Hasankeyfliler: Doğup büyüdüğümüz yerde kiracı pozisyonuna düştük Su altında kalan ve Yeni Hasankeyf’in inşa edildiği Serpirê (Kesme Köprü) köyünde konutları zarurî kamulaştırmaya tabi tutulan beşerler kiracı pozisyonuna düştüklerini söylüyor. 34 haneli köyde halk, yeni Hasankeyf’in yapıldığı 36 bin dönümlük arazi ellerinden alınarak, kendilerine mesken dahi verilmedi.
TOPRAKSIZ KALDILAR
Mezopotamya Haber Ajansı’nın haberine bakılırsa, Serpirê köyünde yalnızca kendilerinin 16 aileden oluştuğunu belirten Abdullah Çıkçi, sahip oldukları binlerce dönümlük toprakta hayvancılık, tarım ile ilgilendiklerini fakat topraklarının su altında kalmasıyla birlikte işsiz, evsiz ve topraksız kaldıklarını söylemiş oldu. 2009 yılında başlayan zarurî kamulaştırma ile Devlet Su İşleri’nin (DSİ) topraklarını ellerinden zorla aldığını kaydeden Çıkçi, “Hasankeyflilerin toprağını sattığını belirtiyorlar. Biz hiç bir vakit toprağımızı satmadık. Toprağımızı zorla elimizden aldılar. Toprağımız bereketliydi. Hayvancılıkla da düzgün kazanıyorduk. Bunların yanı sıra tarihi kenti görmeye gelen turistlerin yaptığı alışverişte bize katkı sunuyordu. Köyümüz tarihi kentin çabucak karşısında köprü dibindeydi. Her şeyimiz vardı” diye konuştu.
400 BİN TL’LİK TOPRAĞA 900 TL
Doğup büyüdükleri topraklarda kiracı durumuna düştüklerini kaydeden Çıkçi, artık dönümü 400-500 bin TL olan topraklarına 2009 yılında, mecburî kamulaştırma kararında dönüm başı 900 TL fiyat biçildiğini söylemiş oldu. Mecburî kamulaştırma ile toprakları ellerinden alındıktan daha sonra ailelerin, Mardin, Batman ve İstanbul’a göç etmek zorunda kaldığını aktaran Çıkçi, yeni kentte kalan 11 ailenin tamamının kiracı olduğunu söylemiş oldu.
‘HAFIZAMIZI ELİMİZDEN ALDILAR’
Yeni inşa edilen Hasankayf’e 5 kilometre uzaklıkta ‘kuru bir toprağın’ kendilerine tahsis edildiğini kaydeden Çıkçi, “Her aileye 400 metrekarelik bir alan verildi. Bu alanda ne hayvancılık, ne de tarım yapabiliriz. Daha kura çekilmesini bekleyeceğiz. Meskeni kendi imkanlarımız ile yapmamızı istiyorlar. 1 yıl evvel bize bu yeri verselerdi, tahminen yapma imkanımız olurdu. Demir 3 TL’den 8 TL’ye çıkmış. Bu imkanlar ile nasıl yapalım” diye konuştu.
‘PARALARI FAİZİYLE GERİ ALDILAR’
Yapılan barajla ömürlerinin alt üst olduğunu belirten Lokman Yılmaz, “Her şeyimiz zorla elimizden aldılar. Evvel bin 950 TL ile kamulaştırıldığını, ondan sonrasında gelip bunu 900 TL’ye indirdiklerini söylemiş olduler. Para verdiği şahıslardan faiziyle paralarını geri aldılar. Şu an o yerler 400 ile 500 bin TL kıymetinde. Yeni yapılan Hasankeyf’te köylüleri istemediklerini belirtip bize yer dahi vermediler. 36 bin dönümlük alan köylülerimizin toprağıydı. Artık burada kiracıyız. Köyümüzde binlerce hayvan yetiştiriyorduk. Yeni yapılan kentte hiç bir biçimde geçim kaynağımız yok” halinde konuştu.
MAHKEME KARARI UYGULANMIYOR
Hayat alanlara dönük gerçekleştirilen hukuksuzluğa karşı mahkemeye başvurduklarını aktaran Yılmaz, şunları söylemiş oldu: “Kamulaştırmanın başladığı 2009 yılından bu yana hukuksuzluk devam ediyor. Mecburî bir biçimde yerimiz elimizden alınıp hesabımıza para yatırıldı. Hesabımıza yatırılan paraları almadık. Mahkeme kademesi hala devam ediyor. Mahkeme kimi köylüleri haklı bulmasına karşın DSİ gerekli adımı atmıyorlar. Yasal hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar gideceğiz.”
Kent merkezine 5 kilometre uzaklıkta kupkuru bir yerine kendilerine tahsis edildiğini kaydeden Yılmaz, 2 yıldan fazla bir müddetdir kura çekimini beklediklerini söylemiş oldu.
TOPRAKSIZ KALDILAR
Mezopotamya Haber Ajansı’nın haberine bakılırsa, Serpirê köyünde yalnızca kendilerinin 16 aileden oluştuğunu belirten Abdullah Çıkçi, sahip oldukları binlerce dönümlük toprakta hayvancılık, tarım ile ilgilendiklerini fakat topraklarının su altında kalmasıyla birlikte işsiz, evsiz ve topraksız kaldıklarını söylemiş oldu. 2009 yılında başlayan zarurî kamulaştırma ile Devlet Su İşleri’nin (DSİ) topraklarını ellerinden zorla aldığını kaydeden Çıkçi, “Hasankeyflilerin toprağını sattığını belirtiyorlar. Biz hiç bir vakit toprağımızı satmadık. Toprağımızı zorla elimizden aldılar. Toprağımız bereketliydi. Hayvancılıkla da düzgün kazanıyorduk. Bunların yanı sıra tarihi kenti görmeye gelen turistlerin yaptığı alışverişte bize katkı sunuyordu. Köyümüz tarihi kentin çabucak karşısında köprü dibindeydi. Her şeyimiz vardı” diye konuştu.
400 BİN TL’LİK TOPRAĞA 900 TL
Doğup büyüdükleri topraklarda kiracı durumuna düştüklerini kaydeden Çıkçi, artık dönümü 400-500 bin TL olan topraklarına 2009 yılında, mecburî kamulaştırma kararında dönüm başı 900 TL fiyat biçildiğini söylemiş oldu. Mecburî kamulaştırma ile toprakları ellerinden alındıktan daha sonra ailelerin, Mardin, Batman ve İstanbul’a göç etmek zorunda kaldığını aktaran Çıkçi, yeni kentte kalan 11 ailenin tamamının kiracı olduğunu söylemiş oldu.
‘HAFIZAMIZI ELİMİZDEN ALDILAR’
Yeni inşa edilen Hasankayf’e 5 kilometre uzaklıkta ‘kuru bir toprağın’ kendilerine tahsis edildiğini kaydeden Çıkçi, “Her aileye 400 metrekarelik bir alan verildi. Bu alanda ne hayvancılık, ne de tarım yapabiliriz. Daha kura çekilmesini bekleyeceğiz. Meskeni kendi imkanlarımız ile yapmamızı istiyorlar. 1 yıl evvel bize bu yeri verselerdi, tahminen yapma imkanımız olurdu. Demir 3 TL’den 8 TL’ye çıkmış. Bu imkanlar ile nasıl yapalım” diye konuştu.
‘PARALARI FAİZİYLE GERİ ALDILAR’
Yapılan barajla ömürlerinin alt üst olduğunu belirten Lokman Yılmaz, “Her şeyimiz zorla elimizden aldılar. Evvel bin 950 TL ile kamulaştırıldığını, ondan sonrasında gelip bunu 900 TL’ye indirdiklerini söylemiş olduler. Para verdiği şahıslardan faiziyle paralarını geri aldılar. Şu an o yerler 400 ile 500 bin TL kıymetinde. Yeni yapılan Hasankeyf’te köylüleri istemediklerini belirtip bize yer dahi vermediler. 36 bin dönümlük alan köylülerimizin toprağıydı. Artık burada kiracıyız. Köyümüzde binlerce hayvan yetiştiriyorduk. Yeni yapılan kentte hiç bir biçimde geçim kaynağımız yok” halinde konuştu.
MAHKEME KARARI UYGULANMIYOR
Hayat alanlara dönük gerçekleştirilen hukuksuzluğa karşı mahkemeye başvurduklarını aktaran Yılmaz, şunları söylemiş oldu: “Kamulaştırmanın başladığı 2009 yılından bu yana hukuksuzluk devam ediyor. Mecburî bir biçimde yerimiz elimizden alınıp hesabımıza para yatırıldı. Hesabımıza yatırılan paraları almadık. Mahkeme kademesi hala devam ediyor. Mahkeme kimi köylüleri haklı bulmasına karşın DSİ gerekli adımı atmıyorlar. Yasal hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar gideceğiz.”
Kent merkezine 5 kilometre uzaklıkta kupkuru bir yerine kendilerine tahsis edildiğini kaydeden Yılmaz, 2 yıldan fazla bir müddetdir kura çekimini beklediklerini söylemiş oldu.