Prof. Tülek: Omicron’da toplumsal bağışıklığın oluşması mümkün değil Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Necla Tülek, korona virüsünün Omicron varyantına ait açıklamalarda bulundu. Omicron’a yakalanan bireylerin tekrar enfeksiyon geçirme oranlarının yüksek olduğunu belirten Tülek, “Bu kâfi bağışıklık bırakmadığını gösteriyor. ötürüsıyla Omicron’da hastalığı geçirme yoluyla toplumsal bağışıklığın oluşması mümkün değil” dedi.
Lakin fazlaca sayıda kişinin aşılanması yahut hastalığı geçirmesiyle toplumsal bağışıklığın oluşabileceğini belirten Tülek, “Örneğin, iki ay içerisinde Avrupa kıtasının en az yarısının Omicron enfeksiyonunu geçireceği öngörülüyor. Lakin buradaki sorun Omicron’un bağışıklık bırakıp bırakmadığı. Eldeki datalar kısıtlı fakat biz biliyoruz ki Omicron’da yeniden enfeksiyon oranı yüksek” sözlerini kullandı.
Sıhhat Bakanlığı’nın son bilgilerine nazaran korona niçiniyle Türkiye’de 94 bin 783 kişinin testi olumlu çıktı, 174 kişi ise vefat etti.
Hastalığı geçirerek toplumsal bağışıklığın bununla birlikte epeyce sayıda kişinin vefat etmesi, hastaneye yatması manasına geldiğini, bu niçinle tercih edilemeyeceğini belirten Tülek, toplumsal bağışıklığa aşılanmayla ulaşılabileceğinin altını çizdi.
‘ÇOK YÜKSEK SEVİYEDE, SÜRATLİ AŞILAMA GEREKİYOR’
Prof. Tülek, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Covid-19 açısından da toplumun en az yüzde 90’ının aşılanması gerekiyor. Ancak aşılanmada da farklılıklar var. Daha evvelki aşıların koruyuculuk oranı yüksek lakin birkaç ay daha sonra bağışıklamanın düştüğünü görüyoruz. Bu niçinle bizim toplumsal bağışıklığa ulaşabilmemiz için toplumun en az yüzde 90’ının fazlaca süratli bir biçimde aşılanması lazım. Zira virüsler mutasyona epeyce uygun, bu oranda aşılanmayı sağlayamazsak virüsün çoğalması, toplumda yayılması yeni mutasyonların, varyantların ortaya çıkmasına yol açacak. Bu niçinle toplumda çok yüksek seviyede, süratli aşılama gerekiyor. Aşılamada da yalnızca iki doz yetmiyor, artık hatırlatma dozunun da kesinlikle olması lazım.”
Türkiye’de 18 yaş üstünde iki doz aşılanmış bireylerin oranının yüzde 84’ün üstünde olduğuna işaret eden Tülek, “Ülkemizdeki bilgilerde 18 yaş üstünde toplumun büyük kısmı iki doz aşılanmış olarak gözüküyor. Lakin burada bireylerin hangi aşıyla, ne vakit aşılandığı değerli. Zira mRNA aşısı da olsa birkaç ay daha sonra bağışıklık düşüyor, Omicron’a karşı koruyuculuk fazlaca azalıyor. Yani geçmişte yapılan iki doz aşılamanın şu an tesiri yok” sözünü kullandı.
İnaktif aşıların koruyuculuğunun ise Delta ve Omicron varyantına karşı tesirli olmadığını lisana getiren Tülek, “Toplumuzdaki aşılanma oranlarının bu datalarla bir arada gösterilmesi kıymetli. Son üç ayda kaç kişi aşı oldu, kaçı mRNA’ydı ve kaç kişi hatırlatma dozunu yaptırdı? Bu bize gerçek sayıları gösterecektir” dedi.
Prof. Dr. Necla Tülek, hatırlatma dozu davetinde bulundu. (AA)
Lakin fazlaca sayıda kişinin aşılanması yahut hastalığı geçirmesiyle toplumsal bağışıklığın oluşabileceğini belirten Tülek, “Örneğin, iki ay içerisinde Avrupa kıtasının en az yarısının Omicron enfeksiyonunu geçireceği öngörülüyor. Lakin buradaki sorun Omicron’un bağışıklık bırakıp bırakmadığı. Eldeki datalar kısıtlı fakat biz biliyoruz ki Omicron’da yeniden enfeksiyon oranı yüksek” sözlerini kullandı.
Sıhhat Bakanlığı’nın son bilgilerine nazaran korona niçiniyle Türkiye’de 94 bin 783 kişinin testi olumlu çıktı, 174 kişi ise vefat etti.
Hastalığı geçirerek toplumsal bağışıklığın bununla birlikte epeyce sayıda kişinin vefat etmesi, hastaneye yatması manasına geldiğini, bu niçinle tercih edilemeyeceğini belirten Tülek, toplumsal bağışıklığa aşılanmayla ulaşılabileceğinin altını çizdi.
‘ÇOK YÜKSEK SEVİYEDE, SÜRATLİ AŞILAMA GEREKİYOR’
Prof. Tülek, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Covid-19 açısından da toplumun en az yüzde 90’ının aşılanması gerekiyor. Ancak aşılanmada da farklılıklar var. Daha evvelki aşıların koruyuculuk oranı yüksek lakin birkaç ay daha sonra bağışıklamanın düştüğünü görüyoruz. Bu niçinle bizim toplumsal bağışıklığa ulaşabilmemiz için toplumun en az yüzde 90’ının fazlaca süratli bir biçimde aşılanması lazım. Zira virüsler mutasyona epeyce uygun, bu oranda aşılanmayı sağlayamazsak virüsün çoğalması, toplumda yayılması yeni mutasyonların, varyantların ortaya çıkmasına yol açacak. Bu niçinle toplumda çok yüksek seviyede, süratli aşılama gerekiyor. Aşılamada da yalnızca iki doz yetmiyor, artık hatırlatma dozunun da kesinlikle olması lazım.”
Türkiye’de 18 yaş üstünde iki doz aşılanmış bireylerin oranının yüzde 84’ün üstünde olduğuna işaret eden Tülek, “Ülkemizdeki bilgilerde 18 yaş üstünde toplumun büyük kısmı iki doz aşılanmış olarak gözüküyor. Lakin burada bireylerin hangi aşıyla, ne vakit aşılandığı değerli. Zira mRNA aşısı da olsa birkaç ay daha sonra bağışıklık düşüyor, Omicron’a karşı koruyuculuk fazlaca azalıyor. Yani geçmişte yapılan iki doz aşılamanın şu an tesiri yok” sözünü kullandı.
İnaktif aşıların koruyuculuğunun ise Delta ve Omicron varyantına karşı tesirli olmadığını lisana getiren Tülek, “Toplumuzdaki aşılanma oranlarının bu datalarla bir arada gösterilmesi kıymetli. Son üç ayda kaç kişi aşı oldu, kaçı mRNA’ydı ve kaç kişi hatırlatma dozunu yaptırdı? Bu bize gerçek sayıları gösterecektir” dedi.
Prof. Dr. Necla Tülek, hatırlatma dozu davetinde bulundu. (AA)