İçişleri’nin Dedeoğulları raporu: Polisin soruşturulmasına gerek yok ANKARA – Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz 2021’de Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin Mehmet Altun tarafınca katledilmesiyle ilgili İçişleri Bakanlığı’na bağlı Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı rapor ortaya çıktı.
Dedeoğulları ailesinin avukatının yaptığı hata duyurusunda, emniyet vazifelilerinin öldürülen bireylerin korunmasına yönelik bakılırsavlerini yapmadıkları, nazaranvlerinin gereklerine alışılmamış davrandıkları, bunun kararında mevte niçiniyet verdikleri tez edilmişti. İçişleri Bakanlığı’na bağlı müfettişlerce hazırlanan raporda, polisler hakkında soruşturmaya gerek görülmediği söz edildi ve katliamın “ırkçı bir saldırı” üzere sunularak Türk- Kürt problemi haline getirilmeye çalışıldığı argüman edildi.
MÜFETTİŞLER: 11 YIL İKİ AİLE ORTASINDA ‘HUSUMET’ YAŞANMADI
Konya’da gerçekleşen katliama dair değerlendirmelerin yer aldığı Mülkiye Müfettişleri raporunda, iki aile içindeki “husumetin” 2010 yılında başladığı, Yaşar Dedeoğulları’nın İsmail Altun’a hakaret ettiği teziyle birinci fezlekenin 29 Temmuz 2010 yılında düzenlendiği açıklandı. Birebir tarihte katliamı gerçekleştiren Mehmet Altun’un Yaşar Dedeoğulları’nın ikametine av tüfeğiyle ateş ettiği de raporda vurgulandı.
Mülkiyet müfettişleri, ortadan geçen 11 yılda iki aile içinde “emniyete intikal eden” bir olayın yaşanmadığını, 12 Mayıs 2021 günü ise taraflar içinde “Kasten Yaralama, Hakaret, Genel Güvenliği Tehlikeye Sokma” hataları kapsamına giren olaylar yaşandığını, Keleş ailesinden 6 kişinin tutuklanmasının akabinde 12 Mayıs ile 22 Mayıs 2021 tarihleri içinde ikametler etrafında sabit polis grubunun nazaranvlendirildiğini belirtti. Bu tarihten daha sonra iki aile içindeki şikayetlere değinen Mülkiye müfettişleri raporda 30 Temmuz’daki katliama dair bilgilere yer verdi.
RAPORDA KATLİAMIN ‘TÜRK- KÜRT PROBLEMİ HALİNE GETİRİLMEYE ÇALIŞILDIĞI’ SAVUNULDU
Müfettişler katliamın “Türk- Kürt meselesi” haline getirilmeye çalışıldığı tezinde bulundu, “ırkçı bir saldırı” olmadığını savundu. Raporda, “Olay daha sonrasında örgüte (PKK) müzahir birtakım toplumsal medya hesaplarında ve basın yayın organlarında olayın kelamda ırkçı bir hücum olduğu biçiminde yayınlar yapmak suretiyle olayın Türk- Kürt sorunu haline getirilmeye çalışıldığı” tabirleri yer aldı.
KATLİAMDAN daha sonra MÜDAFAA KARARI MÜFETTİŞ RAPORUNDA
Mülkiye müfettişleri raporunda Mehmet Altun’un 7 kişiyi öldürmesi ve konutu ateşe vermesinin daha sonrasında 24 saat sabit polis takımının gorevlendirildiğini, Çetin Dedeoğulları’na Konya Valiliği tarafınca katliamdan 4 gün daha sonra, 3 Ağustos 2021 tarihinde resen ve acilen yakın muhafaza ve silah taşıma ruhsatı verildiğini vurguladı.
‘POLİSLER HAKKINDA SORUŞTURMA MÜSAADESİNE GEREK YOK’
Dedeoğulları ailesinin avukatlarının muhafaza taleplerine olumlu karşılık verilmediği başvurusunu kıymetlendiren Mülkiye Müfettişleri, Konya Vilayet Emniyet Eski Müdürü, Konya Vilayet Emniyet Müdürü, eski vilayet emniyet müdür yardımcısı, Konya Vilayet Emniyet Müdafaa Şube müdür vekili, Meram İlçesi eski Emniyet Müdürü, Lalabahçe Polis Merkezi eski amiri, Lalabahçe Polis Merkezi amiri hakkında 4483 sayılı kanun kararlarına nazaran “Soruşturma müsaadesi verilmemesi gerektiği” sonucunı verdi.
Dedeoğulları ailesinin avukatının yaptığı hata duyurusunda, emniyet vazifelilerinin öldürülen bireylerin korunmasına yönelik bakılırsavlerini yapmadıkları, nazaranvlerinin gereklerine alışılmamış davrandıkları, bunun kararında mevte niçiniyet verdikleri tez edilmişti. İçişleri Bakanlığı’na bağlı müfettişlerce hazırlanan raporda, polisler hakkında soruşturmaya gerek görülmediği söz edildi ve katliamın “ırkçı bir saldırı” üzere sunularak Türk- Kürt problemi haline getirilmeye çalışıldığı argüman edildi.
MÜFETTİŞLER: 11 YIL İKİ AİLE ORTASINDA ‘HUSUMET’ YAŞANMADI
Konya’da gerçekleşen katliama dair değerlendirmelerin yer aldığı Mülkiye Müfettişleri raporunda, iki aile içindeki “husumetin” 2010 yılında başladığı, Yaşar Dedeoğulları’nın İsmail Altun’a hakaret ettiği teziyle birinci fezlekenin 29 Temmuz 2010 yılında düzenlendiği açıklandı. Birebir tarihte katliamı gerçekleştiren Mehmet Altun’un Yaşar Dedeoğulları’nın ikametine av tüfeğiyle ateş ettiği de raporda vurgulandı.
Mülkiyet müfettişleri, ortadan geçen 11 yılda iki aile içinde “emniyete intikal eden” bir olayın yaşanmadığını, 12 Mayıs 2021 günü ise taraflar içinde “Kasten Yaralama, Hakaret, Genel Güvenliği Tehlikeye Sokma” hataları kapsamına giren olaylar yaşandığını, Keleş ailesinden 6 kişinin tutuklanmasının akabinde 12 Mayıs ile 22 Mayıs 2021 tarihleri içinde ikametler etrafında sabit polis grubunun nazaranvlendirildiğini belirtti. Bu tarihten daha sonra iki aile içindeki şikayetlere değinen Mülkiye müfettişleri raporda 30 Temmuz’daki katliama dair bilgilere yer verdi.
RAPORDA KATLİAMIN ‘TÜRK- KÜRT PROBLEMİ HALİNE GETİRİLMEYE ÇALIŞILDIĞI’ SAVUNULDU
Müfettişler katliamın “Türk- Kürt meselesi” haline getirilmeye çalışıldığı tezinde bulundu, “ırkçı bir saldırı” olmadığını savundu. Raporda, “Olay daha sonrasında örgüte (PKK) müzahir birtakım toplumsal medya hesaplarında ve basın yayın organlarında olayın kelamda ırkçı bir hücum olduğu biçiminde yayınlar yapmak suretiyle olayın Türk- Kürt sorunu haline getirilmeye çalışıldığı” tabirleri yer aldı.
KATLİAMDAN daha sonra MÜDAFAA KARARI MÜFETTİŞ RAPORUNDA
Mülkiye müfettişleri raporunda Mehmet Altun’un 7 kişiyi öldürmesi ve konutu ateşe vermesinin daha sonrasında 24 saat sabit polis takımının gorevlendirildiğini, Çetin Dedeoğulları’na Konya Valiliği tarafınca katliamdan 4 gün daha sonra, 3 Ağustos 2021 tarihinde resen ve acilen yakın muhafaza ve silah taşıma ruhsatı verildiğini vurguladı.
‘POLİSLER HAKKINDA SORUŞTURMA MÜSAADESİNE GEREK YOK’
Dedeoğulları ailesinin avukatlarının muhafaza taleplerine olumlu karşılık verilmediği başvurusunu kıymetlendiren Mülkiye Müfettişleri, Konya Vilayet Emniyet Eski Müdürü, Konya Vilayet Emniyet Müdürü, eski vilayet emniyet müdür yardımcısı, Konya Vilayet Emniyet Müdafaa Şube müdür vekili, Meram İlçesi eski Emniyet Müdürü, Lalabahçe Polis Merkezi eski amiri, Lalabahçe Polis Merkezi amiri hakkında 4483 sayılı kanun kararlarına nazaran “Soruşturma müsaadesi verilmemesi gerektiği” sonucunı verdi.