14 yıl evvel ölen iş beşerinin mezarı babalık tezi niçiniyle açılıyor Mühendis Hakan Yılmaz (55) annesinin ameliyat öncesi itirafı ile biyolojik babasının iş insanı Ahmet Necati Yılmaz, olduğunu öğrendi. Yılmaz’ın açtığı babalık davası kapsamında 14 yıl evvel vefat eden Ahmet Necati Yılmaz’ın mezarının DNA testi için açılmasına karar verildi.
Bursa’da Tülay Korkmazer, 2010 yılında ameliyata girmedilk evvel oğlu Hakan Yılmaz’a biyolojik babasının ANY Dokuma ve Reisoğlu Dokuma’nın sahibi Ahmet Necati Yılmaz olduğunu söylemiş oldu. Ahmet Necati Yılmaz’ın 2007’de öldüğünü öğrenen Hakan Yılmaz, babalık davası açtı fakat üvey kardeşi tarafınca tehdit edilince davadan geri çekildi. Hakan Yılmaz, 2020 yılında üvey kardeşinin öldüğünü öğrenince bir daha babalık davası açtı. Mahkeme, nisan ayında Hakan Yılmaz’ın kimliğinde ismi yazan babası Orhan Yılmaz’ın mezarını açtırdı. DNA kararında Orhan Yılmaz’ın biyolojik babası olmadığı kanıtlanan Hakan Yılmaz, soydan düştü. Mahkeme, DNA testi için iş insanı Ahmet Necati Yılmaz’ın mezarının açılmasını kararlaştırdı.
‘KARŞI TARAFTAN BÜYÜK TEHDİTLER ALDIM’
Biyolojik babasını öğrenmek için başlatmış olduğu dava sürecini anlatan Hakan Yılmaz, “2010 yılında annem tehlikeli bir operasyon geçirecekti. Bu ameliyat endişesiyle üzerine kayıtlı olduğum kişinin gerçek babam olmadığını söylemiş oldu. Büyük bir şok yaşadım. Annemin söylemiş olduği isim üzerine araştırma yaptım. Kendisinin Bursa’da ünlü bir iş adamı olduğunu öğrendim. Araştırma yaptım ve ablalarımla görüşmek istedim. Ablalarımla görüştüm. Bana bu biçimde bir şeyin olmadığını söylemiş olduler. Toplamış olduğum donelerle 2010 yılında babalık davası açtım. Karşı tarafın hayli kuvvetli olmasından dolayı büyük tehditler aldım. Dava 2 sene sürdü. Ailem üzerinden de almış olduğum tehditlerden dolayı davamdan vazgeçtim. Bana belirli bir ölçü para ödediler. 2020 yılında beni tehdit eden ablamın vefat ettiğini öğrendim ve vakit kaybetmeden yine dava açtım. Dava kararı üzerine kayıtlı olduğum kişinin mezarı açıldı. Babam sandığım kişinin gerçek babam olmadığı İsimli Tıp kurumu raporunca tescillendi. Artık bu aylar içerisinde mahkemenin vermiş olduğu karar mucibince babam olduğunu söylemiş olduğim kişinin mezarı açılacak. Şayet babam olduğu kanıtlanırsa, çocuklarımla büyük bir miras hakkından faydalanacağım” dedi.
‘PARA ARTIK İKİNCİ PLANDA, MANEVİ OLARAK RAHATLAMAM LAZIM’
Önemli bir servete sahip olabileceğini belirten Yılmaz, “Alışmış olduğum bir tertip vardı. Bunu devam ettirebilirdim fakat sonuç olarak üzerine kayıtlı olduğum baba, benim gerçek babam değilmiş. Hedefim; çocuklarımın dedesi kim, bunu öğrenmeleri. Manevi olarak da rahatlamam lazım. Para artık ikinci planda geliyor. Miras alsam da hayır hasenat işleriyle uğraşacağım. Bütün etrafıma de bunu söylemiş oldum” diye konuştu.
‘CİDDİ BİR MAL VARLIĞINA VARİS OLACAK KONUMDA’
Türel süreci anlatan Avukat Hasan Aydoğdu ise DHA’ya şunları söylemiş oldu:
“Hakan Bey’in resmiyetteki babasının biyolojik babası olmadığı ortaya çıktı. Burada karara varıldı. Davamızın son kademesinde fethi kabir sonucu verildi. Alınacak olan DNA örnekleri, Hakan Bey’in örnekleriyle İsimli Tıp nezaretinde karşılaştırılacak. Rapor sonucunda Hakan Bey’in biyolojik babası olduğu ortaya çıkarsa davamız sonuca ulaşacak. Çok önemli bir mal varlığına varis olacak pozisyonda. Şu anki önceliğimiz davaları sonuca vardırabilmek. daha sonrasında Hakan Bey’in de talebi olursa mirasla alakalı başka süreci de başlatmaya hazırız. 2010 yılında soy bağının reddi ve babalık davası açmış fakat burada yaşanan birtakım korkutma ve tehditlerle Hakan Beyefendi, bu süreçten vazgeçirilmiş ve 2 yıllık bir dava süreci yaşanmış. 2012 yılında da Hakan Beyefendi karşı tarafın baskısıyla bu davalardan vazgeçirilmiştir. daha sonrasında 2020 yılında tehdit ögesi sayılacak şahısların vefatını öğrendik ve süreci yeniden başlattık. Evvelki dava sürecinde yaşanan olaylar, evraka yansıyan evraklar Hakan Bey’in bahsetmiş olduğumiz saygın iş adamının oğlu olduğunu gösteriyor” sözlerini kullandı. (HABER MERKEZİ)
Bursa’da Tülay Korkmazer, 2010 yılında ameliyata girmedilk evvel oğlu Hakan Yılmaz’a biyolojik babasının ANY Dokuma ve Reisoğlu Dokuma’nın sahibi Ahmet Necati Yılmaz olduğunu söylemiş oldu. Ahmet Necati Yılmaz’ın 2007’de öldüğünü öğrenen Hakan Yılmaz, babalık davası açtı fakat üvey kardeşi tarafınca tehdit edilince davadan geri çekildi. Hakan Yılmaz, 2020 yılında üvey kardeşinin öldüğünü öğrenince bir daha babalık davası açtı. Mahkeme, nisan ayında Hakan Yılmaz’ın kimliğinde ismi yazan babası Orhan Yılmaz’ın mezarını açtırdı. DNA kararında Orhan Yılmaz’ın biyolojik babası olmadığı kanıtlanan Hakan Yılmaz, soydan düştü. Mahkeme, DNA testi için iş insanı Ahmet Necati Yılmaz’ın mezarının açılmasını kararlaştırdı.
‘KARŞI TARAFTAN BÜYÜK TEHDİTLER ALDIM’
Biyolojik babasını öğrenmek için başlatmış olduğu dava sürecini anlatan Hakan Yılmaz, “2010 yılında annem tehlikeli bir operasyon geçirecekti. Bu ameliyat endişesiyle üzerine kayıtlı olduğum kişinin gerçek babam olmadığını söylemiş oldu. Büyük bir şok yaşadım. Annemin söylemiş olduği isim üzerine araştırma yaptım. Kendisinin Bursa’da ünlü bir iş adamı olduğunu öğrendim. Araştırma yaptım ve ablalarımla görüşmek istedim. Ablalarımla görüştüm. Bana bu biçimde bir şeyin olmadığını söylemiş olduler. Toplamış olduğum donelerle 2010 yılında babalık davası açtım. Karşı tarafın hayli kuvvetli olmasından dolayı büyük tehditler aldım. Dava 2 sene sürdü. Ailem üzerinden de almış olduğum tehditlerden dolayı davamdan vazgeçtim. Bana belirli bir ölçü para ödediler. 2020 yılında beni tehdit eden ablamın vefat ettiğini öğrendim ve vakit kaybetmeden yine dava açtım. Dava kararı üzerine kayıtlı olduğum kişinin mezarı açıldı. Babam sandığım kişinin gerçek babam olmadığı İsimli Tıp kurumu raporunca tescillendi. Artık bu aylar içerisinde mahkemenin vermiş olduğu karar mucibince babam olduğunu söylemiş olduğim kişinin mezarı açılacak. Şayet babam olduğu kanıtlanırsa, çocuklarımla büyük bir miras hakkından faydalanacağım” dedi.
‘PARA ARTIK İKİNCİ PLANDA, MANEVİ OLARAK RAHATLAMAM LAZIM’
Önemli bir servete sahip olabileceğini belirten Yılmaz, “Alışmış olduğum bir tertip vardı. Bunu devam ettirebilirdim fakat sonuç olarak üzerine kayıtlı olduğum baba, benim gerçek babam değilmiş. Hedefim; çocuklarımın dedesi kim, bunu öğrenmeleri. Manevi olarak da rahatlamam lazım. Para artık ikinci planda geliyor. Miras alsam da hayır hasenat işleriyle uğraşacağım. Bütün etrafıma de bunu söylemiş oldum” diye konuştu.
‘CİDDİ BİR MAL VARLIĞINA VARİS OLACAK KONUMDA’
Türel süreci anlatan Avukat Hasan Aydoğdu ise DHA’ya şunları söylemiş oldu:
“Hakan Bey’in resmiyetteki babasının biyolojik babası olmadığı ortaya çıktı. Burada karara varıldı. Davamızın son kademesinde fethi kabir sonucu verildi. Alınacak olan DNA örnekleri, Hakan Bey’in örnekleriyle İsimli Tıp nezaretinde karşılaştırılacak. Rapor sonucunda Hakan Bey’in biyolojik babası olduğu ortaya çıkarsa davamız sonuca ulaşacak. Çok önemli bir mal varlığına varis olacak pozisyonda. Şu anki önceliğimiz davaları sonuca vardırabilmek. daha sonrasında Hakan Bey’in de talebi olursa mirasla alakalı başka süreci de başlatmaya hazırız. 2010 yılında soy bağının reddi ve babalık davası açmış fakat burada yaşanan birtakım korkutma ve tehditlerle Hakan Beyefendi, bu süreçten vazgeçirilmiş ve 2 yıllık bir dava süreci yaşanmış. 2012 yılında da Hakan Beyefendi karşı tarafın baskısıyla bu davalardan vazgeçirilmiştir. daha sonrasında 2020 yılında tehdit ögesi sayılacak şahısların vefatını öğrendik ve süreci yeniden başlattık. Evvelki dava sürecinde yaşanan olaylar, evraka yansıyan evraklar Hakan Bey’in bahsetmiş olduğumiz saygın iş adamının oğlu olduğunu gösteriyor” sözlerini kullandı. (HABER MERKEZİ)