Tefrik nedir islamda ?

Selin

New member
11 Mar 2024
234
0
0
Tefrik Nedir? İslam’da Toplumsal Bağları Zedeleyen Bir Kavram

Merhaba arkadaşlar,

Bugün çok önemli ve derinlemesine tartışılması gereken bir konuyu ele alıyoruz: *tefrik*… Kelime anlamı olarak, ayrılık, bölünme, düşmanlık anlamına gelir ve İslam’da bu kavram, toplumsal birliği tehdit eden, bireyler arasındaki bağları zayıflatan bir olgu olarak karşımıza çıkar. Hem kökenlerine, hem de günümüzdeki yansımalarına bakarak, tefrikin ne anlama geldiğini ve toplumsal dokuyu nasıl etkileyebileceğini inceleyeceğiz. Konu, sadece dini bir perspektiften değil, aynı zamanda modern dünyadaki etkileriyle de ele alınacak.

Tefrik’in Kökeni ve İslam’daki Yeri

Tefrik kelimesi, Arapça kökenli olup *farq* (ayırmak) kökünden türetilmiştir. Birleştirici bir toplum yapısının zedelenmesi, bireylerin birbirinden ayrılması, gruplar arasında ayrılıkçılığın ön plana çıkması tefrikin temel anlamlarını oluşturur. İslam’ın temel felsefesi ise tam tersine birlik ve kardeşlik üzerine kuruludur. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet, toplumsal uyumun, birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapar.

Bir örnekle açıklayalım: Hz. Muhammed (sav) Medine’deki ilk toplumsal yapıyı kurarken, Muhacirler ile Ensar arasında birliktelik oluşturarak büyük bir örnek teşkil etmiştir. *“Gerçekten müminler ancak kardeştirler.”* (Hucurat, 49:10) bu ayet, toplumsal bağları güçlendirmeyi ve ayrılığı engellemeyi amaçlar. Tefrik ise, aslında bu öğretiye zıt bir hareket olarak, insanların birbirinden kopmasına, toplumsal yapının bozulmasına yol açar.

Tefrik, sadece bireyler arasındaki ilişkilerde değil, toplumun tüm dinamiklerinde kendini gösterir. İslam’da, tefrik, hem bireyler hem de gruplar arasında nefreti besler. Bu nedenle, Müslümanların arasındaki ayrılıkların, farklı mezhep ya da grup çatışmalarının da önüne geçilmesi gerektiği vurgulanır.

Günümüzde Tefrik: Din, Toplum ve Politikada

Bugün, tefrikin günümüz İslam toplumlarında nasıl yansıdığına bakalım. Tefrik, özellikle mezhep ayrılıkları, siyasi çekişmeler ve bireyler arasındaki toplumsal sınıf farkları gibi alanlarda kendini gösteriyor. Mezhep çatışmalarının tarihsel geçmişi, bugün de bazen şiddetli kavgalar ve ayrılıklar olarak yansıyor. Sünni ve Şii arasındaki sürtüşmeler, modern Ortadoğu’da bu kavramın hala nasıl işlediğini gösteriyor.

Politikada ise tefrik, genellikle hükümetler tarafından manipüle edilen bir araç haline gelebiliyor. Toplumları bölmek, güç kazanmak için kullanılan bir strateji olabilir. Bu durum, aynı zamanda halkın özgürlük ve eşitlik taleplerini baskı altında tutan, onları birbirine düşman eden bir güç olarak karşımıza çıkar. Burada, toplumun bir arada olma gücü zayıflar ve insanlar sadece kendi çıkarlarını savunur hale gelir.

Erkekler, Kadınlar ve Tefrik: Farklı Perspektifler

Tefrik’in toplumsal yansımasını anlamak için, erkekler ve kadınlar arasında nasıl farklı şekilde algılandığına göz atalım. Bu konuda erkeklerin genellikle daha stratejik, çözüm odaklı bir bakış açısına sahip oldukları söylenebilir. Özellikle, toplumsal yapıyı yeniden inşa etmek isteyen bir erkek, bu durumu daha çok “nasıl düzeltebiliriz” sorusu etrafında ele alır. Bu noktada, çözüm önerileri, daha çok politik ya da sosyal reformlar üzerinden şekillenir.

Kadınlar ise daha çok empatik ve toplumsal bağlar üzerinde yoğunlaşır. Onlar için tefrik, insan ilişkilerinin derinliğiyle ilgilidir. Toplumdaki huzursuzluk, aile yapısının bozulması, kadınlar açısından daha kişisel ve duygusal bir boyut taşır. Kadınlar, toplumsal bağların zedelenmesinin bireysel yaşamları nasıl etkilediğini daha yakından hissederler. Örneğin, toplumsal birliğin yok olması, çocuklar ve aileler üzerindeki etkisini, bazen daha somut ve duygusal bir şekilde deneyimlerler.

İşte burada, hem erkeklerin stratejik bakış açıları hem de kadınların empatik yaklaşımları arasında bir denge oluşturulabilir. Toplumun genel yapısını düzeltmek için, erkeklerin çözüm odaklı bakış açıları önemli olsa da, bu çözümün duygusal ve toplumsal bağlarla desteklenmesi gerektiğini kadınlar hatırlatabilir. Çünkü nihayetinde, bir toplumun gücü, sadece politik yapısıyla değil, aynı zamanda bireylerinin birbirine duyduğu sevgi ve saygıyla da ölçülür.

Tefrik’in Geleceği: Birlik ve Dayanışma Yolu

Tefrik, gelecekte nasıl bir tehdit oluşturabilir? Bu sorunun cevabı, bir anlamda bizim toplumsal değerlerimizi nasıl inşa ettiğimize bağlıdır. Tefrik’in yaygınlaştığı bir dünyada, insanlar birbirini dışlar ve yalnızlaşır. Tüm bu olgular, bizim sadece dini bir sorumluluğumuz değil, aynı zamanda toplumsal bir yükümlülüğümüzdür.

Modern dünyada, sosyal medya ve dijital platformlar, insanların birbirinden daha hızlı ve kolay bir şekilde uzaklaşmasına olanak tanır. Birbirine benzemeyen görüşler, farklı düşünceler çok hızlı şekilde nefret söylemine dönüşebilir. Bu, tefrikin dijital bir versiyonudur ve toplumu birbirine daha da yabancılaştırır. Bu konuda bir çözüm arayışında, hem bireylerin hem de toplumların bu dijitalleşen dünyada daha dikkatli olmaları ve birbirlerine saygı duymayı öğrenmeleri gerekmektedir.

Tefrik’in önüne geçmenin yollarından biri, toplumsal dayanışmayı artırmak, bireyler arasındaki bağları güçlendirmektir. Bu bağlamda, dini öğretilerimizde yer alan birlik ve beraberlik mesajları daha fazla öne çıkarılmalı, insanlar arasındaki çatışma yerine, diyalog ve empati geliştirilmelidir.

Sonuç olarak, tefrik, İslam toplumunun asla kabul etmemesi gereken bir durumdur. Bugün olduğu gibi yarının dünyasında da bu kavramı anlamalı ve toplumlarımızı güçlendirmek için doğru adımlar atmalıyız. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde birlik ve dayanışma, tefrikin yerini alacak ve daha güçlü bir toplum yapısının temellerini atacaktır.