Devşirmeler ve devşirmelerin devşirmelerinden oluşur.
Beyaz Türkler, Türkiye’nin “sahibidir”!
Azgın azınlıktır lakin iki asırdır Türkiye’ye her alanda onlar hükmeder.
Fakat artık yeter!
Vesselâm.
Her şey 21 Haziran 1934 yılında çıkarılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile başladı, bir manada.
Nasıl sinsice tezgâhlanmış bir kanundur o öyle!
Her şeyi gizleyerek bitiren; bize, ortasından çıkılması sıkıntı, netameli bir sorun bırakan, bu Soyadı Kanunu işte!
Soyadı Kanunu, insanların gerçek kimliklerini, kök-kimliklerini gizleyerek ülkeyi kimliksizleştirdi. Kimin nereden geldiği bilinemedi, bilinemez hâle getirildi. Memleketin kimliği belirsizleştirildi, adsızlaştırıldı ve yok edildi. Türkiye’nin kimliksizleştirilmesi, adsızlaştırılması kanunla teminat altına alındı. Kanun aslına bakarsan bunun için çıkarılmıştı.
Hâlimizi daima “Latin Amerika”nın adsızlaştırılarak yok edilmesine benzetirim: Adamlar, ne Latin, ne Amerika halbuki! Dikkat ettiniz mi: erkeklerin ismi bile yok. İsmi olmayanın kimliği de olmaz. Kimliği olmayansa özgürlüğünü de, ruhunu da kaybetmekten kurtulamaz.
Soyadı Kanunu, kimin nereden geldiğini gizlemeye yaradı: Birtakım devşirmeler, Soyadı Kanunu’ndan daha sonra kimliklerini çarçabuk gizleme ve sözümona Müslüman kimlikler benimseme imkânına kavuştular!
Beyaz Türkler’den kelam ediyorum.
Ne var bunda, demeyin.
Türkiye’nin demografik yapısıyla ve ruh kökleriyle oynamaktır bu. En sıradaninden bu biçimde bir sorun var karşımızda.
Lakin sıkıntı, hiç de sıradan değil: Kendilerini gizleyerek evvel ülkenin en kilit kurumlarını, daha sonra da ülkenin bizatihî kendisini ele geçirmelerinin yolu açılmış oldu.
Türkiye bu biçimde vahim bir sorun yaşıyor.
Anadolu insanı, gönlü bol olduğu için herkesi bağrına basan bir özelliğe sahip.
İşte bunu fazlaca güzel bilen bu azgın azınlıklar, bu biçimde bu biçimde kendilerini, isimlerini, kökenlerini gizleyerek bu ülkenin kilit kurumlarını ele geçirdiler.
Ülke, Anadolu çocuklarının elinden alındı iki asır süren gayretin sonunda.
Soyadı Kanunu, ülkenin bütün kilit kurumlarının ve şahsen ülkenin muhakkak (ama gayrimüslim ve gayritürk) azınlıklar tarafınca ele geçirilmesi teşebbüslerinin esirgeyici kalkanı fonksiyonu gördü.
…
Özetle… Beyaz Türkler, köken itibariyle Türk değildir.
Devşirmeler ve devşirmelerin devşirmelerinden oluşur.
Beyaz Türkler, Türkiye’nin “sahibidir”!
Azgın azınlıktır lakin iki asırdır Türkiye’ye her alanda onlar hükmeder.
Fakat artık yeter!
Vesselâm.