Erdoğan: Yargıya itimat gitgide yükseliyor Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yüksek yargı temsilcileriyle iftar yaptı.
Erdoğan, iftarın akabinde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
“Adaleti mülkün temeli bakılırsan bir geleneğe mensubuz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi Pir Edebali’den beri idare anlayışımızın köşe taşlarından biridir. Adalet hangi ırk, inanç, renk, coğrafyadan olursa olsun tüm insanlığın ortak arayışı, ortak talebi ve ortak bedelidir.
İnsanın şahsî ömründe her şeyin başı nasıl sağlıksa devlet ve toplum ömründe her şeyin başı adalettir. Devlet, hukuk, siyaset, ordu, iktisat, toplum içindeki zincirleme alakanın birinci ve son halkası adalettir. Adaletin olmadığı yerde huzur, birlik, kalkınma, ilerleme, refah olmaz.
Gerek tarihteki kıymetli dönüm noktalarına gerekse etrafımızda yaşanan huzursuzluklara baktığımızda kesinlikle adaletin tesisiyle ilgili dertleri görüyoruz. Adaletle ilgili temel meselelerini çözme kabiliyetini yitiren toplumlar biroldukca can yakıcı krizle boğuşmak zorunda kalıyorlar.
Türkiye son 20 yılda demokrasi ve kalkınma atılımları yardımıyla kendini bu ateş çemberinin haricinde tutmayı başarmıştır. Milletimize verdiğimiz ülkeyi eğitim, sıhhat, adalet ve güvenlik üzerinde yükseltme sözümüze ebediyen sadık kaldık. Cetlerimize rehberlik eden adalet dairesi 2002’den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi.
Altyapı, mevzuat, eğitimden vatandaşa bakış açısına uzanan geniş yelpazede esaslı değişikliklere imza attık. Yargıda da Cumhuriyet tarihinin en büyük ıslahatlarını gerçekleştirdik. AYM’ye ferdi müracaat, lekelenmeme hakkı, kamu denetçiliği ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi hukuk sistemine kazandırdığımız kıymetli yeniliklerdir.
Yüksek mahkemelerimizi çağdaş, ferah ve her türlü teknolojik imkâna sahip hizmet binalarına kavuşturduk. Adaletin en süratli, tarafsız biçimde tecellisinin önünde pürüz teşkil eden bir epeyce şeyi ortadan kaldırdık. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz üzere darbe teşebbüslerine karşın yargıya inanç giderek yükseliyor.
Hukuk devleti unsurunda kaydedilen ilerlemeler devletle vatandaş içinde bağları güçlendirme yanına diplomasi, turizm, ticaretine olumlu tesir ediyor. Ülkemizi demokrasi ve özgürlüklerle büyütme çerçevesinde ıslahat irademizi canlı tutuyor.
Anayasalar her ne kadar unsurlardan oluşsa da her birinin beraberinde bir ruhu vardır. Mevcut anayasamız maalesef ruhunu darbecilerin üflediği anayasa metnidir. Süngü tehdidi altında yazılan bu anayasa son 40 senede epeyce sefer değiştirilmiş, revizyona uğramıştır. 1982 Anayasası ile ilgili en kapsamlı en esaslı değişiklikleri biz yaptık.
İdarede çift başlılık problemine son verdik. Anayasamıza sirayet etmiş vesayetçi ruhu büsbütün ortadan kaldıramadık. Değişikliklerle adeta yamalı bohçaya dönüşen çözümsüzlük kaynağı olduğu her sınamada anlaşılıyor. Her tartışmayla birlikte Türkiye’nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı anayasaya muhtaçlığını fazlaca daha uygun kavrıyoruz. Direkt milleti iradesini yansıtan, üniversal kıymetlerden beslenen sivil anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir.”
DETAYLAR GELİYOR…
Erdoğan, iftarın akabinde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
“Adaleti mülkün temeli bakılırsan bir geleneğe mensubuz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi Pir Edebali’den beri idare anlayışımızın köşe taşlarından biridir. Adalet hangi ırk, inanç, renk, coğrafyadan olursa olsun tüm insanlığın ortak arayışı, ortak talebi ve ortak bedelidir.
İnsanın şahsî ömründe her şeyin başı nasıl sağlıksa devlet ve toplum ömründe her şeyin başı adalettir. Devlet, hukuk, siyaset, ordu, iktisat, toplum içindeki zincirleme alakanın birinci ve son halkası adalettir. Adaletin olmadığı yerde huzur, birlik, kalkınma, ilerleme, refah olmaz.
Gerek tarihteki kıymetli dönüm noktalarına gerekse etrafımızda yaşanan huzursuzluklara baktığımızda kesinlikle adaletin tesisiyle ilgili dertleri görüyoruz. Adaletle ilgili temel meselelerini çözme kabiliyetini yitiren toplumlar biroldukca can yakıcı krizle boğuşmak zorunda kalıyorlar.
Türkiye son 20 yılda demokrasi ve kalkınma atılımları yardımıyla kendini bu ateş çemberinin haricinde tutmayı başarmıştır. Milletimize verdiğimiz ülkeyi eğitim, sıhhat, adalet ve güvenlik üzerinde yükseltme sözümüze ebediyen sadık kaldık. Cetlerimize rehberlik eden adalet dairesi 2002’den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi.
Altyapı, mevzuat, eğitimden vatandaşa bakış açısına uzanan geniş yelpazede esaslı değişikliklere imza attık. Yargıda da Cumhuriyet tarihinin en büyük ıslahatlarını gerçekleştirdik. AYM’ye ferdi müracaat, lekelenmeme hakkı, kamu denetçiliği ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi hukuk sistemine kazandırdığımız kıymetli yeniliklerdir.
Yüksek mahkemelerimizi çağdaş, ferah ve her türlü teknolojik imkâna sahip hizmet binalarına kavuşturduk. Adaletin en süratli, tarafsız biçimde tecellisinin önünde pürüz teşkil eden bir epeyce şeyi ortadan kaldırdık. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz üzere darbe teşebbüslerine karşın yargıya inanç giderek yükseliyor.
Hukuk devleti unsurunda kaydedilen ilerlemeler devletle vatandaş içinde bağları güçlendirme yanına diplomasi, turizm, ticaretine olumlu tesir ediyor. Ülkemizi demokrasi ve özgürlüklerle büyütme çerçevesinde ıslahat irademizi canlı tutuyor.
Anayasalar her ne kadar unsurlardan oluşsa da her birinin beraberinde bir ruhu vardır. Mevcut anayasamız maalesef ruhunu darbecilerin üflediği anayasa metnidir. Süngü tehdidi altında yazılan bu anayasa son 40 senede epeyce sefer değiştirilmiş, revizyona uğramıştır. 1982 Anayasası ile ilgili en kapsamlı en esaslı değişiklikleri biz yaptık.
İdarede çift başlılık problemine son verdik. Anayasamıza sirayet etmiş vesayetçi ruhu büsbütün ortadan kaldıramadık. Değişikliklerle adeta yamalı bohçaya dönüşen çözümsüzlük kaynağı olduğu her sınamada anlaşılıyor. Her tartışmayla birlikte Türkiye’nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı anayasaya muhtaçlığını fazlaca daha uygun kavrıyoruz. Direkt milleti iradesini yansıtan, üniversal kıymetlerden beslenen sivil anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir.”
DETAYLAR GELİYOR…