Üniversite adaylarının üniversiteli olabilmeleri için son basamak olan üniversite tercihleri 20 Ağustos’ta sona eriyor. Bu süreçte de adaylar en az üniversite imtihanında olduğu kadar gerilim yaşayabiliyor. Tercihlerine karar veremeyen adaylar ise tercih süreçlerini son güne bırakıyor. İstinye Üniversitesi (İSÜ) Kurum Psikoloğu Saime Serpil Özgül, adayların evvela çevresel faktörleri değil, kendi isteklerini baz alarak bir tercih listesi oluşturmaları gerektiğini belirtiyor. Özgül, tercihlerini son güne bırakan adaylara ise “hemen çabucak tercihlerini yapmamış olan adaylar, kararlarına dikkatsizlik ve kararsızlık hisleri eşlik edeceğinden yanlış ve yanılgılı tercihler yapmama ismine daha dikkatli olmalı” diyor.
Ruhsal sorunlar kelam konusu olabilir
Kendilerine uygun olmayan bir kısım tercih ettiklerinde öğrencilerin depresyona varan ruhsal sorunlarla karşılaştıklarını belirten Özgül, şunları söylüyor:
“Seçeceği kısma ve üniversiteye tam olarak karar veremeyen adaylar için daha kıymetli bir sorun haline gelen bu karmaşık hal şahıslarda ne yapılacağını bilememe üzere problemlere niye olur. Kararsızlık geçmişe dair öfke, agresyon ve suçluluk duygusu hissedilmesine yol açar. Bilhassa gençler kendileriyle bağ kuramadığında kendilerini tanıyamamış olma kanısı etrafında da her an herkes inançsız bir hareket yapacakmış üzere hissetmelerine ve dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılamalarına sebep olur. Tercih yapacak öğrenciler tercih ve gereksinimlerine temasta bulunmak yerine çevresel faktörleri dikkate aldıklarında hayatlarını genelinde pişmanlık hisleri yaşayacaklarını unutmamalı. Öğrencileri kendilerini tanıyacakları seyahatlerinde istemedikleri kısmı yahut üniversiteyi seçtiklerinde his durum sorunları, kendini var edememe ve başka depresyon üzere ruhsal sorunlar yaşamaları kelam konusu olabilir.”
Puana bakılırsa değil, istenilen kısma göre tercih yapın
Kısım tercihlerinin mesleğe atılan birinci adım olma özelliğini koruduğunu belirten Psikolog Özgül, tercih yapacak adaylara şu tekliflerde bulunuyor:
“Öğrenciler başta kendilerini görmek istedikleri kısmı baz alarak tercihlerini gerçekleştirmeli. Üniversite içerisinde faal olma, kulüplere katılma ve yetkinlik sahibi olmak üniversiteyi üniversite yapan etkenlerdir. Bundan kaynaklı birinci öncelikli dikkat edilmesi gereken puana bakılırsa değil, istediği kısım üzerine yapılan tercihlerdir. Unutmamalı ki muhakkak bir periyot daha sonra mesleğimiz üzerimize giydiğimiz kıyafet hali alır ve günlük ömrümüzün merkezine yerleşir. Çağımızın değişen dinamikleri düşünüldüğünde üniversite ve kısım tercihi meslek seçimi için büsbütün bağlayıcı bir karar olmasa da mesleğe atılan birinci adımlardan biri olma niteliğini koruyor.”
Geçmişe değil, geleceğe odaklanın
Tercihlerini son güne bırakan öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Özgül, şu biçimde konuşuyor:
“Burada daha titiz davranması gereken bir öteki küme ise tercihlerini son güne bırakan adaylarımız. çabucak hemen tercihlerini yapmamış olan öğrenciler, kararlarına dikkatsizlik ve kararsızlık hisleri eşlik edeceğinden yanlış ve kusurlu tercihler yapmama ismine daha dikkatli olmalı. hayatının merkezi kişinin kendisidir. Ve kişinin Tolystoy’un da dediği üzere yalnızca bulunduğu an’a kelamı geçer. Tercih yapacak aday öğrenciler geçmişe değil geleceğe odaklanarak, şayet gerekli performansı gösteremediğini düşünüyor ise bir sene daha hazırlanarak pişmanlık ve olumsuzluk hislerine kapılmak yerine tahlil odaklı yaklaşabilmelerini öneririm.”
Hibya Haber Ajansı
Ruhsal sorunlar kelam konusu olabilir
Kendilerine uygun olmayan bir kısım tercih ettiklerinde öğrencilerin depresyona varan ruhsal sorunlarla karşılaştıklarını belirten Özgül, şunları söylüyor:
“Seçeceği kısma ve üniversiteye tam olarak karar veremeyen adaylar için daha kıymetli bir sorun haline gelen bu karmaşık hal şahıslarda ne yapılacağını bilememe üzere problemlere niye olur. Kararsızlık geçmişe dair öfke, agresyon ve suçluluk duygusu hissedilmesine yol açar. Bilhassa gençler kendileriyle bağ kuramadığında kendilerini tanıyamamış olma kanısı etrafında da her an herkes inançsız bir hareket yapacakmış üzere hissetmelerine ve dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılamalarına sebep olur. Tercih yapacak öğrenciler tercih ve gereksinimlerine temasta bulunmak yerine çevresel faktörleri dikkate aldıklarında hayatlarını genelinde pişmanlık hisleri yaşayacaklarını unutmamalı. Öğrencileri kendilerini tanıyacakları seyahatlerinde istemedikleri kısmı yahut üniversiteyi seçtiklerinde his durum sorunları, kendini var edememe ve başka depresyon üzere ruhsal sorunlar yaşamaları kelam konusu olabilir.”
Puana bakılırsa değil, istenilen kısma göre tercih yapın
Kısım tercihlerinin mesleğe atılan birinci adım olma özelliğini koruduğunu belirten Psikolog Özgül, tercih yapacak adaylara şu tekliflerde bulunuyor:
“Öğrenciler başta kendilerini görmek istedikleri kısmı baz alarak tercihlerini gerçekleştirmeli. Üniversite içerisinde faal olma, kulüplere katılma ve yetkinlik sahibi olmak üniversiteyi üniversite yapan etkenlerdir. Bundan kaynaklı birinci öncelikli dikkat edilmesi gereken puana bakılırsa değil, istediği kısım üzerine yapılan tercihlerdir. Unutmamalı ki muhakkak bir periyot daha sonra mesleğimiz üzerimize giydiğimiz kıyafet hali alır ve günlük ömrümüzün merkezine yerleşir. Çağımızın değişen dinamikleri düşünüldüğünde üniversite ve kısım tercihi meslek seçimi için büsbütün bağlayıcı bir karar olmasa da mesleğe atılan birinci adımlardan biri olma niteliğini koruyor.”
Geçmişe değil, geleceğe odaklanın
Tercihlerini son güne bırakan öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Özgül, şu biçimde konuşuyor:
“Burada daha titiz davranması gereken bir öteki küme ise tercihlerini son güne bırakan adaylarımız. çabucak hemen tercihlerini yapmamış olan öğrenciler, kararlarına dikkatsizlik ve kararsızlık hisleri eşlik edeceğinden yanlış ve kusurlu tercihler yapmama ismine daha dikkatli olmalı. hayatının merkezi kişinin kendisidir. Ve kişinin Tolystoy’un da dediği üzere yalnızca bulunduğu an’a kelamı geçer. Tercih yapacak aday öğrenciler geçmişe değil geleceğe odaklanarak, şayet gerekli performansı gösteremediğini düşünüyor ise bir sene daha hazırlanarak pişmanlık ve olumsuzluk hislerine kapılmak yerine tahlil odaklı yaklaşabilmelerini öneririm.”
Hibya Haber Ajansı