Ankara Barosu: ‘Sansür Yasası’ türel değildir Ankara Barosu, “sansür yasası” olarak eleştirilen toplumsal medya kanunuyla ilgili açıklama yaptı. Söz ve basın özgürlüğünün sonlandırıldığı tabir edilen açıklamada, “Kanunun getirdiği düzenlemeler, özgürlükleri tehdit etmektedir’ denildi.
Açıklamada şu tabirler yer aldı:
“Basının tahakküm altına alınmaya çalışıldığı günümüzde, yeni bir cezalandırma aracı yaratılmıştır. Mevzuatın öngörülebilir ve makul olması unsurlarına karşıt olan bu düzenlemeyle, herkes kabahatin faili olma tehdidi altındadır. Bu durumda ülkede, hukuk güvenliğinin varlığından kelam edilemez.
İfade ve basın hürriyetini kısıtlayan bu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Kontratı ve Anayasaya açıkça alışılmamıştır. Bir kanun unsuru, olumlu hukukta beden bulmuş olsa da temel haklara ait milletlerarası kontratlar ve Anayasaya uygun değilse; o kararın, hukuk devleti prensibine uygun olduğundan kelam edilemez.
Bu hâliyle ‘Sansür Yasası’ türel değildir. Kanunla getirilen, aldatıcı bilginin yayılması tabiri yürürlükte kalırsa, ortasından çıkılmaz bir türel tartışma alanı doğuracağı üzere, hangi tabirin yanıltma emeli taşıdığı konusunda, objektif bir kriter oluşturma imkânı bulunmamaktadır.
Bütün bu konular çerçevesinde, “yanıltıcı bilgi” teriminden hareketle ulaşılacak yerin; insanların, toplumsal problemlerde rastgele bir fikir beyan etmekten çekineceklerini ve ötürüsıyla da toplumun tamamının sesinin kesilmesine yol açabileceğini belirtmek gerekmektedir… Bu kanun değişikliğiyle, siyasi iktidar fiilen uygulamaya çalıştığı düşman ceza hukukuna yasal yer oluşturmuştur.
Avukatlık Kanununun 76. hususu gereği Ankara Barosu, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını hareketli olarak savunmaya ve muhafazaya dün olduğu üzere bugün de devam edecektir.” (HABER MERKEZİ)
Açıklamada şu tabirler yer aldı:
“Basının tahakküm altına alınmaya çalışıldığı günümüzde, yeni bir cezalandırma aracı yaratılmıştır. Mevzuatın öngörülebilir ve makul olması unsurlarına karşıt olan bu düzenlemeyle, herkes kabahatin faili olma tehdidi altındadır. Bu durumda ülkede, hukuk güvenliğinin varlığından kelam edilemez.
İfade ve basın hürriyetini kısıtlayan bu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Kontratı ve Anayasaya açıkça alışılmamıştır. Bir kanun unsuru, olumlu hukukta beden bulmuş olsa da temel haklara ait milletlerarası kontratlar ve Anayasaya uygun değilse; o kararın, hukuk devleti prensibine uygun olduğundan kelam edilemez.
Bu hâliyle ‘Sansür Yasası’ türel değildir. Kanunla getirilen, aldatıcı bilginin yayılması tabiri yürürlükte kalırsa, ortasından çıkılmaz bir türel tartışma alanı doğuracağı üzere, hangi tabirin yanıltma emeli taşıdığı konusunda, objektif bir kriter oluşturma imkânı bulunmamaktadır.
Bütün bu konular çerçevesinde, “yanıltıcı bilgi” teriminden hareketle ulaşılacak yerin; insanların, toplumsal problemlerde rastgele bir fikir beyan etmekten çekineceklerini ve ötürüsıyla da toplumun tamamının sesinin kesilmesine yol açabileceğini belirtmek gerekmektedir… Bu kanun değişikliğiyle, siyasi iktidar fiilen uygulamaya çalıştığı düşman ceza hukukuna yasal yer oluşturmuştur.
Avukatlık Kanununun 76. hususu gereği Ankara Barosu, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını hareketli olarak savunmaya ve muhafazaya dün olduğu üzere bugün de devam edecektir.” (HABER MERKEZİ)