HDP’den ‘4 Kasım’ iletisi: Darbeciler yenilmiştir, partimiz daha kuvvetli ANKARA – Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Şurası, dokunulmazlıkları kaldırılan HDP milletvekillerine yönelik tutuklamaların 6’ncı yıl dönümünde açıklama yaptı.
Aralarında eski HDP Eş Liderleri Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da olduğu milletvekillerine yönelik “4 Kasım Darbesinin” üzerinden 6 yıl geçtiğini tabir eden HDP’nin açıklamasında, “Türkiye 6 yıldır siyasi darbelerle yönetiliyor. Ortağı Cemaatle bir arada Türkiye’yi 15 Temmuz darbe ortamına sürükleyen AKP, o tarihten beri siyasi darbelerle varlığını sürdürmeye çalışıyor” denildi.
Yargının açıkça iktidardan talimat aldığı, HDP hakkında açılan kapatma davasının da “nihai” maksadı ortaya koyduğu belirtilen açıklamada şöyleki denildi:
İKTİDAR VE ORTAKLARI TARAFINDAN PLANLANDI: 20 Temmuz’da OHAL ilanıyla başlayan süreçte, demokratik siyaseti tasfiye etmeye yönelik darbeler bilhassa Kürt halkına ve muhaliflere yönelik kesintisiz bir biçimde devam ediyor. Ortadan geçen bu 6 yılda, 4 Kasım’ın siyasi olarak planlandığı, hayata geçirildiği, partimizi ve demokratik siyaseti tasfiye etmeyi amaçladığı ve yargının da bir aparat olarak darbede kullanıldığı kanıtlanmıştır. Algı operasyonları ve partimizin amaç gösterilmesiyle başlayan ve Kobanî Kumpas Davası ile devam eden gelişmelerin tamamı adım adım iktidar ve ortakları tarafınca planlanmıştır. Yargı açık bir halde iktidardan talimat almış ve bunun gereğini yerine getirmiştir.
4 KASIM SİYASİ DARBEDİR: İktidar güdümündeki mahkemeler bu süreci buyruk telaki edip gereğini yerine getirirken, bu akının siyasi boyutu, hukuksuzluğu, demokratik siyaseti tasfiye etme emeli şahsen üniversal hukuk nezdinde ve AİHM kararlarıyla tescillenmiştir. Erdoğan AİHM sonucunı tanımadığını sayısız kere söylemiş ve bu sürecin korsanlığını şahsen kendisi teyit etmiştir. AİHM kararlarına ait bu tavır ile çiğnenen yalnızca memleketler arası hukuk değil, AİHM kararlarının uygulanmasını emreden Anayasanın kendisidir de. O yüzden 4 Kasım bir politiktir darbedir, planlıdır ve kumpas davalarıyla ve partimiz hakkında açılan kapatma davasıyla kesin gayesini da göstermektedir.
SESSİZ KALANLAR DA SORUMLU: Bu akınların amacında demokratik siyasetin öncü gücü olan ve iktidar karşısındaki gerçek muhalefet fonksiyonunu goren partimiz, Kürt halkı ve dostları yer alsa da bu darbe gelinen etapta toplumun tamamını tehdit eder boyuta gelmiştir. 19 Ağustos’ta kayyım darbesiyle kendisini kurumsallaştırmaya çalışan bu darbeci zihniyet, Boğaziçi Üniversitesi meselade görüldüğü üzere ve bugün TTB’ye yapmak istediği üzere iktidara hizmet etmeyen her kurum ve kişiyi tehdit etmektedir. Darbenin bu noktaya gelmesinden, Anayasaya ters bulunmasına karşın partimize ve demokratik siyasete karşı geliştirilen akınlara ortak olanlar ve sessiz kalanlar da sorumludur.
TÜRKİYE TOPLUMU KAZANACAK: Her darbe üzere AKP’nin siyasi darbeleri de ömrünü tamamlamıştır. Darbeyle, baskıyla, hücumlarla ayakta kalmaya çalışan AKP-MHP iktidarı toplumsal dayanağını ve meşruiyetini yitirmiş, giderek daha epey hata düzeneğine dönüşmüştür. Partimiz ise 6 yıldır darbeye karşı sürdürdüğü kesintisiz direnişiyle her zamankinden daha kuvvetli ve kararlı bir biçimde yoluna devam etmektedir. Bu sürecin kararında kesinlikle partimiz, halkımız ve Türkiye toplumu kazanacaktır; kaybeden ise darbeciler, ortakları ve destekçileri olacaktır. (HABER MERKEZİ)
Aralarında eski HDP Eş Liderleri Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da olduğu milletvekillerine yönelik “4 Kasım Darbesinin” üzerinden 6 yıl geçtiğini tabir eden HDP’nin açıklamasında, “Türkiye 6 yıldır siyasi darbelerle yönetiliyor. Ortağı Cemaatle bir arada Türkiye’yi 15 Temmuz darbe ortamına sürükleyen AKP, o tarihten beri siyasi darbelerle varlığını sürdürmeye çalışıyor” denildi.
Yargının açıkça iktidardan talimat aldığı, HDP hakkında açılan kapatma davasının da “nihai” maksadı ortaya koyduğu belirtilen açıklamada şöyleki denildi:
İKTİDAR VE ORTAKLARI TARAFINDAN PLANLANDI: 20 Temmuz’da OHAL ilanıyla başlayan süreçte, demokratik siyaseti tasfiye etmeye yönelik darbeler bilhassa Kürt halkına ve muhaliflere yönelik kesintisiz bir biçimde devam ediyor. Ortadan geçen bu 6 yılda, 4 Kasım’ın siyasi olarak planlandığı, hayata geçirildiği, partimizi ve demokratik siyaseti tasfiye etmeyi amaçladığı ve yargının da bir aparat olarak darbede kullanıldığı kanıtlanmıştır. Algı operasyonları ve partimizin amaç gösterilmesiyle başlayan ve Kobanî Kumpas Davası ile devam eden gelişmelerin tamamı adım adım iktidar ve ortakları tarafınca planlanmıştır. Yargı açık bir halde iktidardan talimat almış ve bunun gereğini yerine getirmiştir.
4 KASIM SİYASİ DARBEDİR: İktidar güdümündeki mahkemeler bu süreci buyruk telaki edip gereğini yerine getirirken, bu akının siyasi boyutu, hukuksuzluğu, demokratik siyaseti tasfiye etme emeli şahsen üniversal hukuk nezdinde ve AİHM kararlarıyla tescillenmiştir. Erdoğan AİHM sonucunı tanımadığını sayısız kere söylemiş ve bu sürecin korsanlığını şahsen kendisi teyit etmiştir. AİHM kararlarına ait bu tavır ile çiğnenen yalnızca memleketler arası hukuk değil, AİHM kararlarının uygulanmasını emreden Anayasanın kendisidir de. O yüzden 4 Kasım bir politiktir darbedir, planlıdır ve kumpas davalarıyla ve partimiz hakkında açılan kapatma davasıyla kesin gayesini da göstermektedir.
SESSİZ KALANLAR DA SORUMLU: Bu akınların amacında demokratik siyasetin öncü gücü olan ve iktidar karşısındaki gerçek muhalefet fonksiyonunu goren partimiz, Kürt halkı ve dostları yer alsa da bu darbe gelinen etapta toplumun tamamını tehdit eder boyuta gelmiştir. 19 Ağustos’ta kayyım darbesiyle kendisini kurumsallaştırmaya çalışan bu darbeci zihniyet, Boğaziçi Üniversitesi meselade görüldüğü üzere ve bugün TTB’ye yapmak istediği üzere iktidara hizmet etmeyen her kurum ve kişiyi tehdit etmektedir. Darbenin bu noktaya gelmesinden, Anayasaya ters bulunmasına karşın partimize ve demokratik siyasete karşı geliştirilen akınlara ortak olanlar ve sessiz kalanlar da sorumludur.
TÜRKİYE TOPLUMU KAZANACAK: Her darbe üzere AKP’nin siyasi darbeleri de ömrünü tamamlamıştır. Darbeyle, baskıyla, hücumlarla ayakta kalmaya çalışan AKP-MHP iktidarı toplumsal dayanağını ve meşruiyetini yitirmiş, giderek daha epey hata düzeneğine dönüşmüştür. Partimiz ise 6 yıldır darbeye karşı sürdürdüğü kesintisiz direnişiyle her zamankinden daha kuvvetli ve kararlı bir biçimde yoluna devam etmektedir. Bu sürecin kararında kesinlikle partimiz, halkımız ve Türkiye toplumu kazanacaktır; kaybeden ise darbeciler, ortakları ve destekçileri olacaktır. (HABER MERKEZİ)