Ombudsman’dan Emniyet’e ‘gazeteci tavsiyesi’: Daha ihtimamlı lisan kullanılmalı DUVAR- Toplumsal hadiselerde polisin gazetecilerin imaj almasını engellemesi, darp etmesi hatta gözaltına alması, son senelerda tekrar gündeme gelmeye başladı.
Danıştay’ın, polisin olduğu olaylarda cep telefonları ile ses ve manzara kaydı alınmasının engellenmesine dair İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesinin durdurmasının akabinde TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık), emsal bir müracaatta birinci sonucunı verdi.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine bakılırsa, Ankara’da polis tarafınca manzara alınması engellenen, telefonuna el konulan ve zıt kelepçe takılarak gözaltına alınmaya çalışılan gazeteci Demet Aran’ın başvurusunu kısmen kabul eden Kamu Başdenetçisi Erdem Malkoç, inceleme başlattı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden savunma istendi.
‘GÜVENLİ BÖLGEYE ÇIKARILDI’
Emniyetin gönderdiği yazıda, Aran’ın takip ettiği protesto şovlarının “kanuna ters eylem” olduğu argüman edildi: “Basın mensubu olduğunun anlaşılması daha sonrası, kanuna muhalif hareketler esnasında kendisine bir ziyan gelmesinin ve emniyet mensuplarının bakılırsavlerinin engellenmemesi hedefiyle inançlı bölgeye çıkması sağlanmıştır.”
‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İHLAL EDİLMEDİ’
Kamu Başdenetçisi Onur Malkoç, müracaata ait değerlendirmesinde kısmet ret, kısmen tavsiye sonucu verdi. Aran’ın 14 Ekim 2020 tarihinde polis tarafınca gözaltına alınmaya çalışılmasına ait şikâyetinin incelenmemesine karar veren Malkoç, bunun sebebini “Yargı bakılırsav alanına giren hususlara bakma yetkimiz yok” diyerek deklare etti.
Malkoç, Demet Aran’ın imaj alınmasının engellenmesine ait başka şikâyetine ait ise şunları söylemiş oldu: “…Kolluk çalışanı tarafınca şikâyetçinin gazetecilik mesleğini yapmasını engellemek emeliyle fizikî müdahalede bulunulduğu ya da manzara almasını engellemek maksadıyla orantısız ve yasal olmayan bir müdahalede bulunulduğuna ait bir tespitin yapılamadığı, bu niçinle evrak kapsamında basın ve haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğine ait bir tespit yapılamaması niçiniyle talebin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
İKİ ‘TAVSİYE’ KARARI
Malkoç, polislerin aksiyon takibi sırasında gazeteci Demet Aran’a “Kes şunun görüntüsünü” üzere tabirler kullanımı niçiniyle ise Emniyet Genel Müdürlüğü’ne tavsiyede bulunmaya karar verdi. Bu kapsamda Kamu Denetçiliği, uygun idare unsurları açısından kolluk işçisi tarafınca basın mensupları için ‘uygun ortamın sağlanmasına azami ihtimam gösterilmesi’ ve basın mensupları ile kurulacak münasebetlerde ‘daha ihtimamlı bir lisan kullanılması’ konusunda Emniyet’e tavsiyede bulunulmasına hükmetti. (HABER MERKEZİ)
Danıştay’ın, polisin olduğu olaylarda cep telefonları ile ses ve manzara kaydı alınmasının engellenmesine dair İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesinin durdurmasının akabinde TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık), emsal bir müracaatta birinci sonucunı verdi.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine bakılırsa, Ankara’da polis tarafınca manzara alınması engellenen, telefonuna el konulan ve zıt kelepçe takılarak gözaltına alınmaya çalışılan gazeteci Demet Aran’ın başvurusunu kısmen kabul eden Kamu Başdenetçisi Erdem Malkoç, inceleme başlattı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden savunma istendi.
‘GÜVENLİ BÖLGEYE ÇIKARILDI’
Emniyetin gönderdiği yazıda, Aran’ın takip ettiği protesto şovlarının “kanuna ters eylem” olduğu argüman edildi: “Basın mensubu olduğunun anlaşılması daha sonrası, kanuna muhalif hareketler esnasında kendisine bir ziyan gelmesinin ve emniyet mensuplarının bakılırsavlerinin engellenmemesi hedefiyle inançlı bölgeye çıkması sağlanmıştır.”
‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İHLAL EDİLMEDİ’
Kamu Başdenetçisi Onur Malkoç, müracaata ait değerlendirmesinde kısmet ret, kısmen tavsiye sonucu verdi. Aran’ın 14 Ekim 2020 tarihinde polis tarafınca gözaltına alınmaya çalışılmasına ait şikâyetinin incelenmemesine karar veren Malkoç, bunun sebebini “Yargı bakılırsav alanına giren hususlara bakma yetkimiz yok” diyerek deklare etti.
Malkoç, Demet Aran’ın imaj alınmasının engellenmesine ait başka şikâyetine ait ise şunları söylemiş oldu: “…Kolluk çalışanı tarafınca şikâyetçinin gazetecilik mesleğini yapmasını engellemek emeliyle fizikî müdahalede bulunulduğu ya da manzara almasını engellemek maksadıyla orantısız ve yasal olmayan bir müdahalede bulunulduğuna ait bir tespitin yapılamadığı, bu niçinle evrak kapsamında basın ve haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğine ait bir tespit yapılamaması niçiniyle talebin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
İKİ ‘TAVSİYE’ KARARI
Malkoç, polislerin aksiyon takibi sırasında gazeteci Demet Aran’a “Kes şunun görüntüsünü” üzere tabirler kullanımı niçiniyle ise Emniyet Genel Müdürlüğü’ne tavsiyede bulunmaya karar verdi. Bu kapsamda Kamu Denetçiliği, uygun idare unsurları açısından kolluk işçisi tarafınca basın mensupları için ‘uygun ortamın sağlanmasına azami ihtimam gösterilmesi’ ve basın mensupları ile kurulacak münasebetlerde ‘daha ihtimamlı bir lisan kullanılması’ konusunda Emniyet’e tavsiyede bulunulmasına hükmetti. (HABER MERKEZİ)