Murat Ehil yazdı: Afet vurmadan evvel neredeydi devlet? Gazeteci Murat Uzman, YetkinReport’taki son yazısında, kâfi tedbir alınmaması niçiniyle Türkiye’deki sel ve orman yangınlarının büyüdüğünü aktardı. Ehil, yetkinreport.com’daki “Sel ve yangınların ortasından: Neredeydi bu devlet?” başlıklı yazısında, şu tabirleri kullandı:
“Bu yazının yazıldığı 16 Ağustos sabah saatlerinde Batı Karadeniz’deki sel felaketinde ölenlerin sayısı 70’e yükselmişti. Yetkililer en az 77 kişinin çabucak hemen sağ olup olmadığının öğrenilemediğini söylüyor, CHP kaynakları toplan kaybın 300’ü geçebileceğini argüman ediyordu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tahminen de Antalya ve Muğla orman yangınları akabinde gelen tenkitlere atfen “Kimse ‘nerede bu devlet?’ demedi” dedi. Devlet bütün kurumlarıyla en kısa vakitte afet bölgesine ulaşmıştı; hükümet de “vatandaşa karşı en ufak bir mahcubiyet duymamıştı”. Afet daha sonrası vatandaşın yardımına koşan herkese teşekkür borçluyuz lakin bu aslına bakarsan devletin ve devleti yöneten hükümetin asli nazaranvi. Bizim ise “Devlet neredeydi?” diye sormamız gerekiyor. Afet vurmadan evvel neredeydi devlet? niye üzerine düşen tedbirleri almadı ve felaketin boyutları yükseldi?
niye mi? Görüntü ortada da ondan.
…
Ege ve Akdeniz’deki orman yangınlarının dumanı daha tütüyorken Batı Karadeniz’i vuran sel felaketi doğrusu siyasette de medyada da yer aldı. RTÜK’ün ihtarlarına karşın TV kanallarının birçok haber alma hakkının kullanılmasına yardımcı oldu.
Lakin -felaketleri karşılaştırmak natürel ki yanlış ama- can kaybı fazlaca daha ağır bulunmasına karşın sel felaketi toplumsal medyada fazla işlenmedi.
Bunun sebebi sınıfsal olabilir mi? Bozkurt, Ayancık ve Abana’da, Bodrum, Marmaris ve Manavgat’taki kadar tesirli bireylerin villalarının bulunmaması, buraların turizm merkezleri sayılmaması, sonuçta Anadolu’nun büyük kentlere göç veren az nüfuslu ilçeleri sayılması olabilir mi? Buralardaki toplumsal medya kullanıcılarının can havline düşüp kayıt almamaları, alsalar da izleyicileri içinde toplumsal medyada tesirli siyasetçiler, iş insanları, gazeteciler bulunmaması olabilir mi?”
YAZININ TAMAMI İÇİN…
“Bu yazının yazıldığı 16 Ağustos sabah saatlerinde Batı Karadeniz’deki sel felaketinde ölenlerin sayısı 70’e yükselmişti. Yetkililer en az 77 kişinin çabucak hemen sağ olup olmadığının öğrenilemediğini söylüyor, CHP kaynakları toplan kaybın 300’ü geçebileceğini argüman ediyordu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tahminen de Antalya ve Muğla orman yangınları akabinde gelen tenkitlere atfen “Kimse ‘nerede bu devlet?’ demedi” dedi. Devlet bütün kurumlarıyla en kısa vakitte afet bölgesine ulaşmıştı; hükümet de “vatandaşa karşı en ufak bir mahcubiyet duymamıştı”. Afet daha sonrası vatandaşın yardımına koşan herkese teşekkür borçluyuz lakin bu aslına bakarsan devletin ve devleti yöneten hükümetin asli nazaranvi. Bizim ise “Devlet neredeydi?” diye sormamız gerekiyor. Afet vurmadan evvel neredeydi devlet? niye üzerine düşen tedbirleri almadı ve felaketin boyutları yükseldi?
niye mi? Görüntü ortada da ondan.
…
Ege ve Akdeniz’deki orman yangınlarının dumanı daha tütüyorken Batı Karadeniz’i vuran sel felaketi doğrusu siyasette de medyada da yer aldı. RTÜK’ün ihtarlarına karşın TV kanallarının birçok haber alma hakkının kullanılmasına yardımcı oldu.
Lakin -felaketleri karşılaştırmak natürel ki yanlış ama- can kaybı fazlaca daha ağır bulunmasına karşın sel felaketi toplumsal medyada fazla işlenmedi.
Bunun sebebi sınıfsal olabilir mi? Bozkurt, Ayancık ve Abana’da, Bodrum, Marmaris ve Manavgat’taki kadar tesirli bireylerin villalarının bulunmaması, buraların turizm merkezleri sayılmaması, sonuçta Anadolu’nun büyük kentlere göç veren az nüfuslu ilçeleri sayılması olabilir mi? Buralardaki toplumsal medya kullanıcılarının can havline düşüp kayıt almamaları, alsalar da izleyicileri içinde toplumsal medyada tesirli siyasetçiler, iş insanları, gazeteciler bulunmaması olabilir mi?”
YAZININ TAMAMI İÇİN…