Gökbakar’dan MHP’li Yönter’e karşılık: Utanacak ne yapmışım? Direktör ve oyuncu Şahan Gökbakar, orman yangınlarıyla ilgili ‘Help Turkey’ etiketiyle paylaşım yapan sanatkarları amaç alan Yeni Asır Gazetesi’nin manşetine gösterdiği reaksiyon ve yangınlarla ilgili yaptığı yayınlar niçiniyle kendisine hakaret eden MHP Genel Lider Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter’e cevap verdi.
Toplumsal medya hesabından yangınlara ait yaptığı yayında Yönter’in kendisi hakkındaki kelamlarına de değinen Gökbakar, “Ben, beni bu denli yıl seven milyonlarca insan için yardım isterim. Buradaki hayvanlar, ağaçlar, bu vatan için yardım isterim. Yanıp giden kül olan orman için canım yanarak yardım isterim. Niçin kendim için isteyeyim İzzet Beyefendi?” diye seslendi.
MAKSAT GÖSTEREN MANŞETE REAKSİYON
Şahan Gökbakar, Yeni Asır’ın sanatkarları maksat alan manşetini eleştirerek, “‘Help Turkey’ yazan sanatkarlara fişlemeler, gaye göstermeler… ‘Siz nerenin sanatçısısınız…’ Siz nerenin gazetecisiniz? Siz hangi ülkenin basınısınız? demeler. Bir kendinize onu sorun önce! Siz hangi ülkede haber yapıyorsunuz? Siz hangi ülkede gazete çıkarıyorsunuz? Evvel kendinize bunu sorun” deyince MHP’li Yönter tarafınca amaç alınmıştı. Yönter, twitter hesabından Gökbakar hakkında şu paylaşımı yapmıştı: “Seviyen motamot Recep İvedik…Ligin Ceren ile Celal’deki rolünle birleşik! Sen kendine yardım iste Şahan, boş başın almadığı işlere karışma, zira düşmüşsün düşeceğin kadar…Ancak Türk devleti kuvvetlidür bunu da traji komik aklından çıkarma…Güldürmedilk evvel utanmayı dene!”
GÖKBAKAR: KONUŞMA ÜSLUBU FARKLI OLMALI
Yönter’in bu paylaşımı üzerine Şahan Gökbakar yeni bir açıklama yaparak, şunları söylemiş oldu:
Biliyorsunuz Hisarönü etrafında yayın yaparken bir gazetenin ‘Siz hangi ülkenin sanatçısısınız’ olarak attığı manşetten bahsetmiştim. Orada ismi geçen Ezgi Mola, Murat Boz üzere isimlerin fazlaca pahalı beşerler olduğundan ve bu beşerler niye ‘Help Turkey’ deme gereksinimini hissetti diye anlatmaya çalışmıştım. Sağ olun, herkes fazlaca dayanak gösterdi. İnternette adımın geçtiği bir tweet olduğunu ve bir milletvekilinin attığını okudum. Sizlerle birlikte bir tahlil etmek istedim.
Bu tweet’i atan beyefendi bir milletvekili olduğu için yaptığı misyon sebebiyle de halkla; yani ben halkım, vatanın bir evladıyım, ötürüsıyla vekaleti veren beşerle konuşma üslubunun daha farklı olması gerektiğini düşündüm.
BEN BURADAKİ HAYVANLAR, AĞAÇLAR, VATAN İÇİN YARDIM İSTERİM
Kendisine yardım istiyor’ demiş. Hayır efendim, ben kendime yardım istemem. Kendi meskenim yanarsa rastgele bir beşerden, devletimizin yetkililerinden yardım istemeyeceğimi belirttim. Ben, beni epey yıl seven milyonlarca insan için yardım isterim. Buradaki hayvanlar, ağaçlar, bu vatan için yardım isterim. Yanıp giden kül olan orman için canım yanarak yardım isterim. Niçin kendim için isteyeyim İzzet Beyefendi?
BANA HAKARET ETMEDEN ELEŞTİRECEĞİNİZ MEVZUYU BULAMAMIŞSINIZ
Bana ‘boş bir insan’ demiş. Başım yeterlidir, fazlaca boş bir insan değilimdir. Yaptığım sinemaların, canlandırdığım karakterlerin benimle bir alakası olmadığından ve muvaffakiyete ulaşmasından boş başlı olmadığımı varsayım edersiniz sonunuz geçince. Ben utanılacak bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Bana hakaret etmeden eleştireceğiniz mevzuyu bulamamışsınız vallahi Ulvi amcacığım. Adımla hitap ettiğiniz için ben de size samimiyet kurmak istediğiniz düşünerek isminizle hitap ediyorum. Beni hangi hususta eleştirdiğinizi, hakaret etmek yerine tenkit yaparak yazsaydınız, makamınıza duyduğum hürmetten ötürü dinlerdim. Ben bu ülkede efendi üzere yaşayan, tek emeli sağlıklı hoş günler yaşamak olan sağlıklı, edepli bir beşerim.
Ben vatanımı seven bir beşerim. Bu ormanlar için sıkıntılandım, hala da dertleniyorum. Olaylar biteli iki gün oldu ancak ben İstanbul’daki meskenime gitmedim. Siz bu milletin bir vekilisiniz, ötürüsıyla vekaletini aldığınız insanlara hakaret etmemeniz gerekiyor bence.
O SİZİN DÜNYANIZ
Siz politikler mecliste hepinizin dokunulmazlığı olduğu için mecliste kendi kendinize sayar söversiniz. Biz bunları görüyoruz. O sizin dünyanız, biz o dünyaya dahil değiliz. Ben bir komedyenim, oyuncuyum. Bu vatanın efendi bir ferdiyim. Alıştığınız bu hakaret, linç kültürü bende yok. Bana dediğiniz söylerin karşılığını size birebir dozdan versem bana yakışır mı? Ben bir milletin vekiline hakaret ederek konuşmayı kendime yakıştırmam. Siz pekala nasıl yakıştırıyorsunuz kendinize bu vatanın bir ferdine hakaret etmeyi?
Bana hakaret etmek yerine rahatsız olduğunuz şeyleri anlatsaydınız ben de anlardım. Ben 2 çocuk babası 40 yaşında adamım. Bu hakaretleri yutayım mı ben artık? Yutuyorum! Hayırdır bana ‘boş başlı, utan’ demişsiniz. Bir kez ben Recep İvedik değilim, benim adım Şahan Gökbakar. O hayali bir karakter, ben yaşıyorum İzzet Beyefendi amcacığım. Bu nedir ya? Anam babam benimle bu biçimde konuşmuyor. Hayırdır inşallah! Ben sizi attığınız bu tweet’le baş başa bırakıyorum.
UTANILACAK BİR ŞEY YAPMADIM
Ben buradaki insanların ömrü için gece gündüz çalıştım. Ne utanılacak, ne gocunulacak bir şey yaptım. Beşerler bana ‘Ölüyoruz’ diye bağırırken bile sakinliğimi ve üslubumu daima muhafazaya çalıştım.
Ben komedyen adamım, savaş muhabiri değilim. Çok zorlandım, ağlamak istedim lakin kendimi tuttum. O yüzden siyasi kimlik taşıyan insanlardan rica ediyorum; aşağılayıcı, ayrıştırıcı üslubu bir bırakın! İnşallah meramımı anlatabilmişimdir.
BİRBİRİMİZİN İNANIŞIYLA, ETNİK KİMLİĞİYLE İLGİLENMEYELİM
Ülkemiz cennet bir ülke, daha düzgün olsun diye çabalayalım. Birbirimizin inanışıyla, etnik kimliğiyle, edebiyle ilgilenmeyelim. İlerlemek için uğraşalım diyorum, artık boş mu dolu mu benim başım siz karar verin!” (HABER MERKEZİ)
Toplumsal medya hesabından yangınlara ait yaptığı yayında Yönter’in kendisi hakkındaki kelamlarına de değinen Gökbakar, “Ben, beni bu denli yıl seven milyonlarca insan için yardım isterim. Buradaki hayvanlar, ağaçlar, bu vatan için yardım isterim. Yanıp giden kül olan orman için canım yanarak yardım isterim. Niçin kendim için isteyeyim İzzet Beyefendi?” diye seslendi.
MAKSAT GÖSTEREN MANŞETE REAKSİYON
Şahan Gökbakar, Yeni Asır’ın sanatkarları maksat alan manşetini eleştirerek, “‘Help Turkey’ yazan sanatkarlara fişlemeler, gaye göstermeler… ‘Siz nerenin sanatçısısınız…’ Siz nerenin gazetecisiniz? Siz hangi ülkenin basınısınız? demeler. Bir kendinize onu sorun önce! Siz hangi ülkede haber yapıyorsunuz? Siz hangi ülkede gazete çıkarıyorsunuz? Evvel kendinize bunu sorun” deyince MHP’li Yönter tarafınca amaç alınmıştı. Yönter, twitter hesabından Gökbakar hakkında şu paylaşımı yapmıştı: “Seviyen motamot Recep İvedik…Ligin Ceren ile Celal’deki rolünle birleşik! Sen kendine yardım iste Şahan, boş başın almadığı işlere karışma, zira düşmüşsün düşeceğin kadar…Ancak Türk devleti kuvvetlidür bunu da traji komik aklından çıkarma…Güldürmedilk evvel utanmayı dene!”
GÖKBAKAR: KONUŞMA ÜSLUBU FARKLI OLMALI
Yönter’in bu paylaşımı üzerine Şahan Gökbakar yeni bir açıklama yaparak, şunları söylemiş oldu:
Biliyorsunuz Hisarönü etrafında yayın yaparken bir gazetenin ‘Siz hangi ülkenin sanatçısısınız’ olarak attığı manşetten bahsetmiştim. Orada ismi geçen Ezgi Mola, Murat Boz üzere isimlerin fazlaca pahalı beşerler olduğundan ve bu beşerler niye ‘Help Turkey’ deme gereksinimini hissetti diye anlatmaya çalışmıştım. Sağ olun, herkes fazlaca dayanak gösterdi. İnternette adımın geçtiği bir tweet olduğunu ve bir milletvekilinin attığını okudum. Sizlerle birlikte bir tahlil etmek istedim.
Bu tweet’i atan beyefendi bir milletvekili olduğu için yaptığı misyon sebebiyle de halkla; yani ben halkım, vatanın bir evladıyım, ötürüsıyla vekaleti veren beşerle konuşma üslubunun daha farklı olması gerektiğini düşündüm.
BEN BURADAKİ HAYVANLAR, AĞAÇLAR, VATAN İÇİN YARDIM İSTERİM
Kendisine yardım istiyor’ demiş. Hayır efendim, ben kendime yardım istemem. Kendi meskenim yanarsa rastgele bir beşerden, devletimizin yetkililerinden yardım istemeyeceğimi belirttim. Ben, beni epey yıl seven milyonlarca insan için yardım isterim. Buradaki hayvanlar, ağaçlar, bu vatan için yardım isterim. Yanıp giden kül olan orman için canım yanarak yardım isterim. Niçin kendim için isteyeyim İzzet Beyefendi?
BANA HAKARET ETMEDEN ELEŞTİRECEĞİNİZ MEVZUYU BULAMAMIŞSINIZ
Bana ‘boş bir insan’ demiş. Başım yeterlidir, fazlaca boş bir insan değilimdir. Yaptığım sinemaların, canlandırdığım karakterlerin benimle bir alakası olmadığından ve muvaffakiyete ulaşmasından boş başlı olmadığımı varsayım edersiniz sonunuz geçince. Ben utanılacak bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Bana hakaret etmeden eleştireceğiniz mevzuyu bulamamışsınız vallahi Ulvi amcacığım. Adımla hitap ettiğiniz için ben de size samimiyet kurmak istediğiniz düşünerek isminizle hitap ediyorum. Beni hangi hususta eleştirdiğinizi, hakaret etmek yerine tenkit yaparak yazsaydınız, makamınıza duyduğum hürmetten ötürü dinlerdim. Ben bu ülkede efendi üzere yaşayan, tek emeli sağlıklı hoş günler yaşamak olan sağlıklı, edepli bir beşerim.
Ben vatanımı seven bir beşerim. Bu ormanlar için sıkıntılandım, hala da dertleniyorum. Olaylar biteli iki gün oldu ancak ben İstanbul’daki meskenime gitmedim. Siz bu milletin bir vekilisiniz, ötürüsıyla vekaletini aldığınız insanlara hakaret etmemeniz gerekiyor bence.
O SİZİN DÜNYANIZ
Siz politikler mecliste hepinizin dokunulmazlığı olduğu için mecliste kendi kendinize sayar söversiniz. Biz bunları görüyoruz. O sizin dünyanız, biz o dünyaya dahil değiliz. Ben bir komedyenim, oyuncuyum. Bu vatanın efendi bir ferdiyim. Alıştığınız bu hakaret, linç kültürü bende yok. Bana dediğiniz söylerin karşılığını size birebir dozdan versem bana yakışır mı? Ben bir milletin vekiline hakaret ederek konuşmayı kendime yakıştırmam. Siz pekala nasıl yakıştırıyorsunuz kendinize bu vatanın bir ferdine hakaret etmeyi?
Bana hakaret etmek yerine rahatsız olduğunuz şeyleri anlatsaydınız ben de anlardım. Ben 2 çocuk babası 40 yaşında adamım. Bu hakaretleri yutayım mı ben artık? Yutuyorum! Hayırdır bana ‘boş başlı, utan’ demişsiniz. Bir kez ben Recep İvedik değilim, benim adım Şahan Gökbakar. O hayali bir karakter, ben yaşıyorum İzzet Beyefendi amcacığım. Bu nedir ya? Anam babam benimle bu biçimde konuşmuyor. Hayırdır inşallah! Ben sizi attığınız bu tweet’le baş başa bırakıyorum.
UTANILACAK BİR ŞEY YAPMADIM
Ben buradaki insanların ömrü için gece gündüz çalıştım. Ne utanılacak, ne gocunulacak bir şey yaptım. Beşerler bana ‘Ölüyoruz’ diye bağırırken bile sakinliğimi ve üslubumu daima muhafazaya çalıştım.
Ben komedyen adamım, savaş muhabiri değilim. Çok zorlandım, ağlamak istedim lakin kendimi tuttum. O yüzden siyasi kimlik taşıyan insanlardan rica ediyorum; aşağılayıcı, ayrıştırıcı üslubu bir bırakın! İnşallah meramımı anlatabilmişimdir.
BİRBİRİMİZİN İNANIŞIYLA, ETNİK KİMLİĞİYLE İLGİLENMEYELİM
Ülkemiz cennet bir ülke, daha düzgün olsun diye çabalayalım. Birbirimizin inanışıyla, etnik kimliğiyle, edebiyle ilgilenmeyelim. İlerlemek için uğraşalım diyorum, artık boş mu dolu mu benim başım siz karar verin!” (HABER MERKEZİ)