İmamoğlu: Cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler Yüksek Seçim Heyeti üyelerine hakaret ettiği savıyla 2 yıl 7 ay mahpus ve siyasi yasak cezasına çarptırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, “Onları şaşırtacak derecede yürekli ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor. Bu saatten daha sonra cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler” diye konuştu.
Cumhuriyet gazetesine konuşan İmamoğlu, “Mahkeme olayı, kurdukları kumpas sürecine aldanmayan Altılı Masa, Kılıçdaroğlu ve Akşener, gösterilen uyumlu bakış onları güzelce alabora etti. Her akşam beni düşünde gördüğünü düşünüyordum lakin bu saatten daha sonra onun için kabusa döndü” tabirlerini kullandı.
“Demirtaş’ın açıklamasını nasıl buluyorsunuz?” sorusuna İmamoğlu, “Diline, yüreğine sağlık” cevabını verdi.
İmamoğlu’nun açıklamalarından bir kısım şöyleki:
Size verilen cezanın akabinde Erdoğan “Bizansvari taht oyunları”, MHP başkanı Devlet Bahçeli ise “Saraçhane kumpası” tabirlerini kullandı. Yorumunuz nedir?
Şantaj, kumpas, tuzak denilen şeyler mahkeme sürecinin ortasında dolu dolu var. Atanan hâkimin adil davranma çabası üzerine sürülmesi, yeni heyetin getirilmesi. Yüksek Seçim Heyeti (YSK) liderinin siyasi bir yol haritası çizmesi, bir bakanın “Şöyle alırım, bu biçimde almam” demesine kadar ortasında kumpas, tuzak, şantaj hepsi var. bu biçimde sıfatlar masanın gündeminde sadece “bunları bertaraf etme düşüncesi” olarak var.
Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na sizinle ilgili ‘başka ebeveynler arıyor’ sözlerine ne dersiniz?
her insanın ebeveyni belirli. Bunu da hakeret kabul edebilirim fakat gündemime dahi almıyorum. Genel liderimizin baba oğul bağlantısı tabirlerinden gurur ve onur duyuyorum. Yarın da abla kardeş alakasına takılabilir. Zira muhalefetteki bu dayanışma, işbirliği en sıkıntı anda bile ayakta kalabilmesi onların akıllarını karıştırdı. bu biçimde sataşmalara devam edecekler.
Kılıçdaroğlu ve Akşener’in küme toplantıları tenkitleri boşa çıkarmadı mı?
Erdoğan, “Ben burayı niye karıştıramadım” şaşkınlığı yaşıyor. Bugünkü konuşmasından o anlaşılıyor. Tam hedefime vardım derken biri, “Baba, oğul” dedi. Biri, “abla kardeş” bağlantısını ortaya koydu. Erdoğan artık vahlanıyordur.
Size verilen cezayla ilgili birfazlaca senaryo çiziliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Mülk edinme hissine sahip iktidar mensupları var. Benzerini ülke için yaşatıyorlar. İstanbul için “Kazansanız da vermeyiz” hissini yaşattılar. Ne oldu millet farkı 806 bin oya çıkarttı. Bunu mülk edindiklerini düşündükleri için kabul edemiyorlar. Gelinen noktada “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” diyen anlayış bu endişeyi kapısında hissediyor. Bu endişe yüzünden ana aktör gördüğü insanları da kumpas, şantaj hisleriyle bertaraf etmeye çalışıyor. Onları şaşırtacak derecede yavuz ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor. Bu saatten daha sonra cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler.
Seçim sırasında da namertlik olabilir mi?
Her şey olabilir. Ben değil, YSK lideri söylüyor. “Mertçe çaba edeceğiz” deniyorsa, istinaf bunu bozsun. Namertlik kanıları için de önlem aldık, bunu da bilsin. Nasıl İstanbul seçimlerinde önlem aldıysak Türkiye seçiminde de daha kuvvetli bir anlayışla önlemimizi alacağız. Mahkeme olayı, kurdukları kumpas sürecine aldanmayan 6’lı masa, Kılıçdaroğlu ve Akşener, gösterilen uyumlu bakış onları yeterlice alabora etti. Her akşam beni hayalinde gördüğünü düşünüyordum fakat bu saatten daha sonra onun için kabusa döndü.
Karar İmamoğlu’nun mu Türkiye’nin mi önünü tıkıyor?
Demokrasiye yapılan her müdahale Türkiye’nin önünü tıkar. Bunu başarısız kılmamız gerek. O denli yaparsak Türkiye’nin önü açılır. Hukuksuz halde verilen tüm kararlar için geçerli bu. Arkadaşlarımız içeride, Demirtaş içeride şu an. Aileleri makûs durumda.
Peki kimle kazanır 6’lı masa?
Her CHP’linin doğal adayı kendi genel lideridir. Benim de genel liderim var. Kemal Kılıçdaroğlu. Özü budur. Problem şu; gösterilen işbirliği ve beraberlik. bu biçimde her şeyin epeyce hoş gideceğini hissediyorum.
Demirtaş’ın açıklamasını nasıl buluyorsunuz?
Diline, yüreğine sıhhat. Sürecin sekteye uğratılması, yapılan bu müdahale Türkiye’nin önünü tıkıyor, umutları kırıyor. Lakin Türkiye’ye yapılan bir müdahale. Bu sonucun altına imza atan hakimin, savcının ve onun gibilerin eşleri çocukları için de kazanmak zorundayız. İleride onların da bir hukuksuzlukla karşı karşıya kalmamaları için, bu ülkenin tüm çocukları için kazanmak zorundayız. (KAYNAK)
Cumhuriyet gazetesine konuşan İmamoğlu, “Mahkeme olayı, kurdukları kumpas sürecine aldanmayan Altılı Masa, Kılıçdaroğlu ve Akşener, gösterilen uyumlu bakış onları güzelce alabora etti. Her akşam beni düşünde gördüğünü düşünüyordum lakin bu saatten daha sonra onun için kabusa döndü” tabirlerini kullandı.
“Demirtaş’ın açıklamasını nasıl buluyorsunuz?” sorusuna İmamoğlu, “Diline, yüreğine sağlık” cevabını verdi.
İmamoğlu’nun açıklamalarından bir kısım şöyleki:
Size verilen cezanın akabinde Erdoğan “Bizansvari taht oyunları”, MHP başkanı Devlet Bahçeli ise “Saraçhane kumpası” tabirlerini kullandı. Yorumunuz nedir?
Şantaj, kumpas, tuzak denilen şeyler mahkeme sürecinin ortasında dolu dolu var. Atanan hâkimin adil davranma çabası üzerine sürülmesi, yeni heyetin getirilmesi. Yüksek Seçim Heyeti (YSK) liderinin siyasi bir yol haritası çizmesi, bir bakanın “Şöyle alırım, bu biçimde almam” demesine kadar ortasında kumpas, tuzak, şantaj hepsi var. bu biçimde sıfatlar masanın gündeminde sadece “bunları bertaraf etme düşüncesi” olarak var.
Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na sizinle ilgili ‘başka ebeveynler arıyor’ sözlerine ne dersiniz?
her insanın ebeveyni belirli. Bunu da hakeret kabul edebilirim fakat gündemime dahi almıyorum. Genel liderimizin baba oğul bağlantısı tabirlerinden gurur ve onur duyuyorum. Yarın da abla kardeş alakasına takılabilir. Zira muhalefetteki bu dayanışma, işbirliği en sıkıntı anda bile ayakta kalabilmesi onların akıllarını karıştırdı. bu biçimde sataşmalara devam edecekler.
Kılıçdaroğlu ve Akşener’in küme toplantıları tenkitleri boşa çıkarmadı mı?
Erdoğan, “Ben burayı niye karıştıramadım” şaşkınlığı yaşıyor. Bugünkü konuşmasından o anlaşılıyor. Tam hedefime vardım derken biri, “Baba, oğul” dedi. Biri, “abla kardeş” bağlantısını ortaya koydu. Erdoğan artık vahlanıyordur.
Size verilen cezayla ilgili birfazlaca senaryo çiziliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Mülk edinme hissine sahip iktidar mensupları var. Benzerini ülke için yaşatıyorlar. İstanbul için “Kazansanız da vermeyiz” hissini yaşattılar. Ne oldu millet farkı 806 bin oya çıkarttı. Bunu mülk edindiklerini düşündükleri için kabul edemiyorlar. Gelinen noktada “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” diyen anlayış bu endişeyi kapısında hissediyor. Bu endişe yüzünden ana aktör gördüğü insanları da kumpas, şantaj hisleriyle bertaraf etmeye çalışıyor. Onları şaşırtacak derecede yavuz ve onlardan birkaç kat daha yetenekli bir Karadenizli olduğumu unutuyor. Bu saatten daha sonra cumhurbaşkanına tek tavsiyem şudur; sahayı mertlikle dizayn etsinler.
Seçim sırasında da namertlik olabilir mi?
Her şey olabilir. Ben değil, YSK lideri söylüyor. “Mertçe çaba edeceğiz” deniyorsa, istinaf bunu bozsun. Namertlik kanıları için de önlem aldık, bunu da bilsin. Nasıl İstanbul seçimlerinde önlem aldıysak Türkiye seçiminde de daha kuvvetli bir anlayışla önlemimizi alacağız. Mahkeme olayı, kurdukları kumpas sürecine aldanmayan 6’lı masa, Kılıçdaroğlu ve Akşener, gösterilen uyumlu bakış onları yeterlice alabora etti. Her akşam beni hayalinde gördüğünü düşünüyordum fakat bu saatten daha sonra onun için kabusa döndü.
Karar İmamoğlu’nun mu Türkiye’nin mi önünü tıkıyor?
Demokrasiye yapılan her müdahale Türkiye’nin önünü tıkar. Bunu başarısız kılmamız gerek. O denli yaparsak Türkiye’nin önü açılır. Hukuksuz halde verilen tüm kararlar için geçerli bu. Arkadaşlarımız içeride, Demirtaş içeride şu an. Aileleri makûs durumda.
Peki kimle kazanır 6’lı masa?
Her CHP’linin doğal adayı kendi genel lideridir. Benim de genel liderim var. Kemal Kılıçdaroğlu. Özü budur. Problem şu; gösterilen işbirliği ve beraberlik. bu biçimde her şeyin epeyce hoş gideceğini hissediyorum.
Demirtaş’ın açıklamasını nasıl buluyorsunuz?
Diline, yüreğine sıhhat. Sürecin sekteye uğratılması, yapılan bu müdahale Türkiye’nin önünü tıkıyor, umutları kırıyor. Lakin Türkiye’ye yapılan bir müdahale. Bu sonucun altına imza atan hakimin, savcının ve onun gibilerin eşleri çocukları için de kazanmak zorundayız. İleride onların da bir hukuksuzlukla karşı karşıya kalmamaları için, bu ülkenin tüm çocukları için kazanmak zorundayız. (KAYNAK)