TTB’den barış imzacısı akademisyenleri açığa alan iki tabibe ceza Cihan Başakçıoğlu
İZMİR – Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Barış Bildirisi’ne imza atan 12 akademisyen, ortalarında o dönemki Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr. Oğuz Dicle ve Rektör Yardımcısı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hale Ören’in bulunduğu soruşturma kurulu tarafınca açığa alınmış, yaklaşık bir yıl boyunca tabirleri bile alınmadan açıkta kalan akademisyenler bir yılın sonunda meslekten ihraç edilmişti.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Yürütme Kurulu, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Barış İmzacısı 12 akademisyenin açığa alınma ve meslekten ihraç edilme sürecine ait, Prof Dr. Oğuz Dicle’ye ikaz cezası, Prof. Dr. Hale Ören’e ise 30 gün mühletle meslekten men cezası verdi.
Ören, kendisine çabucak hemen bir doküman ulaşmadığını ve kelam konusu sonucu basın mensuplarından duyduğunu söz etti. Ören bu niçinle şu an için bir açıklamada bulunamayacağını belirtti. Dicle ise kelam konusu karar hakkında bir değerlendirmesinin olmayacağını söylemiş oldu.
İZMİR TABİP ODASI SORUŞTURMAYA GEREK GÖRMEMİŞTİ
TTB iki yıl evvelki Genel Heyeti’nde, KHK sürecinde “atılma” sonucuna katkıda bulunan doktorlar hakkında şikayete bağlı olarak disiplin soruşturması açma sonucu almış, Barış Bildirisi imzacısı Prof. Dr. İzge Günal, o süreçte yaşananlara ait Dicle ve Ören hakkında şikayette bulunmuştu. Günal’ın şikayeti kararı bahis İzmir Tabip Odası’na iletildi.
İzmir Tabip Odası’nın o dönemki idare şurası bir cürüm olmadığına karar vererek, Dicle ve Ören hakkında soruşturma açmaya gerek görmedi. çabucak sonrasında TTB Yüksek Onur Heyeti’ne itiraz edilirken, İzmir Tabip Odası’nın sonucu bozuldu ve şikayetin bir daha incelenmesine karar verdi. Lakin İzmir Tabip Odası bir daha kabahat olmadığına karar verdi. TTB Yüksek Onur Şurası ise Tabip Odası’nın tersine Dicle ve Ören’e ceza verdi.
‘AÇIĞA ALMA BİR CEZALANDIRMA BİÇİMİ OLARAK KULLANILDI’
Yaşanan sürece ait Barış Bildirisi imzacısı Prof. Dr. İzge Günal, “Biz atılmadan evvel Türkiye’de tek olarak evvel açığa alındık. Öteki barış imzacısı akademisyenler direkt KHK ile atılmışlardı. Bir yıl müddetle açıkta kaldık. Verilen cezalar bu periyotla ilgili cezalar. Bu devir içerisinde Hale Ören Rektör Yardımcısıydı. hem de soruşturma kurulu üyesiydi. Açığa alma bir cezalandırma biçimi değil, bir tedbirdir. Çok süratli bir halde sonlandırılması gerekir. Bizi açığa aldılar, üstelik üzerinden bir yıl geçmesine karşın bizim tabirimizi bile almadılar. Hale Ören’e ceza verilmesinin niçini açığa alma durumunu berbata kullanmak ve bunu bir ceza üzere kullanmak” diye konuştu.
Açığa alındıkları süreçte ise Tıp Fakültesi Dekanı Oğuz Dicle’nin, rektörlüğün rastgele bir talimatı olmamasına karşın akademisyenlerin odalarının kilitlerini değiştirerek mühürlediğini söz eden Günal, “Özel eşyalarımızı bile almamıza müsaade vermeden kilitleri değiştirdi odamız mühürlendi. Reaksiyonlar başlayınca rektörlük dekanlığa yazı yazdı. sonrasındasında gelip bizim odalarımızı açtılar” dedi.
‘ÇOK OLUMLU BİR KARAR’
Tüm bu yaşananların akabinde TTB’nin genel şurasında aldığı karar doğrultusunda şikayette bulunduğunu söyleyen Günal, ondan sonrasında TTB Yüksek Onur Şurası’nın bu cezaları verdiğini belirtti.
sonucu olumlu bulduklarını söyleyen Günal, son olarak şunları söylemiş oldu: ”Çok olumlu bir karar. Birinci sefer Türkiye’de bir meslek örgütü bu hususta bir süreç yaptı ve birilerinin üzerine gitti. Ben bu sonucun yaygınlaşmasının kıymetli olduğunu düşünüyorum ve bunun öteki meslek odalarına da örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki süreçte iki şahsa ceza verildi lakin doktor oldukları için bu cezaları aldılar. Yoksa öbür fakültelerden öbür meslek örgütlerine bağlı beşerler da var. Umarım öbür meslek örgütlerine örnek olur ve onlar da gerekli süreçleri yaparlar. Her şeyin berbata gittiği bir vakitte bu bizim açımızdan hayli olumlu bir gelişme oldu. Beşerler artık ‘Ben ne yaparsam yanıma kar kalır’ diyemeyecek”
İZMİR – Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Barış Bildirisi’ne imza atan 12 akademisyen, ortalarında o dönemki Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr. Oğuz Dicle ve Rektör Yardımcısı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hale Ören’in bulunduğu soruşturma kurulu tarafınca açığa alınmış, yaklaşık bir yıl boyunca tabirleri bile alınmadan açıkta kalan akademisyenler bir yılın sonunda meslekten ihraç edilmişti.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Yürütme Kurulu, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Barış İmzacısı 12 akademisyenin açığa alınma ve meslekten ihraç edilme sürecine ait, Prof Dr. Oğuz Dicle’ye ikaz cezası, Prof. Dr. Hale Ören’e ise 30 gün mühletle meslekten men cezası verdi.
Ören, kendisine çabucak hemen bir doküman ulaşmadığını ve kelam konusu sonucu basın mensuplarından duyduğunu söz etti. Ören bu niçinle şu an için bir açıklamada bulunamayacağını belirtti. Dicle ise kelam konusu karar hakkında bir değerlendirmesinin olmayacağını söylemiş oldu.
İZMİR TABİP ODASI SORUŞTURMAYA GEREK GÖRMEMİŞTİ
TTB iki yıl evvelki Genel Heyeti’nde, KHK sürecinde “atılma” sonucuna katkıda bulunan doktorlar hakkında şikayete bağlı olarak disiplin soruşturması açma sonucu almış, Barış Bildirisi imzacısı Prof. Dr. İzge Günal, o süreçte yaşananlara ait Dicle ve Ören hakkında şikayette bulunmuştu. Günal’ın şikayeti kararı bahis İzmir Tabip Odası’na iletildi.
İzmir Tabip Odası’nın o dönemki idare şurası bir cürüm olmadığına karar vererek, Dicle ve Ören hakkında soruşturma açmaya gerek görmedi. çabucak sonrasında TTB Yüksek Onur Heyeti’ne itiraz edilirken, İzmir Tabip Odası’nın sonucu bozuldu ve şikayetin bir daha incelenmesine karar verdi. Lakin İzmir Tabip Odası bir daha kabahat olmadığına karar verdi. TTB Yüksek Onur Şurası ise Tabip Odası’nın tersine Dicle ve Ören’e ceza verdi.
‘AÇIĞA ALMA BİR CEZALANDIRMA BİÇİMİ OLARAK KULLANILDI’
Yaşanan sürece ait Barış Bildirisi imzacısı Prof. Dr. İzge Günal, “Biz atılmadan evvel Türkiye’de tek olarak evvel açığa alındık. Öteki barış imzacısı akademisyenler direkt KHK ile atılmışlardı. Bir yıl müddetle açıkta kaldık. Verilen cezalar bu periyotla ilgili cezalar. Bu devir içerisinde Hale Ören Rektör Yardımcısıydı. hem de soruşturma kurulu üyesiydi. Açığa alma bir cezalandırma biçimi değil, bir tedbirdir. Çok süratli bir halde sonlandırılması gerekir. Bizi açığa aldılar, üstelik üzerinden bir yıl geçmesine karşın bizim tabirimizi bile almadılar. Hale Ören’e ceza verilmesinin niçini açığa alma durumunu berbata kullanmak ve bunu bir ceza üzere kullanmak” diye konuştu.
Açığa alındıkları süreçte ise Tıp Fakültesi Dekanı Oğuz Dicle’nin, rektörlüğün rastgele bir talimatı olmamasına karşın akademisyenlerin odalarının kilitlerini değiştirerek mühürlediğini söz eden Günal, “Özel eşyalarımızı bile almamıza müsaade vermeden kilitleri değiştirdi odamız mühürlendi. Reaksiyonlar başlayınca rektörlük dekanlığa yazı yazdı. sonrasındasında gelip bizim odalarımızı açtılar” dedi.
‘ÇOK OLUMLU BİR KARAR’
Tüm bu yaşananların akabinde TTB’nin genel şurasında aldığı karar doğrultusunda şikayette bulunduğunu söyleyen Günal, ondan sonrasında TTB Yüksek Onur Şurası’nın bu cezaları verdiğini belirtti.
sonucu olumlu bulduklarını söyleyen Günal, son olarak şunları söylemiş oldu: ”Çok olumlu bir karar. Birinci sefer Türkiye’de bir meslek örgütü bu hususta bir süreç yaptı ve birilerinin üzerine gitti. Ben bu sonucun yaygınlaşmasının kıymetli olduğunu düşünüyorum ve bunun öteki meslek odalarına da örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki süreçte iki şahsa ceza verildi lakin doktor oldukları için bu cezaları aldılar. Yoksa öbür fakültelerden öbür meslek örgütlerine bağlı beşerler da var. Umarım öbür meslek örgütlerine örnek olur ve onlar da gerekli süreçleri yaparlar. Her şeyin berbata gittiği bir vakitte bu bizim açımızdan hayli olumlu bir gelişme oldu. Beşerler artık ‘Ben ne yaparsam yanıma kar kalır’ diyemeyecek”