Botokstan mevt: Otopside yüksek oranda silisyuma rastlandı İstanbul Beşyimdüzü’nde rezidansta bulunan hoşluk merkezinde kalçasına botoks yaptırdıktan daha sonra ölen Kübra Boyraz Solmazgül’ün (38) vefatıyla ilgili İsimli Tıp Kurumu raporu mahkemeye sunuldu. Otopsi daha sonrası yapılan patolojik incelemede kanda ve dokuda yüksek seviyede silisyuma rastlandı.
Büyükçekmece Adliyesi 13. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Öner Özsoyeri, Erdal Doğruya ve taraf avukatları katıldı. İsimli Tıp Kurumu raporunda otopsi daha sonrası yapılan patolojik incelemede kanda ve dokuda yüksek seviyede silisyum içeriğine rastlandığından dolayı enjekte edilen hususun silikon içeren bir dolgu hususu olduğunun kabulü gerektiği açıklandı.
Silikon içeren dolgu hususlarının enjeksiyon üslubunda bedene naklinin tıbbın genel kabul görmüş prensip ve kurallarına alışılmamış olduğunun bilindiği cihetle silikon uygulanmasının tıp kurallarına uygun olmadığı kaydedildi. Enjeksiyon daha sonrası hastada hipotansif şok gibisi bir tablonun geliştiğinin tabir edildiği, şeker ve su verilerek bir müddet bekletildikten daha sonra meskenine gdolayıldüğü fakat gdolayıldükten bir süre daha sonra durumunun daha da berbatlaşması üzerine yakınları tarafınca hastaneye kaldırıldığı raporda yer aldı.
Raporda dolgu unsurunun kazara damar içine verilmesine bağlı emboli kararı meydana geldiğinin öngörülerek kişinin tıbbi teşhis ve tedavisini yapabilecek bir merkeze gdolayılmesi gerekirken şeker ve su verilerek merkezde tutulup çabucak sonrasında da meskenine gdolayılmesinin tıp kurallarına uygun olmadığı açıklandı. Otopside kalp, akciğer ve böbreklerinde damar ortasında yabancı cisim, yağ embolisine bağlı görünüm izlendiği ve buna bağlı iskemi ve organ yetmezliği kararı mevtin gerçekleştiğine yer verildi.
Sanık Öner Özsoyeri’nin avukatı, “Raporda müsebbip tespit edilememektedir. Öner’in sorumsuzluğuna değinilmiştir. Olayın faili aslında Ömer’dir. Mali sonuçları niçiniyle olay müvekkilimizin üzerine yıkılmıştır. Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ederiz” dedi.
Sanık Erdal Doğruya’nın avukatı ise, “Müvekkilime bir kusur verilememiştir. Süreci yapan Melih isimli Ömer’dir, kusur paylaşımı yapılmamıştır. Ömer müvekkilimize cürüm yıkmaya çalışmaktadır. Bu niçinle müvekkilimin beraatini isteriz” sözlerini kullandı.
İsimli Tıp Kurumundan gelen raporda sertifikası olmayan tabiplerin bu usul bir süreci yapamayacağı belirtilerek sanık Öner Özsoyeri’nin medikal estetik sertifikasına sahip olup olmadığının araştırılması gerektiğine karar verildi. Hakim, Sıhhat Bakanlığı’na yazı yazılarak sanıklar Öner Özsoyeri ve Erdal Doyruya’nın tıp hekimi olup olmadıklarının ve sanıkların medikal estetik sertifikasına sahip olup olmadıklarının araştırılmasına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
NE OLMUŞTU?
Büyükçekmece Başsavcılığı tarafınca hazırlanan iddianamede, Kübra Boyraz Solmazgül’ün 9 Temmuz 2020’de kendisini Melih diye tanıştıran kuşkulu Ömer Elmalı’dan randevu aldığı, uzmanlık eğitimi ve sertifikası bulunmayan pratisyen tabip Öner Özsoyeri tarafınca kalça dolgusu yapıldığı anlatıldı.
19 Eylül’de bir daha Ömer Elmalı’dan randevu alan Kübra Boyraz’ın saat 17.54’te geldiği iş yerinden saat 20.20’de bu kere yarı baygın biçimde çıktığı, burada bacaklarından kucaklanıp gelen araca bindirilerek, iş yerinde çalışan Kadriye A.’nın kolunda konutuna getirilip, babasına teslim edildiği anlatıldı.
Kızının kötüleştiğini goren baba Ekrem Solmazgül tarafınca evvel bir devlet hastanesine oradan da özel bir hastaneye kaldırılan Kübra Boyraz’ın, sonraki gün 20 Eylül 2020’de hayatını kaybettiği kaydedildi.
Şüpheliler hekim Öner Özsoyer ve Erdal Doğruya’nın ‘Bilinçli taksirle mevte niçiniyet verme’ ve ‘Sağlık hizmetleri temel kanununa muhalefet’ cürümlerinden toplam 5 yıldan 12 yıla kadar mahpusları talep edildi. Kuşkulu Erdal Doğruya’nın ayrıyeten tabip olmadığı biçimde hasta tedavi etmesinden dolayı da 1219 sayılı unsur uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar mahpusla cezalandırılması istendi.
Öteki şüpheliler Ömer Elmalı ve Bülent B.’nin ise ‘Sağlık Hizmetleri Temel Kanuna’na muhalefet’ hatasından 1 yıldan 3 yıla kadar mahpusu istendi. (DHA)
Büyükçekmece Adliyesi 13. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Öner Özsoyeri, Erdal Doğruya ve taraf avukatları katıldı. İsimli Tıp Kurumu raporunda otopsi daha sonrası yapılan patolojik incelemede kanda ve dokuda yüksek seviyede silisyum içeriğine rastlandığından dolayı enjekte edilen hususun silikon içeren bir dolgu hususu olduğunun kabulü gerektiği açıklandı.
Silikon içeren dolgu hususlarının enjeksiyon üslubunda bedene naklinin tıbbın genel kabul görmüş prensip ve kurallarına alışılmamış olduğunun bilindiği cihetle silikon uygulanmasının tıp kurallarına uygun olmadığı kaydedildi. Enjeksiyon daha sonrası hastada hipotansif şok gibisi bir tablonun geliştiğinin tabir edildiği, şeker ve su verilerek bir müddet bekletildikten daha sonra meskenine gdolayıldüğü fakat gdolayıldükten bir süre daha sonra durumunun daha da berbatlaşması üzerine yakınları tarafınca hastaneye kaldırıldığı raporda yer aldı.
Raporda dolgu unsurunun kazara damar içine verilmesine bağlı emboli kararı meydana geldiğinin öngörülerek kişinin tıbbi teşhis ve tedavisini yapabilecek bir merkeze gdolayılmesi gerekirken şeker ve su verilerek merkezde tutulup çabucak sonrasında da meskenine gdolayılmesinin tıp kurallarına uygun olmadığı açıklandı. Otopside kalp, akciğer ve böbreklerinde damar ortasında yabancı cisim, yağ embolisine bağlı görünüm izlendiği ve buna bağlı iskemi ve organ yetmezliği kararı mevtin gerçekleştiğine yer verildi.
Sanık Öner Özsoyeri’nin avukatı, “Raporda müsebbip tespit edilememektedir. Öner’in sorumsuzluğuna değinilmiştir. Olayın faili aslında Ömer’dir. Mali sonuçları niçiniyle olay müvekkilimizin üzerine yıkılmıştır. Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ederiz” dedi.
Sanık Erdal Doğruya’nın avukatı ise, “Müvekkilime bir kusur verilememiştir. Süreci yapan Melih isimli Ömer’dir, kusur paylaşımı yapılmamıştır. Ömer müvekkilimize cürüm yıkmaya çalışmaktadır. Bu niçinle müvekkilimin beraatini isteriz” sözlerini kullandı.
İsimli Tıp Kurumundan gelen raporda sertifikası olmayan tabiplerin bu usul bir süreci yapamayacağı belirtilerek sanık Öner Özsoyeri’nin medikal estetik sertifikasına sahip olup olmadığının araştırılması gerektiğine karar verildi. Hakim, Sıhhat Bakanlığı’na yazı yazılarak sanıklar Öner Özsoyeri ve Erdal Doyruya’nın tıp hekimi olup olmadıklarının ve sanıkların medikal estetik sertifikasına sahip olup olmadıklarının araştırılmasına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
NE OLMUŞTU?
Büyükçekmece Başsavcılığı tarafınca hazırlanan iddianamede, Kübra Boyraz Solmazgül’ün 9 Temmuz 2020’de kendisini Melih diye tanıştıran kuşkulu Ömer Elmalı’dan randevu aldığı, uzmanlık eğitimi ve sertifikası bulunmayan pratisyen tabip Öner Özsoyeri tarafınca kalça dolgusu yapıldığı anlatıldı.
19 Eylül’de bir daha Ömer Elmalı’dan randevu alan Kübra Boyraz’ın saat 17.54’te geldiği iş yerinden saat 20.20’de bu kere yarı baygın biçimde çıktığı, burada bacaklarından kucaklanıp gelen araca bindirilerek, iş yerinde çalışan Kadriye A.’nın kolunda konutuna getirilip, babasına teslim edildiği anlatıldı.
Kızının kötüleştiğini goren baba Ekrem Solmazgül tarafınca evvel bir devlet hastanesine oradan da özel bir hastaneye kaldırılan Kübra Boyraz’ın, sonraki gün 20 Eylül 2020’de hayatını kaybettiği kaydedildi.
Şüpheliler hekim Öner Özsoyer ve Erdal Doğruya’nın ‘Bilinçli taksirle mevte niçiniyet verme’ ve ‘Sağlık hizmetleri temel kanununa muhalefet’ cürümlerinden toplam 5 yıldan 12 yıla kadar mahpusları talep edildi. Kuşkulu Erdal Doğruya’nın ayrıyeten tabip olmadığı biçimde hasta tedavi etmesinden dolayı da 1219 sayılı unsur uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar mahpusla cezalandırılması istendi.
Öteki şüpheliler Ömer Elmalı ve Bülent B.’nin ise ‘Sağlık Hizmetleri Temel Kanuna’na muhalefet’ hatasından 1 yıldan 3 yıla kadar mahpusu istendi. (DHA)